Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2411.64
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Haziran 2023

​Seçmen kaybetmek

Seçmeni anlamamak gayet ağır ve gayet meşakkatli neticeler getirir. İnsan kendi fıtratını anlayabilmeli ki ancak başkalarını da anlayabilsin. Siyasi lider ve maiyetleri de ancak seçmeni böyle anlayabilirler. Eğer anlamazlarsa seçmen kaybederek seçim kazanmak denen siyasi başarıyı kendi hanelerine değil kazananın hanesine yazdırırlar.

Siyasi lider ve seçmenlerince bilinmesi ve politika üretilmesi gereken başlık şudur:

Seçmen neyi ister, neyi istemez?

Seçmen neyi sever, neyi sevmez?

Seçmen aş ister, iş ister, eş ister, ev ister. Bunlar için maaşını çok ister, ucuzluk ister. Huzur ister, otorite ister, her şeyi çar çabuk ister. Kafa karışıklığı ve kafası karışıkları istemez. Çok başlılık istemez. Doğruya doğru yanlışa yanlış demeyeni istemez. Vatan, bayrak, tarih ve din konusunda laubalilik hiç istemez.

Seçmen kendi faydasına yapılanı ve yapanı sever. Kendisine maddi manevi el uzatanı sever. Sırtını sıvazlayanı, gönlünü kazananı sever. Kendini aşağılayanı, basiretine söveni sevmez. Siyasi tercih ve alın terine laf edeni, seçim gayretinin görülmeyişini hiç sevmez.

İşi olunca çay, eşi olunca yemek, şehit haberi gelince helva dağıtmak seçmenin geleneğidir, edebidir. Milli takım galip gelince konvoyda korna basmak, ordu sefere çıkınca tekbir çekmek, duyduğu her mazlum sesinde yalınkılıç hücum yapmak seçmenin harcıdır.

Bütün bunlar, seçmen davranışlarının sadece üçüdür, beşidir. Onlarca, yüzlerce istediği/istemediği, sevdiği/sevmediği daha var. Birçok ilim adamının ve dahi önceleri yazdığımız birçok makalemizde özellikleriyle insan/seçmen davranışları kolayca görülebilir.

Seçmenin istediği, sevdiği ve sevmediği her nelerse hepsi; kendisi, milleti ve ülkesiyle alakalıdır. Aşı da işi de eşi de vatanı da bayrağı da tarihi de dini de bunlar için ister. Çünkü bunlar kendine sağlanırsa tadacağı lezzet, tatmin ve manevi hazzın hepsi kendi nefsinin anlamlandırdığı ve kendisinin sahiplendiği şeylerdir. Dolayısıyla bunları kim sağlıyorsa/yapıyorsa gönülden bir olur ve uzunca seneler peşinden gider.

Hiçbir seçmen, “Ben ülkeme ve milletime zarar vereyim diye oy vermez.” Onun tek tercihi vardır. Ülkemin düze çıkacağını, milletimin felaha ereceğini böyle umuyorum tercihidir. Bu tercihleri sayesinde seçimlerde hem siyasi lider hem de siyasi parti değiştirebilmektedirler.

O yüzden “Seçmeni anlamayan, seçmen ihtiyaç, istek ve sevdikleri karşısında gönüllere giremeyen her siyasi lider, siyasi ömrünü seçim kazanamadan tamamlayabilir.”

“Seçmeni anlamamış hiçbir siyasi vaat, hiçbir siyasi politika, seçimlerde başarı getirmediği gibi seçmen kaybetmeye ve siyasi lider ve kendi seçmenlerine zarar vermeye devam eder.”

Ne yazık ki seçmenler arasında farklı inanç, farklı ideal ve farklı fikirlerin varlığının büyük bir zenginlik olduğunu anlamamış siyasi lider ve kendi seçmenleri, yarın herhangi bir seçimde kendi görüşlerine destek ve oy verebilecek seçmen adaylarının üzerine üzerine çullanmakta, nefret diliyle saldırabilmekte ve hatta bunu makul görebilmekte.

Böyle bir anlayış, kimseye seçmen kazandırtmaz. Aksine seçim ve seçmen kaybettirir. Seçmen olmadan, seçmeni arttırmadan seçim kazanılamayacağını bilmek daha iyisini yapabilirim yarışının baş tacıdır. Daha iyisini yapabilirim yarışı olarak görülmeyen her seçim, hem siyasi liderlere hem ülkeye kaybettirir. Kazananı tebrik etme başarısı gösteremeyen her siyasi lider, hem seçmenlerine hem millete kaybettirir. Seçimi kazanan Sayın Erdoğan’ı tebrik eder, kaybedenlere de bol tefekkür dilerim.