Seçimin kazananları kaybedenleri
Pazar günü ülkemiz için çok önemli bir seçim demokratik olgunluk ve bir şenlik havasında gerçekleşti. Bu defa herkes sonuçları kabullendi, başka gerekçelere sığınmadı.
Peki, bu oy
oranlar bize neleri düşündürdü:
*Seçimin en
büyük kazananı elbette en yakın rakibine 4-5 puan fark atan Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. 21 yıldır iktidarda olmasına ve bu
sürenin yıpratıcı etkisine rağmen dimdik ayakta olduğu ve sevildiği, yine ona
ümit beslendiği görülmüştür.
*Deprem
bölgelerinde yine büyük farkla Ak Parti ilk sırada gelmiştir. Bu da bölgenin
mağdur insanlarının “Yaparsa Tayyip Bey
yapar ve sözünde durur” inancını koruduğunu göstermektedir.
*Z kuşağı
milyonlarca gencin Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı olduğu yalanı anlaşılmıştır.
*En kaybeden
kesim ise güdümlü anket şirketleri olmuştur. Hemen hepsi Tayyip beyi geride
gösterirken tam tersi ortaya çıkmıştır. Bu arada sonuçları gerçeğe yakın tahmin
eden Sayın Hakan Bayrakçı ve şirketini tebrik ediyoruz.
*Mecliste
artık çoğunluk önemli farkla Cumhur İttifakınındır. Yani ikinci turda Tayyip
Erdoğan Bey kaybetse Sayın Kılıçdaroğlu da kazansa bile (tabi bu ihtimal yok
denecek kadar düşüktür) eli ayağı bağlı hale gelecektir ki ülkemiz krize ve
sıkıntılara düşecek demektir.
*Dediğimiz
gibi ikinci turda Meclis’teki çoğunluğunun rüzgârını da arkasına alan Sayın
Erdoğan’ın seçilmesi artık kesin gibidir.
*14 Mayıs’ın
bir başka kazananı kendi ismi ve logosuyla, üstelik ilk defa katıldığı bu
seçimde yüzde 3 civarında oy alan Sayın Fatih Erbakan’dır. Yeniden Refah
Partisi 5 milletvekili ile Meclis’te temsil olmayı hak etmiş, başarısı göz
kamaştırmıştır. Artık Fatih Erbakan’ı geleceğin önemli bir lideri olarak
selâmlayabiliriz.
*PKK’nın
uzantısı olarak oy toplayan siyasi partinin oldukça gerilediğini görüyoruz. Artık
bölge insanları ayrılıkçılığa ve bölücülüğe perim vermemekte, ülkenin
birliğinde yana ağırlık koymaktadır. Bu da demokrasimiz için önemli bir
kazançtır.
Sonuçların
Türkiye için hayırlı olduğunu, milletimizin ferasetiyle sandığa gittiğini düşünüyoruz.
Gerekli dersleri tüm kesimler alacaktır inşallah.
28 Mayıs’ta
düğüm çözülecek ve ülkemiz istikrarlı ve hızla kalkınmaya, yaralarını sarmaya
bir beş yıllığına süre kazanacaktır.