Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Ağustos 2021

Şehir ve İrfan

Şehirler evlerimiz, sığınağımız ve kalbimizin attığı geniş konaklarımızdır. Son yangınlarda şehirlerimizin, ilçelerimizin, köylerimizin kıymetini daha iyi anladık. O alevler ciğerimizi yakıp kül etti, içimizde ebedî bir kor bıraktı. Vefat eden vatandaşlarımıza, yanan can dostlarımıza ve bütün ağaçlarımıza kahrolduk. Hüznümüz çabuk geçer inşallah. Ümidim o ki, kökleri toprağın altında olan ormanlarımız yeniden neşvü nema bulacak ve biz ‘yeşil vatan’ımıza yeniden kavuşacağız. Gazetemizin pazartesi günü bir müjde gibi manşetten verdiği “Orman Yok Olmaz” haberi, içimizdeki ateşi kısmen söndürdü. Teselli bulduk. Bu güzel haberi için Özlem Doğan kardeşimize çok teşekkür ediyorum.

Her şehrin manevi değerleri vardır. Bizi besleyen kültürel kıymetlerimiz: Âlimler, şairler, sanatkârlar… Edebî verimlerimiz: İlahilerimiz, türkülerimiz, şarkılarımız, ninnilerimiz, masallarımız, deyimlerimiz, atasözlerimiz… Kültür elçileri, bunları korumak, ortaya çıkarmak ve yaymakla mükelleftir. Şükürler olsun ki böyle bir şuur uyanıyor. Yeni şehir kitapları yazılıyor. Eli kalem tutanlar bu hizmeti severek yapıyor. Bugünlerde aziz kardeşim Sedat Akay’ın, benim de yetişip büyüdüğüm şehri anlattığı iki eseri elime ulaştı: Belgelerle Siirt’in Manevi Dinamikleri Âlimleri ve Eserleri. Ve Siirtli Halil Hulki Efendi ve Muktetafu’l-ezhar fi Nazmi İzhari’l Esrar-Edebî Zevk.

Ulema yurdu Siirt’i karış karış gezen ve eserlerinde bahsettiği âlimler hakkında malumat toplayan yazar, nisyana terkedilen değerlerimizin peşine bir define avcısı gibi düşmüş. Kadim şehrin köklü üniversiteleri olan medreseleri araştıran, burada verilen dersleri inceleyen ve hocalarının hayatları ve eserlerini kaleme alan Sedat’ın eserlerinden çok şeyler öğreniyoruz. Mesela medreselerde sadece kadı, müderris, müftü ve imam yetiştirilmediğini aynı zamanda devletin ihtiyaç duyduğu her sınıf insanın eğitildiğini… Ayrıca fıkıh, tefsir, hadis, akaid, kelam gibi dinî ilimlerin yanı sıra mantık, felsefe, kozmoğrafya, hendese, cebir, astronomi, tıp gibi alet ilimlerinin de ders olarak görüldüğünü… Kubbeler altında verilen dersleri, okutulan ilimleri, yapılan sohbetleri öğreniyoruz. Bu mekânlarda yetişenlerin memleketin imarına, ihyasına ve inşasına nasıl mühim katkılarda bulunduğunu görüyoruz. Medrese ve ulema geleneğinin zamanla zayıflamasının neticesinde bazı yozlaşmaların ortaya çıktığını hatırlatan yazar, medeniyetimizin zeminini oluşturan ilim yuvalarının tarih boyunca üstlendikleri misyonu unutmamamız gerektiğini hepimize hatırlatıyor.

Eserde bahsedilen isimler: Molla Halil es-Siirdî, El-Hac Muhammed bin Seyyid Abdulvehhab El-Hüseynî, Molla Mustafa bin Molla Halil es-Siirdî, Molla Ömer el Âmir bin Molla Abdullah, Şeyh Muhammed el-Hazin El-firsafi, Seyyid İbrahim bin Seyyid Mahmud El Hatîb Fethullah Hasbî, Hacı Abdülferit Hasbî El-Hüseynî, Molla Hüseyin bin Molla Mustafa, Molla Hasan Fehmî, Şeyh Hattap, Molla Yusuf Hayalî, Molla Hamid bin Mustafa bin Molla Halil es-Siirdî, Şeyh Abdülhkahhar Zokaydî, Halil Hulki Aydın, Cemil Aydın, Şeyh Şerafeddin el-Fersafî, Şeyh Süleyman el-Halidî, Şeyh Mahmud Zokaydî, Ömer Niyazi Atalay, Salih Safi Atalay, Şeyh Celaleddin Kardeş Efendi, M. Cevat Durceylan.

Bir ansiklopediyi dolduracak ilim, ahlak ve fazilet abidelerinin hayatları, hocaları, talebeleri, eserleri tek tek belgeler eşliğinde anlatılıyor. Nesilleri aydınlatacak olan bu eser, bir başlangıç. Bence Sedat Akay, metinde adı geçen her şahsiyet için ayrı bir kitap yazmalı. Bunlar üniversitenin, valiliğin ve belediyenin desteğiyle neşredildikten sonra yeni nesillere okutulmalı. İkinci eserde de, düşünce semamızın parlak yıldızı anlatılıyor: Halil Hulki Efendi. İtiraf edeyim ki ben bu isimlerin bir kısmını yeni duydum. Akay, herkese gördüğü hazineyi işaret ediyor. Şehirler, hayırlı evlatlarıyla ayakta durur ve gelecek nesillere köklü biçimde intikal eder. Ben Siirt Valiliği ve Siirt Üniversitesi Rektörlüğü’nün emeğe sahip çıkacağına inanıyorum. Çalışmalara Tillo’daki mutasavvıf âlimlerin hayatları ve menkıbeleri de eklenmeli, yaşayan tanıkların hatıra ve intibaları da… Sedat Akay, hayalini 20 sene önce kurduğum, ardından teşebbüse geçtiğim bir projeyi mütevazı imkânlarla gerçeğe dönüştürdü ve kitapları yayımladı. Onun açtığı geniş caddede yürünmeli. Bilhassa ilimizde ve Türkiye’nin birçok şehrinde yaşayan Siirtliler, bu eserleri alıp okumalı ve çocuklarına millî mefahirimizi anlatmalılar. Yerli ve millî olmak işte budur. Eline, yüreğine, gönlüne sağlık Sedat Akay! Seni canü gönülden kutluyorum. Kalemin ışıltılı, yolun aydınlık, hizmetin daim, ömrün bereketli olsun.