Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2965.30
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Temmuz 2020

Sendikalar neden siyasallaşır?

“Çalışanların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını korumak, sorunları çözme amacı ile kurulmuş ekonomik değer taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir” şeklinde tanımlanır sendikalar.

Peki şu anki sendikalara baktığımızda gerçekten bu tanıma uyuyor mu?
Kaç sendika; üyelerin hak ve çıkarlarını korurken, sorunları çözerken devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden BAĞIMSIZ hareket ediyor?
Her biri, bir siyasal partinin uzantısı gibi davranan örgütlenmeler halinde dönüşmemiş mi sizce?
Her siyasal parti ile özdeşleşmiş, her siyasal partiye yakın duran bir sendika yok mudur? Filanca sendika dendiğinde, kamuoyunda x partisine yakın, y partisi ile işbirliği içinde, z partisiyle aynı çizgide ve görüşte deniyor mu, denmiyor mu? Elbette her sendikanın savunduğu birtakım görüşler olacak; yalnız bu görüşler neden daha çok siyasal partilerin ideolojik pencerelerinden bakarak savunuluyor? Siyasal iktidarlar değiştikçe yetkili sendikaların da değişmesi normal midir anormal bir durum mudur? Neden farklı siyasal partilerin iktidarlığında sendikalar aynı güçlerini koruyamıyorlar? Ya daha üye kaybedip daha da zayıflıyorlar, ya da üye kazanarak daha da güçleniyorlar; bunun sebebi nedir? Sendikaların siyaset ile olan temaslarından kaynaklı olabilir mi?
Milliyetçi, sosyal demokrat, muhafazakar, laik görünümlü hangi parti varsa, kendisine yakın duran bir sendika muhakkak görürsünüz. Evet bu, siyasal partilerin talebi, beklentisi değil ama sendikaların bu yönde bir üstün gayreti, çabası söz konusu. Sendikalar siyasallaşmadan çalışma faaliyetlerini yürütemiyorlar nedense… Sendikaların toplumda iyi bir görüntü vermediklerini rahatlıkla söyleyebilirim. İyi görünmeyen bu görüntüden sendikaların rahatsız olmaması da ayrı bir konu…

Değinmeden geçmek istemiyorum. Akademik ve bilimsel raporlara baktığınızda sendikaların dayanışma içerisinde olmamalarının sebeplerinden biri “Neo-Liberal Politikalar” olarak gösterilir; ki neo-liberalizm siyaset ekonomisinde yer alan bir kavram. Sendika üyelerinin ekonomik hakları siyaset ekonomisi ile girift hale gelmiş durumda. Tamam politika arenasında neo-liberalizmin taraftarları ve eleştirmenleri vardır ama nedense sendikalar genellikle tutkulu taraftarlar kısmında yer edinir. Eleştirmenler kısmında onları görmüşlüğümüz pek yoktur. Neden?

Eğitim, sağlık, diyanet, adalet vb. birçok kurumda her sendikanın birçok üyesi mevcut. Tutkulu taraftarlar kısmının güçlenmesini sağlayan bu üyeler değil, masum kişiler onlar. Haklarını savunma ümidiyle yöneticileri destekleyen inanmış bireyler; bireylerin bu desteğini tutkulu taraftar haline getiren ise sendika yöneticileri. Dolayısıyla üyeler farkında olmadan bu kurum ve kuruluşları; sendikaların siyasetle özdeşleşmiş ve adeta bütünleşmiş olması nedeni ile bir nevi siyasallaşmış kurumlar haline dönüşmesine yağ sürmüş oluyor. En çok siyasetten uzak durulması gereken ve topluma hizmet etmesi gereken kurumlarda sendikalar eliyle siyasetin girmiş olmasını toplum olarak yine doğal karşılıyoruz, neden? Bu kurumlarda sendikaların propagandası yapılırken esasında bir nevi siyasal partilerin propagandası yapılmış sayılmıyor mu?

Mesela eğitim kurumlarının, okulların bilimden uzaklaşmasının sebeplerinden biri olarak sendikalar olduğunu düşünenler var. Siyasetle aralarına mesafe koymayan sendikaların eğitim kurumlarında üyelerin politize ediliyor olmaları ve bu nedenle eğitim paydaşlarının birlik ve beraberlik içerisinde çalışmalarını engelleyici unsur olarak görülüyor. Haklı veya haksız; bu yönde bir görüş ya da izlenim sendikalar açısından irdelenmesi gereken bir sorun. Kurumlardaki ayrışmaların, gruplaşmaların, fırka fırka örgütlenmelerin temel kaynağının sendikaların siyasetle özdeşleşmiş olmalarından kaynaklı olduğu; üyelerin ideolojik duruşlarının örtüşmesi ya da çatışması yatıyor görüşü toplumda hakim olup bu görüşün çürütülmesi ya da ortadan kaldırılması için sendikalar kimlik sorgulaması yapıp yeni bir sendikal model geliştirmeleri gerekiyor.

Özlük hakları, ekonomik haklar gibi tüm çalışanların ortak beklentileri olan konularda bile yöneticiler nezdinde sendikaların ortak mücadele vermemeleri, ayrışmaları, her bir sendikanın farklı noktadan olaya yaklaşması; aşağıda, üyeler nezdinde, kurumlardaki bölünmüşlükleri, parçalanmaları beraberinde getiriyor. Sendikalar siyaset üstü bir duruş sergileyip, gerçek tanıma uygun bir tutum ortaya koymuş ve “devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütler” halinde işleseydiler; üyelerin birliği, hatta sendikaların birliği de söz konusu olur ki bu durumda elde edilmesi gereken haklar çok daha rahat bir şekilde elde edilmiş olunurdu. Güçlü sendikalar güçlü çözümler üretmeye başlardı.

Sendikacı dostların gönül koymaması dileği ile…