Şehirkol
Türkiye seçimleŞehirkolrini yaptı.
14-28 Mayıs 2023 seçimleri, yeni bir dönemin kapılarını
araladı.
3 Haziran Pazar günü yeni kabineyi Cumhurbaşkanı açıkladı.
“Türkiye Yüzyılı” hedefi, Türkiye’nin olduğu kadar, tüm mazlumların da Kızılelama’sıdır, artık.
Seçim sonuçlarının yurt dışında da kutlanması, göreve başlama
töreninde 100’den fazla ülkenin temsili,
bunun en açık göstergelerindendir.
Türkiye, emperyalizmin karşısında insanlığın kalesidir.
Kaybeden, mazlumlar üzerinde kanlı saltanat kuranlardır.
Mazlumlar ve zalimler…
Bütün mesele budur.
Doğu, Batı, Kuzey, Güney, beyaz, siyah, fark etmez; mazlumlar
kardeştir.
Zalimler de…
Zaman ve mekân sınırı da yoktur.
Avustralya’da camilerde
katliam yapanla İsrail’de cami, sinagog, kilise yakan, Türkiye’de kendi
vatandaşına saldıran ve onları sürgüne göndermekle tehdit edenler, aynı odağın tetikçileridirler.
Adı, Hasan olmuş, Hans olmuş fark etmez.
Mazluma adı sorulmaz…
Zalim’in de kim olduğu önemli değildir.
Mültecileri kamyonlara bindirip Suriye’ye göndermeyi vaat
edenle, Bosna’da 11 Temmuz 1995’te Birleşmiş Milletler Barış Gücüne sığınan binlerce masumu Sırplara teslim eden
Hollandalı komutan farklı mıdır?
Ya da…
“ "Umarım, İslamofaşist Erdoğan'a oy veren Hollanda'daki tüm
Türkler, şimdi bavullarını toplayıp Türkiye'ye taşınırlar. Güle güle!"
diyen Hollandalı siyasetçi Geert Wilders farklı mı?
Depremzedeye küfreden insan mı?..
“Hollandalı…”
“Geert Wilders…”
Yerine,
Türkiye, Suriye, İsrail..
Tanju…
Ümit…
Kemal…
Cemal…
Meral…
Beşar…
Ariel…
Binyamin…
Getirilse anlamda bir değişiklik olur mu?
Kendinden olmayana hayat hakkı tanımama…
Ecnebiler, gazete ve dergilerinde Türkiye aleyhinde ne söylüyorlarsa
yerli iş birlikçiler de aynısını söylüyorlar.
3 Haziran’da
Cumhurbaşkanın göreve başlama törenine ABD ve AB’den üst düzey katılım
olmayınca “dostlar” da katılmadılar…
Meclis’te Cumhurbaşkanı’na saygı için ne ayağa kalktılar ne
de İstiklâl Marşı’nı söylediler…
**
Üç mesele…
Vatandaşın sırtındaki ekonomik yükü almak, afetzedelerin
yaralarını hızla sarmak ve terörün kökünü kazımak, bu ülkenin hayati üç
meselesidir.
Çünkü bu meseleler üzerinden fitne ateşi yakılmakta, körüklenmektedir.
“Patates, soğan, güle
güle …”
“ Devlet, enkaz
kurtarma çalışmalarını engelliyor.”
“Biz, YPG’ye terör örgütü demeyiz.”
“4 milyon sığınmacı oy
kullandı.” diyebiliyorlar.
Sığınmacılar meselesi, emperyalist uygulamaların sonucudur.
Terörden ayrı düşünülemez.
Terör ve göç, işgal
aparatıdır.
Katlediyor, göçe zorluyor, işgal ediyor, demografik yapıyı
bozuyor, kendine uygun hale getiriyor.
İsrail’in bu taktiği
hem ülkelerin içinde hem de ülkeler arasında, her yerde uygulanıyor.
Fakat,
15 Temmuz’dan sonra şer
planlar bozulmaya başlandı.
Türkiye, dünyaya yeni bir mücadele azmi aşıladı.
Bunun için Somali,
Filistin, Cezayir, Libya,
Azerbaycan, Kosova, Bosna 14-28
Mayıs seçim sonuçlarıyla sokaklardaydı.
Deprem bölgesinde şehirler yeniden inşa edilecek, yaralar hep
birlikte sarılacak…
Suriye’de yapılacak 400
bine yakın konutla kurulacak şehirler, sığınmacıların
gönüllü, onurlu ve güvenli dönüşlerini sağlamakla kalmayacak, bölgenin
demografik yapısını koruyacak hem de terör devletinin kurulmasını önleyerek Türkiye’nin “Şehirkolları” vazifesini ifa
edecektir.
Karakol…
Kalekol…
Şehirkol…