Şeffaflık ve Hesap Verilebilirlik
Birkaç gündür bir otomobil devinin ülkemize yapacağı 1 milyar dolarlık (doğrudan yabancı yatırım sınıfındaki) yatırım hepimizin dilinde. Otomobil üretiminde dünyaya kendini ispat etmiş sanayimiz için önemli olduğu kadar oluşturacağı istihdam ve diğer dışsal faydalar açısından da kritik derecede olumlu bir gelişme. Hele ki dünyada tüm ünlü ekonomistlerin iktisadi açıdan bir distopyanın kapısında beklediğimizi düşündüğü bir süreçte…
59.Hükümet döneminde gerçekleştirilen ve Avrupa Birliği’ne uyum süreci konulu olarak hayata geçirilen uyum paketleri ve kamu yönetimi reformları sayesinde Türkiye, başta kamu harcamaları olmak üzere kamu maliyesinde şeffaflık ve hesap verilebilirlik açısından son derece önemli ilkelerle başta AB ülkeleri olmak üzere gelişmiş dünyanın dikkatini ve ilgisini üzerine toplayıp 2003 yılında 1.7 milyar dolar olan sermaye konulu doğrudan yabancı yatırım girişini 2006 yılında 20,1 milyar dolara, 2007’de ise 22 milyar dolara çıkarmayı başarmıştır.
Fakat zaman içinde bu önemli iki ilkeden uzaklaşılmasıyla sermaye konulu doğrudan yabancı yatırımlar azalmış ve her geçen yıl artan vatandaşlık konulu gayrimenkul yatırımları çıkarıldığında 2023 yılında sermaye konulu bu rakam 7 milyar dolarlara kadar gerilemiştir.
Hasılı bugün yüzümüzü güldüren ve ekonomimiz açısından beklentilerimizde olumlu bir hava yaratan bu tip yatırımların artmasında en önemli iki kavram şeffaflık ve hesap verilebilirliktir. Özellikle de kamu maliyesinde…
Bu konu üzerine hazırlayıp savunmasını yaptığım yüksek lisans tezimle söz konusu yatırımın aynı haftaya denk gelmesi de ayrı bir tevafuk oldu.
Memlekete hayırlı olması ve bahsi geçen ilkelerin güçlendirilmesi suretiyle 2007’deki rakamların solda sıfır kaldığı seviyelere ulaşmamız duası ile…