Sen yoksan başkası vardır!
Kaynağını tam olarak bilmediğim bir fotoğraf karesi gözümün önünden gitmez hiç. Sosyal medyada "Vietnam Savaşında aileleri ölen yetim Vietnamlı çocukların Amerika'ya götürülüş fotoğrafı" diye dolaşır sosyal medyada. Kaynağı ne olursa olsun, manasıyla tam olarak doğru bir karedir bu.
Emperyalist devletler, bir ülkeyi askerleriyle işgal ederek, insanları katl,şehirleri talan, haneleri viran eder, namuslarını kirletip onurlarını çiğner ve sonra "çoğunluğu misyoner teşkilatı olan, sivil toplum kuruluşlarıyla" gelir, mazlum olan insanlara yardım eden "iyilik meleğiymiş "gibi görüntü verir.
Elinde silah olanla, elinde ilaç olan aynı gayenin askeridir aslında. Yardım etmenin bile pazarlığa tabi olduğu bir dünyadır onlarınki. Daha yeni, ortalık mülteci krizi üzerinden Batı dünyasının siyasetçisi, papazı,aydını ve gazetecisi açık açık "ülkelerine gelebilmeleri için, zengin, eğitimli ve en önemlisi Hrıstiyan olma şartını dile getirmediler mi mültecilere? "
Anne babaları Amerika tarafından katledilen binlerce bebek, yine Amerikalı bir vakıf tarafından Amerika'ya götürülüp iyi birer Hrıstiyan asker olarak yetiştirildi ve Körfez Savaşında Müslüman öldürmeye gönderildiler.
"Batı Medeniyeti sadece pratiğiyle değil, teorisiyle de kötüdür."
İHH- İnsani Yardım Vakfı'nın Ramazan organizasyonuyla Makedonya'daydık bu hafta. Savaşta ve savaş sonrası yetim kalanlar başta olmak üzere, ihtiyaç sahibi insanlara toplanılan yardımları dağıtarak bir nebze de olsa yaralarına merhem olmak ve daha da önemlisi yanlarında olduğumuzu göstermek için İHH gönüllüsü arkadaşlarla Makedonyanın bir çok bölgesini dolaştık, iftar yaptık oradaki kardeşlerimizle.
Olmamız gereken yerlere uzanan elimizdir İHH. Vebalimizi az veya çok üzerimizden alan fedakar insanlar. Bunun ne kadar hayati öneme haiz olduğu idrak edilse bir çok şey olumlu yönde daha çabuk gerçekleşebilir. Bahsettiğim gönderilen yardımlar değil sadece. O işin küçük bir cüz'ü.
Mazlumların, "Allahım Osmanlının torunlarını gönder bize" duasıyla hasretle bekleyip yolunu gözledikleri Osmanlı torunlarının, yanlarında olduğunu hissetmelerinden bahsediyorum. Özellikle savaş bölgeleri olmak üzere, dünyanın 135 bölge-ülkesinde mazlum va mağdur insanların ümidini diri tutmaktan bahsediyorum. Anadolunun, hala ana dolu olduğunu hatırlatmaktan bahsediyorum. Karşılıksız hiçbir şeyin yapılmadığı zalim dünya düzeninde, sadece Allah rızası için uzanan şefkat eli olmaktan bahsediyorum. Bazı yerlerde meselenin maddi yardımın çok ötesine geçip iman kurtarma davası haline geldiğini görmenin ıstırabından bahsediyorum.
Sadece yetimlere uzanan elleri düşünün biru2026 İHH, 90 bin yetime fiilen hamilik, 800 bine yakın yetime ise dönem dönem yardım yapıyor. Amerika'da faaliyet gösteren bir misyoner vakfın tek başına baktığı yetim sayısı 4.1 milyon. Yine bir Alman vakfı 2.5 milyon yetime bakıyor. Bir iki misal sadece. Bu vakıflar iyilik için çalışıyor algısına düşmeyin. Dediğimiz gibi emperyalist zalimlerin, elinde silahı olan askeriyle elinde ekmeği olan vakıfçısı -mevzuu dışı istisnalar hariç- aynı gayeye hizmet ediyor.
İHH'nın kurduğu gönül bağını fiili bağa çevirme işi ise devlet başta olmak üzere bizim mükellefiyetimiz. Bu da bizim ne kadar çok çalışmamız gerektiğini ve İHH gibi kurumlara sahip çıkmamızın ne kadar hayati olduğunu göstermekte. Gelin bu ay bir yetim için sponsor olun. Aylık yüz lira gibi cüzi bir miktarla bir yetime ümit olun. Bu miktar bizim için pek önemli olmasa da dünyanın bir çok yerinde, özellikle savaş bölgelerinde yaşayan insanlar için çok önemli.
Nereye giderseniz gidin mazlum coğrafyada, İHH'nın ayak izlerine, inşa ettiği yardım organizasyonlarına ve dirilttiği yüreklere rastlarsınız. Ümidini Türkiye'ye bağlamış olan Müslümanlara, Anadolu insanının uzattığı el'dir İHHu2026 Bu ümidin hakkını vermezsek, sadece vehmettirdiklerimizle kalırsak ne dünyada ne ahirette bunun vebalini ödeyebiliriz vesselam.
