Sedat Peker videolarının siyasete etkisi…
Dikkatinizi çekiyor mu bilmem, ilk “seanslarında” İktidar Partisi’ni epeyce sarsan Sedat Peker videoları süreç içinde hiç de beklenmeyen etkilere sebep oldu.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın birçok konuşmasında şikâyet ettiği “metal yorgunluğu”na biraz iyi mi geldi, ne?.
Atalarımız, “Bir musibet bin nasihatten iyidir!” demiş.
Bu vesileyle bazı sıkıntılar gün yüzüne çıktı, “dağınıklık” hâli iyice göze battı, gençliğin ne denli ihmal edildiği net bir şekilde görüldü, sosyal medya alanındaki zayıflık çok daha fazla dikkat çekti.
İçerideki “gruplar” arasındaki “mücadelenin” ne kadar zarar verici boyutlara ulaştığı, radikal muhalefetin “gazetelerine” sızmalar, sızdırmalar vesilesiyle görüldü.
Böyle devam edildiği takdirde “işin sonunun hiç de iyi olmayacağı” yönündeki ikazların ne kadar yerinde ve gerekli olduğu “biraz olsun” anlaşıldı.
“Teşkilât”ın üzerindeki ölü toprağına sırası geldikçe dikkat çeken bir “siyasi gözlemci” olarak, son vakitlerde hissedilir oranda bir kıpırdanma olduğunu söylemeliyim.
Genel merkezde ve bazı il başkanlıklarında, özellikle “sosyal medya” alanındaki sıkıntıların, boşlukların aşılabilmesi için “ilâve” çalışmaların yapıldığı haberlerini alıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Kapı kapı dolaşmaya var mısınız?” sorusuna karşılık olarak verilen o “sözler” (hâlâ) yerine getirilmiyorsa da, “eski teşkilât mensuplarından” bazılarına telefonla ulaşıldığını duyuyorum.
Bu “eski” teşkilât mensuplarından bazılarını bizzat tanırım.
“Göstermelik faaliyetler yapılıyor. AK Partililere, AK Parti anlatılıyor!.. Bizim görüşlerimizi dikkate alan yok. Üzerimizden piar yapıyorlar. İki şık şık, bir tık tık, birkaç resim, işte sana faaliyet!” diyerek uzaklaşanları bilirim.
Onlardan bazıları, şimdilerde “Hayırdır, hangi dağda kurt öldü acaba, teşkilâttan arayıp davet ettiler!” diyerek şaşkınlıklarını dile getiriyor.
*
Bu durumda Sedat Peker videolarının etkisi var mı?
Ben olduğunu düşünüyorum.
Videoların, ilk dört beş seanstan sonra, en başta ifade edilen “Çocuklarım için dünyayı yakarım!” duygusallığının çok ötesine geçmesi, hedefin gittikçe büyütülmesi ve işin “Suriye’ye neler gitti neler, kimlere gitti kimlere!” noktasına varması…
Bunun da, dış dünyada Türkiye aleyhine kullanılması, “küskün, kırgın” durumdaki birçok vatandaşı da etkiledi.
Ak Parti teşkilâtı, bir yönüyle “17-25 Aralık”a benzetilen bu hücumlar karşısında, şöyle bir silkinip kendine gelme eğilimine girdi.
“Dışarıdan izleyen vatandaşların” önemli bir bölümü de, meselenin “Peker meselesi” olmadığına inanarak, pozisyon değiştirmeye başladı.
Şu da dikkatinizi çekiyor mu bilmem, Sayın Cumhurbaşkanı daha önce de “doğalgaz rezervi müjdeleri” vermişti ama bu seferki müjdenin etkisi çok daha fazla oldu.
Açıklanan 135 milyar metreküplük rezerv, müjdelerin en büyüğü değil, lâkin kamuoyunda oluşturduğu dalga öncekilerden çok daha fazla oldu.
Bu süreçte, Savunma Sanayii alanındaki müthiş hamlelerinin, dış dünyanın büyük, etkili medya organlarında geniş yer bulması…
Türkiye’nin “askerî operasyon kabiliyeti açısından” baş edilmesi gittikçe zorlaşan bir ülke olduğu gerçeğinin , bizi hedef alanlar tarafından da kabul edilmesi moral motivasyonu arttıran bir faktör oldu.
Bunların yanı sıra, “radikal muhalefet” unsurlarının Sedat Peker videolarını yer yer şımarıklık görüntülerine varan “coşkuyla” kutlaması…
Sedat Peker’in her söylediğinin üzerine atlaması, işi “dalga geçme, toptan mahkûm etme” boyutlarına vardırması da, karşı tepkiye yol açtı.
“Söylediklerini ihtiyatla karşılamak lâzım” numarasını çektikten sonra, Sedat Peker tarafından ortaya atılanların tamamını doğru kabul ederek “topyekun yüklenenler”, Ak Parti tabanını motive etti.
“Hedefte Erdoğan, daha doğrusu Türkiye var!” kanaati pekişti.
FETÖ ve PKK çevrelerinin bu malzemelere “dört elle sarılmaları”, Meclis içindeki ve dışındaki muhalefetin eleştirilerinin etkisini düşürdü.
Öteden beri dile getirilen “Kimlerin kimlerle el ele olduğunu görüyor musunuz?” sorusunun etkisini arttırdı.
*
Uzun sözün kısası…
Sedat Peker bundan sonra ne derse desin…
Süreç Ak Parti’yi olumsuz yönde etkilemez, diye düşünüyorum.
Bu videolara dört elle sarılanların hayal kırıklıkları da büyük olur.
Hatta ve hatta…
Taaa başından beri ifade ettiğimiz gibi…
Bir süredir “İçeriye çeki düzen vermekte zorlanan” Sayın Cumhurbaşkanı, bu süreçte daha rahat hareket edebilme imkânına kavuşmuş olur.
Sedat Peker’i bu yönlere itenlerin murat ettiklerinin tam tersi olur!..
*
Bakalım, Sayın Cumhurbaşkanı, şu Biden görüşmesinden sonra, “içteki meseleleri” toparlamak için gaza basacak mı?..
“En az bir kere Ak Parti’ye oy vermiş olan” ve son vakitlerde “kırgın bir şekilde bekleme” modunda bulunan geniş kitlelerle kendisini buluşturacak bir “yapıyı” ortaya koyabilecek mi?
Gençliğin ne denli ihmal edildiği bu vesileyle çok daha net bir şekilde görülebilecek mi?
Sedat Peker videoları, bakarsınız bu bakımdan da bir dönüm noktası olur.
Ha bu arada, “Kimin bagajında ne yükler var!” meselesine de iyice bakılmış olur!..