Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.41
Gram Altın
2954.30
BIST 100
9301.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Haziran 2023

​Seçmeni anlamak

Seçmenin gönlüne girememiş, gönlünü kazanamamış siyasetçi, seçim denilen siyasi yarışta ipi asla göğüsleyemez. Seçmenin gönlüne girmek ve gönlünü kazanmak da seçmeni anlamaktan geçer. İşin içinde seçim varsa durum, budur.

Peki, seçmenin gönlüne girmek, gönlünü kazanmak nasıl olur?

Maddi-fiziki ve manevi-inanç konularında seçmeni anlamak ve gereğini yapmakla olur.

Seçmenin ilgilendiği maddi, fiziki tarafı ağır basan meselelerde yollar, köprüler, binalar, şehirler, hastaneler, sanayi kuruluşları vesaire gibi konular vardır. Seçmen; en çabuk, en kolay bu konularda tavrını gösterir.

Mesela biri belediye başkanı seçilir ve onun işi yol yapmaktır, köprü yapmaktır ilk bakışta. Hangi siyasi partiden seçerseniz seçin yolunuzu yapmayan siyasetçiye karşı tavır alırsınız. Çünkü arabayla giderken zikzak çiziyor, kafanız tavana tavana vuruyorsa dikkate alır, o belediye başkanından uzaklaşırsınız. Seçmen, bütün maddi-fiziki konularda böyledir.

Belediye başkanı farklı, faydalı ve hayırlı ne iş yapıyor diye bakar seçmen. Başbakan veya devlet başkanı farklı, faydalı ve hayırlı ne iş yapıyor diye bakar seçmen. Beni icraatlarıyla uçuruyor mu süründürüyor mu diye gönlüne not tutar, karar alır ve rey verir.

Çünkü yol lazımdır, köprü lazımdır, oğluna iş lazımdır, kızına hayırlı okul lazımdır, ebeveynine hastane lazımdır, vesaire…

Siyaset ve seçim politikaları, seçmeni anlamak sadece bunlar değildir ki… Vatan, bayrak, dış tehdit, uluslararası itibar, inanç özgürlüğü, inandığı din (düzen) kurulması ve yaşanması gibi onlarca manevi-inanç konuları daha vardır. En yavaş, en zor bu konularda anlaşır insanlar. Çünkü sosyal bilimler konusudur ve hemencecik ortak çözüme ulaşmaz.

Mesela birisi ülkenin bir avuç suyunu dahi vermek istemez ama bir başkası verelim ne olacak ki diyebilir. Mesela sen bana oy ver, vatandan olursun, bayraktan olursun demeyi bırak hafif bir izlenim bıraktığınızda bazı seçmen sizden kaçar, bazıları da tepkisiz kalır. Şunlar, bunlar dış tehdit değil demeyegördüğünüzde bazıları sizi tefe tutar, bazıları normal der. İnandığın senindir, inanç özgürlüğün beni alakadar etmez, dininse umurumda değil diye bir şey anladığında bazıları sizi zaten aklından çıkarır, bazıları oh olsun şarkısı söyler.

Ancak hepsi ortak meselemizdir.. ne bir avuç su verilir, ne vatandan, bayraktan vazgeçilir, ne dış tehdit değişir, ne de inanç ve dinden uzak tavır alınır.

Bu maddi-fiziki ve manevi-inanç seçmen bakışı ve tavrı, hem siyasi liderlerin hem de kendi seçmenlerinin anlaması gereken konulardır. Bu bakış ve tavırları, siyasi liderler anlamıyor, kendi seçmeni anlıyorsa o lider, kendi zihnine bir koza örmüş ve seçmenlerini de kozaya, yankı odasına (echo chamber) hapsetmek istiyor demektir.

Seçmeninin böyle bir durumda artık kendi liderini ikaz etme mecburiyeti vardır. İkaz etti ve lider, yanlış yoldan dönmüyorsa o seçmenin partisini terk etme hakkı vardır. Siyasi liderin ördüğü koza ile oluşturduğu yankı odası (echo chamber) ile akli, ilmi ve ahlaki bir kaosta durmak seçmen için büyük bir kayıptır. İnsanlara yapabileceği iyiliklerin önündeki engeldir.

Seçmeni anlayan siyasetçiler var, anlamamış siyasetçiler var. Anladınız anladınız. Yok, eğer anlamazsanız seçmen, yüzünü hemen başka tarafa çevirebilir. Siyasi lider olmanın seçmeni anlamaktan ve gereğini yapmaktan geçtiğini kavrayamamış hiçbir siyasetçi ile beraber yürümeyin, yanında olmayın. İster kendi partinizden olsun ister başka partiden olsun.. size cennet de vadetse kendi koza ve yankı odasına sizi hapsediyorsa asla bir olmayın, asla beraber yürümeyin.