“Sen ne yaptın AK Parti?”
Ekrem İmamoğlu’nun 3 ay içinde tel tel dökülmeye başladığını gören nice vatandaş şimdilerde böyle diyor:
“Sen ne yaptın AK Parti?”
Seçimler öncesinde “AK Parti adeta kaybetmek için elinden geleni yapıyor!” dediğimiz için “tepki gösterenlerden” arayanlar var; “Haklıymışsın kardeş”
demek için!..
Mesele, “Ekrem İmamoğlu meselesi” değil burada.
Şu İstanbul’un haline bak…
Şu “Yenikapı Vak’ası”na bak!
Bir adaya “kazandığı” için kızmak saçma olur.
Bu rakibe “Beni niçin yendi?” diye kızmak gibi bir şeydir.
Sen kendine bakacaksın;
“Neleri yaptım veya neleri yapmadım da yenildim!” diyerek.
Ekrem İmamoğlu aday oldu.
AK Parti kampanyasının başarısızlığı nispetinde başarılı bir seçim kampanyası yürüttü.
Kendisi için çok zorlu süreçte amaca ulaştıracak bütün imkânları kullandı, daha çok da AK Parti’yi kendi ürettiği gündem maddelerine çekti.
Binali Yıldırım gibi hayatını “üretimle” geçirmiş bir “büyük kariyer sahibi” adayın bugüne kadar yaptıkları ve bunlara işaretle bundan sonra yapacakları değil de…
Saçma sapan “otel” meseleleri, “VİP” meseleleri örttü gündemi…
Gereksiz, faydasız, çok zararlı
gerilimler…
O günlerde, ekrana çıkıp “AK Parti zokaları yutuyor!” dedik diye bize kızanlar oldu.
İmamoğlu’na “yerli yersiz saldırmak suretiyle ” birilerinin gözüne girmek için gayretkeşlik içinde olanların verdikleri zararlar…
Birçok hata;
Saadet Partisi’ne yönelik politikada mesela…
“Hafife almak” suretiyle iyice kızdırmalar ve AK Parti’ye gelebilecek oyları öbür tarafa itmeler…
Birçok mesele var;
31 Mart öncesi sandıklara ne kadar sahip çıkıldı çıkılmadı, bunlara yeniden girmeyelim de…
Koca İstanbul’un göz göre göre kaybedildiğini gören AK Parti tabanındaki üzüntü gittikçe artıyor…
Hele hele Sayın İmamoğlu’nun üç ay dolmadan tel tel döküldüğünü gördükçe iyice artıyor iç sıkıntısı.
“Bu kadar zayıf bir adaya karşı nasıl oldu da kaybettik” diyenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor...
Tabii, “Ne yaptık biz!”
diyenlerin de…
İstanbulluların bir kısmı AK Parti’yi cezalandırmak isterken kendilerini cezalandırmış oldu…
Önceden hep AK Parti’yi tercih edenlerin bazıları, birçok “haklı” dayanağı olan “küstüm, kırıldım” moduyla kendilerini sıkıntıya sokacak adımı attı…
Bazı ülkücüler, “yeni yönetim”le “görevden alınan” HDP’lilerle arasındaki derin muhabbeti görünce “Hata yapmışız!” demeye başladı.
Şu Yenikapı’daki sözde israfla mücadele şovunu şovunu görüyorsunuz;
Hizmet araçlarını, hatta evde hasta bakımı bakımı için tahsis edilmiş hizmet araçlarını bile “israfa son” şovuna malzeme yaparken yönetim…
Bu işten kârlı çıkan “az yakıyor, parçası ucuz” diye çokça tercih edilen o malûm ve de meşhur otomobil markası oldu, araçların kahir ekseriyeti o markadan, iyi reklâm yaptı doğrusu.
Makam aracı olarak dikkat çeken “baba merco”nun Sayın İmamoğlu’nun vekiline tahsisli olduğu ortaya çıkınca neler oldu gördünüz…
Sayın “vekil”, konuya ilişkin soruları “Çok teşekkür ederim, burası yeri değil!” yollu cevaplarla geçiştirdi, yeri neresiyse veya neresi değilse!..
Milat’ın dünkü sürmanşetinde “Bu ne turşu?” ifadesi vardı…
Devamı şöyle:
“Yenikapı’ya çektirdiği hizmet araçlarıyla ‘israf’ yapıldığını öne süren CHP’li İBB Başkanı İmamoğlu döneminde defalarca kiralık araç ihalesi açıldığı ortaya çıktı.”
Sonra…
Şu, atılan işçiler meselesi…
“İki seçim arasında almışlar” deniyordu, nicesi “eski” çalışan çıktı.
Muhalefetteyken “esip gürlemek” kolay, kimse seni yakından takip de etmiyor nasılsa.
Yönetime gelince her konuşmana, her açıklamana, her yaptığına milyon kat özen göstereceksin…
“Algı” yönetimiyle bir yere kadar…
Esnafın sel altındayken tatiline devam et..
Tepkiler yükselince tatiline “bir günlük ara” ver, yeleğini geçir üstüne…
Show Time!..
Bunlar artık kesmez;
Vatandaşın taleplerine cevap verebilmek istiyorsanız, çektirdiğiniz araçlardan çok daha fazlası lâzım olacak!..
“Sosyal medya” çalışması gerçeklerin üstünü uzun süre örtemez, çok büyük icraatlar ortaya koymak mecburiyetindesiniz.
“Efendim, yaptırtmıyorlar deriz!”
Böyle diyebilirsiniz de;
Karşılaştığınız fırtınalara bakılmaz, gemiyi limana ulaştırıp ulaştıramayacağınıza bakılır.
“Algı, algı” nereye kadar, ne zamana kadar?..
Yeni ve çok daha büyük bir Gezi mi?
Bunları konuşurken…
Sorulmakta:
Birileri, bu karmaşık ortamdan istifadeyle “Daha büyük bir Gezi”yi hazırlıyor olabilir mi?
Olabilir!..
Ortalık gerçekten de çok karışık, “yeni yeni” işler oluyor…
Vaktinde Gezi’ye uzaktan uzağa göz kırpanlardan bazıları, yeni bir “organizasyon”a açıktan destek
verebilirler.
Sosyal medyanın coğrafyamızdaki “ABD güdümlü” operasyonlarda nasıl kullanıldığını ve bu yolla nasıl sonuç aldıklarını gördük…
Bugün…
En büyük şehirlerdeki yerel seçimi, özellikle de İstanbul seçimini AK Parti kazanmış olsaydı…
Sayın Yıldırım İstanbul’a Başkan olsaydı…
İstanbul’a hizmet yolunda daha nelerin yapılacağını, nelerin yapılması gerektiğini konuşuyor
olacaktık…
AK Parti tabanının ifade ettiği gibi, AK Parti tabanındakiler hariç hemen herkesin üstün gayretleriyle seçim kaybedilmiş oldu.
Şimdi…
Daha büyük bir Gezi gelir mi…
Gelir mi gelir, niçin gelmesin?..
Ak Partililer olan biteni izlerken... “Susamam” tişörtleri üzerinden
hazırlanan ne?..