Seçmeni beğenmemek!..
CHP’nin uzun yıllar boyunca iktidara gelememesinin en önemli sebebi nedir sizce?
Ben o “camia”nın “elit takımı”ndaki bakış açısını çok iyi bilirim.
Onların içinden geldim de onun için bilirim.
“Cumhuriyet’i biz kurduk, bu şehirde biz vardık.
Sonra, köylüler geldi, buraları doldurdu!” bakış açısı hâkimdir oralarda.
Köyden gelenler ne yapsalar beğenilmez, çocuklara da “köylü çocuklarıyla fazla yüz göz olmamaları” tavsiye edilir.
Bende emeği olan büyüklerimden, “kapıcı çocukları” ile oynadığım için kızanlar olmuştur, unutmam ne mümkün.
Kötü insanlar oldukları için yapmıyorlardı bunu elbette; öyle yetiştirilmişlerdi.
“Jakoben”diler.
“Üst sınıftan” kabul ediyorlardı kendilerini.
Kitap okuyor, bulmaca yarışmalarına katılıyor, özel tekneleri ile balığa çıkıyor, klasik müzik dinliyorlardı.
Giyim, kuşam, makyaj, kuaför işlerinde özenliydiler.
Evlerine temizliğe gelen ya da apartmanlarında çalışan köylülerin dünyası çok başkaydı elbette.
O köylülerin misafirperverlikleri, yardım severlikleri bizimkilerle kıyaslanamayacak kadar üst düzeydeydi ama bizim oralarda bu türden kıymetler fazla önemsenmezdi.
Varlıklılar varlıksızlar, kültürlüler kültürsüzler vardı.
Varlıklı “kültürsüz”ler ise alay konusu olurdu.
“Sonradan görmelik” meselesi ki, açık yüreklilikle ifade etmeyelim; parayı sonradan bulanlar da “sonradan görmeliğin” her çeşidini sergiliyor, kendileriyle dalga geçmeye hazır olanlara bol bol malzeme veriyorlardı.
Bizim oralarda iki sınıf vardı:
Köy soylular ve kent soylular!
CHP’nin bu “takımı”, yani “elitleri”, bizim içinde büyüdüğümüz çevre, seçmenin tercihlerini de beğenmiyordu haliyle.
“Herkesin bir oy hakkına sahip olmasını” eleştiriyor, ülke ve dünya meselelerinden zerre anlamayan kişilerin, hep yanlış yerlere oy verdiklerini öne sürüyorlardı.
Bu, uzun yıllar sonra “Bidon kafalılar, göbeklerini kaşıyan adamlar, makarna-kömür için oy verenler” söylemine dönüştü.
Zihniyet bu zihniyetti; “Sokaktaki vatandaş kendisi için neyin iyi, neyin kötü olduğunu değerlendirebilecek durumda değildir. Onun için iyi olanı seçme hakkı da bizde olmalıdır” anlayışı hakimdi.
Yazının başındaki sorunun cevabına geldik böylece:
“CHP’lilerin tamamı değil elbette, sadece elit takımı sokaktaki vatandaşa tepeden baktı çoğu zaman. CHP de bu takım yüzünden birçok seçimi kaybetti!”
x
Ekrem İmamoğlu’nu beğenmeyenler çoktur, ben de onlardan biriyim…
Bununla birlikte, hakkını da teslim etmeliyim:
Bir ölçüde Bülent Ecevit’in yaptığını yaptı.
Karaoğlan imajıyla, halka yakın CHP’li görüntüsüyle, CHP’nin geleneksel yüzde 25’ini aşabilmişti Bülent Ecevit.
Ekrem İmamoğlu da, 2019’de ve beş yıllık sürecin ardından girdiği 2024 seçiminde, bir CHP’linin de farklı kesimlerden oy alabileceğini gösterdi.
Son seçim sonuçlarını büyük ölçüde “sandığa gitmeyenler” belirledi evet, bu doğru…
Bununla birlikte, Ekrem İmamoğlu, hakkında belediyecilikte ne kadar başarısız olduğuna dair onbinlerce haber çıkmış olmasına rağmen, oy oranını büyük ölçüde muhafaza etmeyi başardı.
Öyle veya böyle, farklı kesimlerden oy alabilmeyi becerdi!
Bir önceki seçimde oyunu Sayın Erdoğan’dan yana kullanmış olan seçmenlerden bir bölümünün bu sefer sandığa gitmemek suretiyle iktidara “sarı kart” göstermesi de, fark atmasını sağladı.
Şimdilerde…
Ak Parti’ye destek verme pozlarındaki bazı “sosyal medya ve geleneksel medya” unsurları, Cumhur İttifakı’nın adaylarına oy vermeyenleri “suçlamakla” meşguller ki, bu Sayın Erdoğan’ın ortaya koyduğu tavrın tam tersi.
Sayın Erdoğan, kendilerine oy vermeyen vatandaşı suçlamak, tercihini hafife almak gibi bir söyleme hiç yönelmedi.
Aksine, milletin mesajını aldıklarını ve gereğini yerine getireceklerini söyledi. Partisi'nin dünkü grup toplantısında da, son yerel seçimde vatandaşın verdiği mesajları, vatandaşın oy tercihlerini küçümseyenlere önemli ikazlarda bulundu!
Sayın Erdoğan’a destek verme pozlarındaki “fenomen” takımından birilerinin ise, sandığa gitmeyen vatandaşları bile, ihanetle, gafletle, “patates soğan için” memleket çıkarlarını hiçe saymakla ithama cüret edebildiklerini görüyoruz.
Bu vatandaş, 10 ay evvel Sayın Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçen vatandaş…
Ne oldu, o günlerde iyi olan vatandaş, bugün kötü mü oldu?
Hayır…
Vatandaş, sesini duyurmak istedi.
Yerel seçimi de bir “ikaz” fırsatı olarak gördü.
“Sarı kart”ını sandığa gitmemek suretiyle gösterdi.
Yukarılarda bir yerlerde CHP’nin girdiği birçok seçimi kaybetmesinin önde gelen sebebinin, vatandaşın tercihlerine saygı duymamak…
Oy tercihlerinden dolayı vatandaşı küçümsemek olduğunu söylemiştik.
CHP’liler, AK Partili seçmenleri “makarna-kömür” için oy kullanmakla itham ediyorlardı.
Şimdilerde ise, seçimler boyunca Sayın Erdoğan’a oy verenleri, daha 10 ay evvel oy verenleri, sırf yerel seçimde oy kullanmayarak “ikazda” bulunmalarından dolayı “patates soğan için satmakla” suçlayanlar var.
Tekrar gelebilecek seçmeni ısrarla bir yerlere itenler var.
X
CHP’nin CHP’ye kaybettiren “elitlerine” benzemek iyi bir şeyse, aynen devam!