Dolar (USD)
35.36
Euro (EUR)
36.47
Gram Altın
2997.88
BIST 100
10075.17
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Nisan 2019

Seçmen Daha Nasıl Uyarsın

Bir seçim daha çok tartışmalı bir şekilde geride kaldı. Bunun artçı sarsıntıları önümüzdeki günlerde de epey devam edecek anlaşılan. Çünkü Türkiye kendini aşmış bir ülke konumundadır artık. Anadolu demek ümmet demek veya ümmetin son kalesi demektir. Bu sebeple de tüm küresel şer güçler, bizdeki seçime müdahil oluyorlar. Ama zalimler sonunda yine kaybedecekler.

Batasıca batı, kendisi batarken, bizi ve tüm insanlığı da beraberinde batırmaya çabalarken, biz ise imanımız gereği, batılılar da dâhil tüm insanlığı kurtarma telaşındayız. Evet, tüm insanlığı, şirk ve tuğyandan, zulüm ve zorbalıktan zillet ve esaretten kurtarmak… Çünkü batı kültürünün insanlığa verecek bir şeyi yoktur. Kurtuluş İslam’dadır ve İslam iledir ve istikbal İslam’ındır, Müslümanlarındır. “Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” (Saf 61/8)

AK Parti kurmaylarının bu seçimden alacakları çok dersler var. Öncelikle “Reis”in, çevresini saran her devrin adamı dalkavuklardan temizlenmesi lazım. Sonra AK Parti’nin, “AKP”lilerden kurtulması lazım. AK Partiye asıl kaybettirenler, bu söylediklerimizdir. Derler ya: “Ağacın kurdu içerden olunca iflah olmaz.” Ya da: “Hırsız içerden olunca, kapı kilit tutmaz oğul”…

Ben gariban gibi, nice bağrı yanık yazar, aydın ve kanaat önderleri, yıllardır kimi yanlışlara, dikkat çekmeye çalışıyoruz. Ancak ya sesimiz duyulmuyor, ya duyurulmuyor. Ya da başka bilmediğimiz sebeplerden, bir türlü iyileştirmeye yönelik adım atıldığını göremiyoruz.

Özellikle kadın ve aile konusunda yapılan yanlışlar, yolsuzluklar ve eğitim konusunda yapılan yanlışlar, hayati tehlikeler arz etmektedir. Bu konuda yapılan uyarılar neden karşılık bulmuyor? Bunu anlamak mümkün değil. İşte yıllardır yapılan yazılı ve sözlü uyarılar yeterli olmadı ki, şimdi sandıklardan en yüksek perdeden bir uyarı yapıldı. Umarız ki, ak Parti kurmayları bu uyarıları doğru okur ve yeterince değerlendirirler

Yollar, köprüler, tüneller iyi de ya kafalar ve gönüller ne oldu. Dünyamızı imar ederken ukbamızı harap etmekten daha büyük iflas mı var. Geçen 17 yılda fiziki açıdan memlekete çağlar atlatıldı dersek, mübalağa olmasa gerek. Ancak işin mana yönüne baktığımız zaman, neredeyse tersine bir gidişat bahis konusudur.

Rahmetli Erbakan’ın, yıllar yılı tekrarlayıp durduğu manevi kalkınmaya dair kayda değer bir şey yapılmış değil. Batı kültürüne müptela olan tüm ülkeler, yok oluşa doğru gidiyorken, bizimkilerin hala “muasır medeniyet” nutuklarını anlamak mümkün değil. Batının “merhemi olsa kendi keline sürerdi. “Kendisi himmete muhtaç dede, başkasına nasıl himmet ede.”

Şu hale bakın aileler yıkılıyor, nesiller savruluyor. Kadın kadınlığını, erkek erkekliğini yitirdi adeta. Eğitim ve öğretimdeki başlıklar ise düşman başına… Sadece orta öğretimde de değil, yükseköğrenim de aynı şekilde dökülüyor. İlahiyatlar deseniz, adeta deizmin rahipleri reformistlerin karargâhlarına dönüştürülmüş vaziyette. Uğruna onca emekler verilen, vefalar çekilen canlar feda edilen mukaddes değerler, hallaç pamuğu gibi atılır oldu. Nice yanlışlar, artık gayretullaha dokunur oldu. Dolayısıyla biz çoktan iyi bir uyarıyı hak etmiştik doğrusu…

Ama hayat devam ediyor. Siz yetişmekte olan nesli kalıcı, İslami değerlerle yetiştirmezseniz, başkaları, boşluğu şer ve ifsatla doldurmaya devam ediyorlar. Dolayısıyla henüz geç olmadan, kendi değerlerimize dönmeye bakalım. İslam’a; Kur’an ve Sünnete dönmek, sadece bizim için değil, tüm dünya insanlığı için hayati önem arz etmektedir.

Bu seçimlerin bize gösterdiği bir diğer hakikat, “El kufru milletun vahidetun” gerçeğinin bir daha tezahürüdür. Rabbimizin ta 15 asır öncesinden onca uyarıları boşuna mı? “Ey inananlar! Sakın Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Maide 5/51) “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. (Bakara 2/120) Subhaneke… Bi hamdike… Esteğfiruke…