Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2960.71
BIST 100
9693.29
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ağustos 2021

Şekerci Dede

Arabasına konulan bomba patlaması sonucu 24 Ocak 1993 de Ankara’da vefat eden Uğur Mumcu’nun evine Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin taziyelerinde ‘cinayeti çözmenin devletin namus borcu olduğu’ açıklamaları hafızamızda. Lise yıllarımda ‘Sakıncalı Piyade’ si meşhurdu. Tiyatroya da uyarlanan eserini geçtiğimiz yıl Uğur Mumcu Vakfı’ndan diğer kitaplarıyla birlikte sipariş edip bir çırpıda okuduğumda gecikmiş bir okuru olarak suikasta neden kurban seçildiğini de anlamıştım. 27 Ocak’ta soğuk ve yağışlı bir Ankara gününde Türk solu, cenaze törenini örgütsel zekâsıyla kitlesel gösteriye döndürmüş, kortejde seksen öncesinin sloganları “Mahir, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş!” ve “Türkiye laiktir, laik kalacak!” atılırken önlerinden geçtikleri MHP binası taşlanmış katılımcılar eski günlerini yaşamışlardı.

Yaklaşık üç ay sonra 17 Nisan 1993 de Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatıyla ülkede 3 günlük yas ilan edilmiş, sevenleri üzülmüşlerdi. 21 Nisan’da TBMM düzenlenen cenaze merasimi sonrası namaz için top arabasıyla Kocatepe Camii’ne giderken katılımcılar meclis Çankaya kapısından çıkar çıkmaz “Allahuekber!” ve “Müslüman Türkiye” sloganları yeri göğü inletmişti.

Bayram değil seyran değil hesabı durup dururken neden aktardığımız merak etmişsinizdir.

Manisa Şehzadeler Belediye başkanı Ömer Faruk Çelik bir vefa örneği olarak Manisa’nın önde gelenlerini yeni nesillere tanıtmak gayesiyle hazırlanan kitaplara bir yenisini daha eklemiş bu fakire göndermiş. ‘Manisa’nın Önde Gidenlerinden Şekerci Hüseyin Dede’ kitabını Halit Develioğlu kaleme almış. Onun tasavvufî hayatından kesitlerle müntesipleri ile yapılan röportajlar, hakkında söylenenler derlenip toparlanmış.

Sabrınızı zorlamadan köşemize böylesi mevzuyu taşımamızın izah edelim.

Tarım Bakanlığı’na bağlı meslek liseleri öğrencilerinin sportif açıdan yetişmeleri için futbol, voleybol, masa tenisi ve güreş dallarında düzenlenen sportif faaliyetlerle okullar arasında olduğu kadar etkinliklere katılan öğrenciler arasında dostluk ve kardeşliklerin temelleri atılıyordu. O günlerde ülkemizin farklı vilayetlerinde eğitimlerine devam eden ziraat ve veteriner sağlık için ara eleman ihtiyacını karşılayan bu okullarımızda tanıştığımız öğretmen, veteriner hekim ve ziraat mühendisleriyle dostluklar kurulmuştu.

İşte bu etkinler kapsamında 1993 Mayıs’ında Beydere Ziraat Meslek Lisesi’ne diğer okullardan gelen öğrenci ve öğretmenlerle misafir olmuştuk. Ev sahibi okulun edebiyat öğretmeni Ali Tulgar ile düşünce dünyamız örtüştüğünden sıkı fıkıydık. Etkinliklerden arta kalan zaman diliminde lojmanına gidip ağaç üzerinde imal ettiği mekânda kitap okurduk. Manisa’da yolumuzu aksakallı Şekerci Hüseyin Dede’nin kulübemsi dükkânına düşürdüğünde destur alıp elini öpüp karşısına oturmuştum.

Rahmetli Ali Tulgar “İstediğin soruyu sor, verdiği şekerleri de itiraz etmeden al ve cebine koy” uyarısı ardından “Hocam, Turgut Özal’ın vefatına ne diyorsun?” sualime Uğur Mumcu’nun öldürülmesi ve ardından düzenlenen cenaze töreninden bahsederek konuyu açıklamasından cesaretle “Süleyman Demirel ile Turgut Özal’la ilgili düşünceniz nedir?” in cevabını da almış, Şekerci Hüseyin Dede’nin teneke kutusundan avuçlayıp avucuma koyduğu kâğıtlı şekerleri Ankara’ya getirerek teberrüken başta aile fertlerimiz olmak üzere eşe dosta ikram etmiştim.

Senesini hatırlamıyorum ama Hüseyin Dede ile Mescid-i Nebevî’de selamlaşmamız olmuştu. O günlerde sıcaklığını koruyan suallerimdeki isimler bugün aramızda olmadıklarından dedemizin hassasiyeti açısından şahitlik ettiğim konuşma hafızamda önemli yer tutmuştur.

Şehzadeler Belediyesi’nden gönderilen hacmi küçük ama muhtevası anlamlı esere göz atınca Manisa’da gönüllere dokunmuş bir Allah dostunun şekerlerinden yemiş ve nasiplenmiş olduğumuzu bir kere daha hatırlattıkları için teşekkür ederiz ve’s-selam.