'Sefil' anayasa nasıl olmalı?
Bu
konuda Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Demokrasi ve İnsan Hakları Komisyonu
Başkanı Kim Kıl-lan diyor ki:
Anayasa,
yapıcılarının zihniyetini yansıtır.
Her
şeyden önce anayasanın Kim Il Sung
ve Kim Jong Il gibi ebedî başkanları olmalı…
Yüce
önder Kim Jong-un, büyükbabasından
babasına geçen devrimci mirası aklın ve
bilimin ışığında çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için
halkına yepyeni bir tıraş devrimi bahşettiğinden bahisle mektubunda
anayasaların nasıl olması gerektiğini açıklıyor.
Kore
Demokratik Halk Cumhuriyeti’nden Kim Kıl-lan’ın açıklaması:
“
Yüce Başkan Kim Jong-un, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey
Kore) yurttaşlarına bir devrim daha hediye etti.
Bundan
böyle bütün Koreliler, Yüce Başkan Kim
gibi tıraş olacaklar.
Yüce Kim’in aydınlık
yarınların kurulması için gösterdiği hedefe, hiç durmadan yürüyeceklerine ant içmiş durumdalar.
Yüce Başkan Kim, babası Ebedi Başkan Kim Jong-İl gibi büyük fedakârlıklarla
halkına örnek olmak için kendi saç tıraşını zorunlu hale getirerek sömürü
ve irticaya karşı topyekûn savaş ilan etti.
Yüce Başkan Kim, berber berber gezerek halkın tıraşını kontrol etmekte yanlış
tıraşlara anında müdahale etmektedir.
Ülkenin
bütün erkekleri büyük bir coşkuyla bu saç tıraşını olmak için berberlere akın
etmekte, hatta devrimci kadınlar da
erkekleri yalnız bırakmamak adına Kim
modeli saç tıraşı olmaktan geri durmamaktadırlar.
Dört
tarafı düşmanlarla çevrili olan ülkenin birlik ve beraberliğini bozmak
isteyenlerin ‘kellik’ bahanesiyle tıraş olmak istemedikleri az da olsa
görülebilmektedir.
Bu
hainlerin bilerek kelleştikleri
bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış ve bunlardan bin iki yüz kadarı idamla cezalandırılmışlar, bir kısmı köpeklere yedirilmiş,
bir kısmı da alev makinesinde yakılmışlardır.
Kore
Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin kazanımlarını birtakım dış güçler,
insan hakları, hukuk, adalet gibi
kavramların arkasına gizlenerek yok etmeye çalıştıkları bilinmektedir.
Bunların
yerli iş birlikçileri, Ebedî Başkan Kim
Jong-İl’in cenaze törenine katıldıkları ama ağlamadıkları ya da ağlama
numarası yaptıkları, gözyaşlarının ‘sözde’ olduğu tespit edilmiş ve bunlar da Devrim Mahkemelerinde yargılanmışlar,
layık oldukları cezaya çarptırılmışlardı.
Böylece, cumhuriyetin
kazanımları korunmuş ve kollanmıştır.
“Asmayalım da besleyelim mi?” vecizesi
gereği devrim karşıtları, Yüce Başkan Kim’in
himayesinde kurulan tarafsız ve de bağımsız Kore adaleti
önünde hesap vereceklerini hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde anlamak
zorundadırlar.
Tıraş İkna Odaları kurulması
çalışmalarının hızla devam etmekte olduğu günler ulusal birlik günleridir.
Tıraşlarını olan yargıçlar, rektörler, öğretim üyeleri ve siyasiler Yüce Başkan Kim
Jong-un elini öpmek ve brife edilmek için Başkanlık Köşkü’ne akın ediyorlar. İzdiham nedeniyle bazı yargıçların ve halkçı siyasilerin ezilme
tehlikesi geçirmelerine rağmen bir an bile durmayı düşünmeden yürüdükleri
müşahede edildi.
Kimci Düşünce Derneği üyeleri, Başkanlık Köşkü önünde bir bildiriyle ‘Kim Tıraşı’ olmaktan imtina edenlerin insan
sayılamayacağını, bunların iş birlikçi
ilan edileceklerini açıkladılar. Kim
İlke ve Devrimlerinin bekçisi olduklarını asla başka tıraşa müsaade etmeyeceklerini vurguladılar.
Kim Tıraş Kanunu çıkarılmasını,
bu kanunların “değiştirilemez, değiştirilmesi
teklif dahi edilemez” statüsünde olmasını istediler.
Kim Tıraşı’nı nizami
olmayanların görevlerine son verilmesini, bıyıkların dudak hizasını
geçemeyeceğini, bunların rejim için yaşamsal
önemde olduğunu vurguladılar.
Devrim
Mahkemeleri, önce asıp sonra yargılamalıdır.
Bu usul, seri olmayı sağlayacaktır.
Bu
uygulama, yoldaş demokratik cumhuriyetlerde
de uygulanmış ve çok başarılı neticeler alınmıştır.
Tahiri Susturun Kanunu demokratikleşme
yolunda atılmış en önemli adım olarak tarihe geçmiş ve bütün aydınlanmacı toplumlarda coşkuyla
karşılanmıştır.”
Evet,
‘sefil’ anayasanın zihin dünyası
böyleymiş…