Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ağustos 2022

Selda Bağcan'a yakışmadı

Bu topraklar öteden biri barışın ve hoşgörünün topraklarıdır. Hamurumuzda var; farklı inançlara, farklı renk, ırk ve görüşlere hoşgörü ile kardeşçe birlikte yaşamak var. Tersini düşünenleri ise fitne ve fesat çıkarmakla eşdeğer kabul ediyoruz.

Halden anlamamın, sevmenin, düşenin ellinden tutup kaldırmanın yeridir bu topraklar. Tebessümün sadaka olduğu sadece bizim inancımızda var. Ancak, kendi değerlerimizi kaybettikçe hissizleşip duyarsız ve değersiz yığınlara dönüşüyoruz. Toplumda hısım ve akrabalık, arkadaşlık ve dostluk bağları zayıflıyor. Ayrışma, kavga ve şiddet artış gösteriyor. Böyle bir ortamda ‘hava alamıyoruz, adım atacak halimiz kalmadı’ çığlıklarını duymak üzüyor bizi.

Sanki İslam’ın yasakladığı ne varsa inadına yapılıyor. Oysa İslam edep ve hayâyı emrediyor İnadına Cadde ve sokaklarda çıplaklık örnekleri sel olmuş akıyor. Hz. Mevlana der ki, “Ademoğlunda edep bulunmazsa; o adem değildir.” Bu cümlenin özeti şudur, insanı hayvanlardan ayıran hayâ ve ar damarıdır. Ar damarın çatlamışsa hayvandan daha aşağı oluyorsun! Özetle, kişiye ruh ve değer veren hayâsı ve edebidir. Edepsizlik hayvanidir, edep ise imanın gereğidir ve yokluğunda ise insan olma vasfını yitiriyorsun.

İslam nikâhsız ilişkiyi kesin zina kabul etmiştir. Bu ilahi gerçeğe rağmen kötülüğün temsilcileri nikâhsız yaşamı ve sapık ilişkileri meşru gösterip yaygınlaştırıyor. Kurulan tezgâhlar ile namuslar kirletiliyor ve birçok kadın bu yüzden kendi hayatına son veriyor ya da şehvetli elleriyle doğurdukları bebeklerini öldürmek zorunda kalıyor. Geçen günlerde ekranlarda çöp kutusuna atılan bir bebeğin görüntülerini izlerken kendi insanlığımdan utandım.

Örgütlü kötülük için kimler mi kullanılıyor dersiniz; mankenler. Bazı sanatçı, sazcı ve sözcü, şarkıcı kılığına girmişler. Hiçbir insani ve ahlaki sınır tanınmayıp çıplaklar kampındaymışlar gibi uluorta edepsizleşebiliyorlar. Şener Şen haklı: “En namuslu sözler, en namussuzların dilinde..!” Cengiz Aytmatov da, aklı karışıklar için, zihni bulandırılmış, benliği ile Batı’ya bağımlı, kendi inanç ve değerlerine karşı olanlar için “Mankurt” kavramını kullanır. Yerden göğe kadar haklı değil mi?

Anlayacağınız toplum hızla çürüyor. Bu sel her kesimi boğuyor. Acılarımız, dert ve kalp yükümüz bu nedenle artıyor. Bir kez daha hatırlatmış olalım, Eğer, ahlakı kaybederseniz bir daha asla bulamazsınız. Bu yüzden biz tarafız. İyiliğin, insanlığın, ahlak ve edebin tarafıyız. Hak’tan ve hakikatten yana tavır koyuyoruz. Küçük bir kıvılcımın büyük yangınlara dönüşebileceğinin farkındayız çünkü.

Evet, küresel popüler kültür dedikleri şey olanca ısrarı ve şirretliği ile değerlerimize, inancımıza ve kültürümüze saldırmaya devam ediyor. İnsanda şiddet, kötülük ve saldırganlık duygusunu artırıp bireyi ve toplumumuzu olumsuz etkiliyor. Yani kötülük sadece kişiyi etkilemiyor örgütlü hale gelince dünyayı yakıp yıkıyor.

Bilin ki, iyilikle kötülük bir olmaz ve asla uzlaşmazlar. İkisi birden aynı bünyede bulunmaz. Biri aktif ise diğeri pasiftir. Birinin hâkim olduğu yerde diğerinin sesi kısılmıştır. İyilik su, kötülük ise ateştir. İyilik yapıcı, kötülük ise yıkıcıdır. İyilik yaşatır, kötülük ocak söndürür. İyilikler arttıkça toplumun huzuru artar.

Konuyu bitirirken şu konuya da bir iki cümle ile değinmek istiyorum.

Selda Bağcan, türkülerle ruhumuza ve kalbimize dokunan önemli bir sanatçıdır. Bir değerin, bir yaşam ve kültürün önemli temsilcilerindendir. Anadolu kültür ve birikimini, Anadolu’nun güçlü sesini temsil ediyor. Bu yüzden kendisini çok sevip ve önemsiyoruz.

Ancak geçen günlerde benim gibi birçok insanın üzüldüğü bir şey oldu. Yaşam tarzı ile toplumumuzu temsil etmekten çok uzak, zaman zaman da elinde sigara gibi yasaklı madde görüntüleri ile kötü örnek olan sözde sanatçı diye ön plana çıkarılan biri ile düet yaptı. Buna kim aracı oldu bilmiyoruz ama bu düeti Selda Bağcan’a yakıştıramadık. Bu görüntüler benim gibi toplumumuzun bedeninden çok ruhunda sızıya neden olmuştur.