Dolar (USD)
34.75
Euro (EUR)
36.52
Gram Altın
2950.32
BIST 100
9878.03
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 May 2023

Seçimlere üç kala

Tarihi seçim yaklaştıkça, dışarısının TEDİRGİNLİĞİ hat safhaya ulaştı. The Economist’inden tutun da, Der Spıegel’ine kadar buna yakından şahidiz. Tabi Almanya başta olmak üzere, seçim sandıklarının bazı yerlerden kaldırılması ve birçok ülkede, terör yandaşlarının Türk seçmenlere saldırması da cabası. Bu manzara karşısında, öfkelendiğimiz doğrudur. Ancak içlerindekileri DIŞA VURDUKLARI için de bir o kadar şanslıyız aslında. Öyle ki bizler “gizledikleri sırlarını” geçmişten beridir zaten tecrübe etsek de, GENÇLERİN BUNLARI GÖRMESİ çok ama çok önemli. Yani “bir musibet bin nasihat” mevzusunda olduğu gibi kısaca... Artık yediden yetmişe GÖRMEK İSTEYEN herkes için, batı hegemonyasının; “küresel planları adına, Sn. Erdoğan’ın kaybetmesini nasıl arzuladığı ve Türkiye’nin iç işlerine, nasıl müdahale etmek istediği” kesinlikle sır sayılmaz. Sadece o da değil elbette. Twitter’ın Türkiye’deki muhalif hesapları kayırması, milli hesapları askıya alıp sınırlamalarının da bu hususta çok şey ifade ettiği açık. Ama sorarsanız; demokrasiye toz kondurmadıkları gibi, kimsenin iç işlerine karışmadıklarını, yüzleri kızarmadan söyleyecekleri inkâr edilemez. Bizim ki de laf! Onların bu yaldızlı yalanları, İÇİMİZDE ÇOK MÜŞTERİ BULUYORSA şayet, böyle yapmamaları nasıl düşünülebilir ki?

Bu manada “dışarısı böyle de, içerisi farklı mı peki” derseniz? Sanırım malum kişilerin sosyal ağlardan yalan, iftira ve mide bulandırıcı iddialarla boy göstermesi fazla söze hacet bırakmıyor. Her gün PKK/YPG’li sözde yöneticilerin ve FETÖ iltisaklı tiplerin, destek açıklamalarını da buraya eklemek mümkün. Birilerinin “Öcalan’ı bırakmayı, Avrupa Özerklik Şartını kabul etmeyi, askerimizi sınır ötesinden çekmeyi, terörle mücadeleyi yumuşatmayı ve hali hazırdaki yatırımları durdurmayı” vaat etmelerini ise daha saymıyorum bile. Anlayacağınız “yeni düzen sevdalısı” küresel egemenler dışarıdan, “20 senelik koltuk hasreti” çekenler de içeriden, abandıkça ABANIYORLAR üstümüze. Bunu yaparken de, hiçbir etik kuralı takmadıkları ayan beyan ortada. Haliyle trafikte, işyerinde, sokakta herkes, gergin desek yeridir. Belki de bir takım odaklar, böyle olmasını istiyorlardır kim bilir? Çünkü geçenlerde Erzurum’da yaşanan olaylar ve bu olaylarda tespit edilen MENŞEİ ŞAİBELİ bazı kişiler, durumun vahametini gözler önüne sermesi açısından önem arz ediyor. Keza tüm bunların seçime kadar ve hatta seçim sonrası, SİNİR UÇLARIMIZLA DAHA ÇOK OYNAYACAKLARI ihtimalini kuvvetlendirdiği kesinlikle yadsınamaz.

O yüzden kimsenin, artık laf dalaşına girmemesi ve sonuçsuz tartışmaların bir tarafı olmaması şart. SAĞDUYUYU ve aklıselimi elden bırakmayarak, olası PROVOKASYONLARA KARŞI UYANIK olmamız da tıpkı sandık güvenliği kadar önemli. Zira Yüzyılın Seçimini Sn. Erdoğan’ın kazanmaması için, birilerinin HER TÜRLÜ ŞEYİ DENEYECEĞİNİ, aklımızın bir köşesinde tutmazsak hata yapmış oluruz. Yanlış anlaşılmasın sakın! Elbette her vatandaş kendi hür iradesini kullanarak, bir tercihte bulanacaktır fikrine göre. Çıkan sonuca da saygı duymak, demokrasinin bir gereğidir. Lakin muhalefetin sahip oldukları belediyelerde, telaffuz bile edemedikleri çalışan zamlarını, göreve geldiklerinde milyonlarca insana vaat etmesi sizce de manidar değil mi? Peki, onca mesele ortadayken ve buna rağmen muhalefet kazandıklarını şimdiden ilan etmişken, Sn. Oğan ve Sn. İnce’ye uyguladıkları “ÇEKİLME BASKISI” sizce nasıl yorumlamalı? Yâda bir takım siyasiler; hala “falanca parti ile ittifak yapmıyoruz” deseler de, mitinglerini bahsettikleri O PARTİ BAYRAKLARI ARASINDA gerçekleştirmeleri sizce ne derece normaldir? Hazımsızlık mı sadece? Bilmiyorum… Bunun takdirini, sizlere bırakıyorum. Cevabını sandıkta verirsiniz…