Sen yıkılmazsan seni yıkamazlar!
İktisadi meseleler çoğunlukla psikolojik-ruhi bakış açısıyla kuşatır insanları. Çözümü de bu nokta iyi değerlendirilirse gerçekleşir. Amerika'nın dolar operasyonu ile eşgüdümlü yürüttüğü ve uzantılarıyla içimizde gerçekleştirdiği operasyon sadece ekonomik bir operasyon değildir.
Bosna'da kaldığım dönemlerde bölgenin ne kadar hassas olduğunu görüp yeni bir savaş olursa hazır olmak gerektiğine dair kaygımı dile getirdiğimde "Biz ordumuz yokken, devletimiz yokken en zayıf olduğumuz zamanda direndik ve zafer kazandık. Bedel ödedik ama kazandık. Kaygılanmayın, şimdi eskiye göre çok daha güçlü bilinçli ve organizeyiz" demişti bir Boşnak dostum.
Biz neredeyse 10 yılda bir ABD emriyle darbe yapılan bir ülke olarak, Anadolu insanının kendi ülkesinde parya görüldüğü dönemlerden geçtik, her türlü zulmü bizden görünen batı kuklaları eliyle yaşattılar bizlere. En son ekonomik kriz ne zamandı? Meşhur 2001 krizi. Ecevit-Sezer arasındaki kitapçık fırlatma hikayesiyle oluşan ve ekonomik olarak faturası ağır olan bir kriz. O dönemde doğru düzgün bir iktidar yokken, istikrarın 'İ' si bile oluşmamışken, değil ülkenin güçlü olması, Başbakanın ABD Başkanı önünde el pençe durduğu zamanlarda öyle ağır bir kriz bir şekilde atlatıldı ve kimse ne yağma yaptı ne de kaos çıktı.
Bugün dış politikada sahalarda olan, Avrupa'nın krizden geçtiği bir dönemde ekonomik büyümesini sürdüren savunma sanayi dahil yerli üretimini artırıp bağımsızlığını artıran, herhangi bir ülkenin yıkılıp tarih sayfalarına yollanacağı darbeler işgal girişimleri ve ihanetlere rağmen hala dimdik ayakta duran ve tarihi misyonunu hatırlayarak devlet ve millet olarak ayağa kalkma mücadelesi veren bugünün Türkiye'sinin iki ekonomik operasyonla yıkılacağını, kaosa boğulacağını düşünenler ya kördür yahut hain!
En büyük sıkıntıyı "demokrasi oyununda hain olduğunu bildiğimiz, ihanetlerini gözümüzün içine baka baka ifade özgürlüğü adı altında kusan, serbest piyasa diye malı götüren, Batı ile ilişki kurulmalı diyerek ajanlık yapan ve milletin maneviyatını bozmak için her türlü yalan haberi basın özgürlüğü adı altında gerçekleştiren "İçimizdeki Müptezel" güruhtan çekiyoruz.
Hakikat şudur ki emperyalist Haçlı güçlerle öyle veya böyle karşı karşıya gelecektik, geleceğiz. Hak ile batıl mücadelesi gereği bu zaten olacak. Mesele emperyalistlerin saldırısını göğüslemek değil. O kolay tarafı. Mesele içimizde birliği tesis etmek, maneviyatı yüksek tutmak. İnancı sağlam bir topluluğu kim yıkabilir ? Bunun farkında oldukları için sürekli ajan yetiştirmişler bağrımızda.
Bugün ekonomik savaş hassasiyetle yürütülmeli lakin bu işin sadece bir ayağı. 'Onların' dayattığı yaşam tarzını sürdürürken mücadele ne derece başarılı olur ki? 'Onların' istediği gibi düşünen, onların istediği gibi bakan ve gören onlar gibi yiyen içen, insani ilişkileri değerlendiren bir millet 'onlarla' nasıl mücadele edebilir? Değerlerimize sahip çıktıkça zaten kazanıyor olacağız.
Kavga sadece dolar kavgası değil. Diz çökmeyen, aslına dönüp zalime başkaldıran, inancıyla milletiyle bağımsız bir ülke olmak isteyen Türkiye'yi yıkma kavgası.
Bugünler topyeku00fbn bur dirilişe vesile olacak belki de son hamledir bize göre.15 Temmuzla başlayan diriliş ruhuyla, Batının truva atı görevini ifa eden ve bu ülkede iktisadi operasyonla birlikte kültür ve ahlak erozyonunu gerçekleştirmekle görevli bütün kişi ve kurumlar temizlenmeli. En öncelikli olarak ve özellikle daha iç halkadan başlayarak yapılmalı bu temizlik. Ötesi, dolar 10 lira olsa ne olur ? Amerika yıkılacak bize göre. Biz dik duruşumuzu bozmayalım yeter ki. Biz yıkılmazsak bizi yıkacak güç yok şu dünyada. Amerika da kim ki ?