Şehirlerimizi depreme karşı hazırlamak
Türkiye bir deprem ülkesidir ve Türkiye’de her an deprem olabilir; Dolayısıyla biz bu olguyla yaşamak zorunda olduğumuzu bileceğiz ve bu olguyla yaşamayı öğreneceğiz. Onun için de öncelikle deprem bilincini, mümkün olduğu kadar toplumun bütün kesimlerine yaymaya çalışmalıyız.
Ülkemiz 6 Şubat depremleri ile büyük bir acı yaşadı, biz bu büyük acıyı 99 Marmara depreminde de yaşadık. Sonrası malum depremin olduğu anma günlerinde; Unutmadık, Unutturmayacağız gibi, slogancı bir anlayışla depremi konuştuk. Sonuç; 99 depreminden sonra ortaya müdahaleci bir yaklaşım anlayışı çıktı.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Yani insan unutur. Bizde unuttuğumuz bu deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatalım dedik.
Bizim kültürümüzde ‘Damdan düşenin hâlinden, damdan düşen anlar.’ deyimi vardır. Bu söz yalnızca bireyler için değil toplumlar içinde geçerli olmalıdır. Anlaşılan, Türkiye’de afet kültürlü bir yaşamın gelişmesi için daha çok mesafe kat etmeliyiz.
Bundan
sonra ülkemizde yine depremler olacak, yine can kayıpları yaşayacağız, Artık
kaybedecek zamanımız kalmamıştır. Biliyoruz ki afet, bir doğal olayın kendisi
değil, doğurmuş olduğu sonuçlardır. Dolayısıyla doğanın kendi kuralları her
zaman işleyecektir. Önemli olan yaşanacak doğal olayların, afete dönüşmemesi
için önceden yaşadığımız, şehirlerimizde hazırlığın yapılmasıdır.
Depreme karşı, hazırlıklı olmak güvenli yapı stoğu ile başlar. Şehirlerimizin yapı stoğu envanterlerinin çıkarılması, mevcut durumun tespit edilerek, acilen güçlendirilmesi veya yenilenmesi gereken binaların tespit edilerek, bir plan dahilinde, yapı stoğunun, depreme karşı dirençli hale getirilmesi sağlanmalıdır.
Kentsel dönüşümde vatandaş, müteahhit firmalar ve belediyelerce çalışmalar yapılmaktadır. Vatandaşlarla, müteahhit firmalar arasında çoğu zaman bu çalışmalar anlaşmazlıkla sonuçlanmakta olup, bu da sistemin yavaş işlemesine neden olmaktadır.
Depreme karşı somut adımların atılması için, Devletimizin bir karar vererek, Toki Başkanlığı’nı harekete geçirip riskli yapı stoğu belli olmuş illerden başlamak üzere, kentsel dönüşüm sürecini başlatması, bu işin olmazsa olmaz kuralıdır.
Böylelikle güvenli yerleşim alanlarını tespit etmek ve depremin etkilerine, karşı dirençli bir şehir oluşturmak istiyorsak! ki istiyoruz, tüm kurum ve kuruluşların muhtemel afet risklerinin en aza indirilmesi için, zaman kaybetmeden çalışmalara başlamaları gereklidir.
Bu nedenle diyoruz ki artık afetlerin olup olmayacağını tartışmaktan vazgeçmeliyiz, bugüne kadar yapılan çalışmaları bir milat olarak kabul edip, bundan sonra artık afetlere ve afet yönetimine bir bütün olarak bakıp, hazırlığa daha fazla önem vermeli ve depreme dayanıklı sürdürülebilir şehirler kurulması için çalışmalara hız vermeliyiz.
Mevlana
diyor ki ‘Dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım’ Evet
deprem açısından da artık bugün yeni şeyler söylemek lazım. Çünkü unutmayalım
ki! depreme karşı hepimiz aynı gemideyiz.