Sendikalarda eğitim
Sendikal eğitim denildiğinde
emekçilerimizin ortak çıkarları, sendikaların
temel hedef ve gayeleri doğrultusunda realist düşünme ve davranmanın yollarını
açmaya yönelik bilgi ve bilgi edinme yollarını aktarma aklımıza gelmektedir. Sendikalar böylece varlıklarını
devam ettirmek yanında toplumsal işlevlerini de yerine getirmektir.
İnsanımızın
gelişim, değişim ve hayat kalitesine değer kattığını söyleyebileceğimiz
eğitimlerin yararını sıralayacak değilim. Sendikalarımızın senelerce aynı
kişilerden eğitim almalarının hatalı seçim olduğunu söylersem bana kızmazlar
değil mi? devamlı aynı kişilerden eğitim alınmasıyla o sendikanın yönetim ve
temsilcilerinin yeni bilgilerle mücehhez olmaları mümkün olamaz. Yeni bilgi girişlerine,
yeni bakış açılarına kısacası yeniliğe her zaman ihtiyacımız vardır.
Geçtiğimiz yıllarda
sendikalar eğitimlerini online yapmaya başlayınca işin tadı tuzu kalmadı. Pandemi şartlarının sona ermesiyle eğitimlerin
olmazsa olmazı insan faktörü göz ardı edilmeden seminerler başladı.
Tarım-Orman Çalışanları Sendikası’nın tertiplediği eğitiminin
ikinci gününde ‘Kendimizi Güncelleyelim’
diyerek sendika temsilcilerimizle geçtiğimiz hafta İstanbul’da buluştuk. TOÇ BİR-SEN Akademi’nin 3. Dönem 2. Tur
Programı kapsamında düzenlenen etkinlikte, sendika Genel Başkanı Hüseyin Öztürk ile yönetim kademesinden
Genel Başkan Yardımcıları Fikret Akdeniz,
Fatih Doğan ve Musa Şen salonda yerlerini almışlardı.
Öğrenmek
istemeyene bir şey öğretmek mümkün değildir. Sendikal eğitimin başarısı,
katılımcının öğrenmek istediği konularla konuşmacının öğretmek istediği konular
arasında bir uyumun bulunmasına bağlıdır. Şahsen ‘sendikal eğitim’ çalışmalarının
yararlı olduğunu düşünüyorum. Eğitime
katılanlar farklı konularda bilgilerini tazelerken öte yandan eğitim aldıkları
mekânlarda birbirleriyle iletişime geçmeleri de eğitimin parçasıdır.
Buradan
hareketle TOÇ BİR-SEN yönetimi standart
sendikal eğitim programları yerine, ihtiyaca göre biçimlendirilmiş programı ile
üyelerinin eğitimine katkı veriyor. Sendikal eğitimin amacı, bir taraftan bilgi
aktarmak, diğer taraftan katılımcıların sorgulama ve öğrenme yeteneklerini
geliştirmektir. Öğretim üyelerinin ders anlatır edasıyla mesela iş hukuku
anlatmasının fazla bir yarar sağlamadığını düşünenlerdim. İş hukuku elbette
anlatılmalıdır. Anlatımda kullanılacak
yöntem, katılımcının kafasındaki sorulardan başlayıp, bu soruları, kişiyi kendi
başına daha fazla öğrenmeye teşvik edecek biçimde olmalıdır.
Sendikal
eğitimde bilgi aktarmaktan çok, öğrenme ihtiyacının hissettirilmesi daha
önemlidir. Bilgi aktarmaktan çok, deneyimlerin ve çeşitli kanallardan
öğrenilmiş bilgilerin sorgulanmasını ve sistemleştirilmesini sağlayacak
anlayışların öğretilmesinin daha önemli olduğunu düşünüyorum.
İstanbul’da üç gün dolu dolu süren eğitimde Hüseyin Oruç ‘Mazlum Coğrafyalar ve İnsanî Diplomasi’, Prof. Dr. Mehmet Özaydın ‘Uluslararası Sözleşmelerde Sendikal Haklar’, Maarif Vakfı Mütevellisinden Selim Cerrah ‘Türkiye’yi Yarınlara Taşımak’, Savaş Barkçin ‘Medeniyet Aklı’, Cemal Balıbey ise ‘Tecrübe Paylaşımı’ başlıklarıyla katılımcılarla beraber oldular. Farklı yazar ve yayınevlerine ait 10 yayından oluşan setleri hediye olarak veren sendikanın bundan sonraki eğitimlerinde ayrıntılı konularda bilgilendirme yapmaya devam etmesi dileğiyle..