Seçmen neye oy verdi
Asrın seçimi olan Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimleri 28 Mayıs günü yapılan ikinci turda Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın net zaferi ile sonuçlandı.
Serencamı bilirsiniz;
Önce 6 parti, sonra HDP/YSP ve başka
ufak partileri aralarına alarak 6+’lı masa olarak anılan Millet İttifakı,
Cumhurbaşkanı Adaylarını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olarak
belirlediler. 14 Mayıs’ta yapılan ilk turda Sayın Erdoğan %49.58, Kılıçdaroğlu
da %44.78 oranında oy almışlardı.
İki lider birinci tur için büyük bir
yarışa girdiler. Önce Pandemi, akabinde mutfaklardaki yangın olarak tavsif
edilen hayat pahalılığı ve son olarak 6 Şubat 2023’te meydana gelen asrın en
büyük felaketi olan iki deprem Türkiye’yi oldukça zor durumda bırakmıştı.
Dünyadaki pek çok ülkede sadece pandemiden dolayı iktidarlar devrildi.
Türkiye’de “pandemiden beter” olarak
ifade edilen hayat pahalılığı ve bütün otoritelerin ortak kanaati ile 11
ilimizi vuran ve 60 bin civarında insanımızın hayatını kaybettiği “Asrın Felaketi” olan Kahramanmaraş
merkezli depremine dayanan bir iktidar düşünülemezdi.
İşte bu şartlar altında
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için iki kez sandık başına gittik. Tarafsız
gözlemciler de, “iktidarda kim olursa
olsun, saydığımız üç büyük felaket karşısında hiçbir iktidarın
dayanamayacağını, ilk seçimlerde iktidarın devrileceğini” dile
getiriyorlardı ki son derece haklıydılar. Çünkü bilhassa Türkiye gibi kahir
ekseriyeti dar gelirli vatandaşlar, ülkelerindeki ekonomik sorunları iktidara
mal ederler ve seçimlerde faturayı iktidara keserler. Ortakları ile birlikte
Ecevit’in %22’lerden %2’ye düşmesi bu sebeptendi.
Ama bizde öyle olmadı, bu da milletin
derin feraseti ile alakalıdır: 20 yıl
boyunca vatandaşının gelir düzeyini, refahını arttıran Recep Tayyip Erdoğan
gibi bir lider üstelik seçimlere az süre kala neden milletine ekonomik darlık
yaşatsın? Demek ki ortada Erdoğan’dan kaynaklanmayan bir sorun var ve bu
sorunun aşılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteklenmesi lazımdır…”
inancı faturayı “şimdilik” Erdoğan'a
kesmeyi erteledi ve iktidara mühlet verdi.
Seçimler bir başka mesaj daha verdi:
Bu seçimler aynı zamanda bir
referandumdu; vatandaşlarımız Parlamenter
Sistem’e dönüş konusunu kapattı. Artık efor sistemi değiştirmeye değil, geliştirmeye harcanmalı, dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerden
önce vatandaşa vaatlerini bir bir gerçekleştirmelidir. Pahalılık, hukuk,
liyakatli bürokrasi için çok titiz bir çalışma yürütmelidir. Önümüzde 9 ay
sonra çok önemli bir seçim daha var: Mahalli Seçimler.
Bir diğer husus;
Vatandaşlar, “ülkenin güvenliği bizim için değerlidir.” dedi.
Ve;
Sandıkta milletimiz önemli bir mesaj
daha verdi:
“Siyaseti
yalan üzerine kuranlara prim vermiyoruz. Sözleriniz geçmişinizle birlikte
değerlendirilir, bol keseden atmayın”
dedi. Dilerim herkes gereken mesajı almıştır.
Tabi, burada özellikle AK Parti’ye
sandıkta çok net mesaj çıktı:
%35 oy alan AK Parti bu mesajı önüne alıp
mahalli seçimlerden önce gerekeni yapmalıdır.
Mesela;
“Ömer”
diye vatandaşın karşısına çıkardığı kimi simaların derhal teşkilatlardan
uzaklaştırılmaları gerekiyor. Göreve gelir gelmez şehrin ihaleleri ve hazine
arazileri ile ilgilenen il-ilçe başkanları vatandaşın dikkatinden kaçmıyor ve
seçmen bunu affetmeyeceğini 14 Mayıs’ta sandıkta verdiği mesajla gösterdi.
Son bir konu:
Oluşacak olan Cumhurbaşkanlığı
kabinesi yeni alanında yetkin, temiz simalar görmek ister.
Hakan Fidan, Fahrettin Altun, Ahmet
Selim Köroğlu, Ayhan Ogan, Yasin Aktay gibi isimler kabine de yer almalıdırlar.
Bakanlıkların sayısı arttırılmalıdır. Kültür-Turizm gibi bakanlıklar iki
bakanlık olarak ayrılmalıdır.