Seçimi kaybeden ve kazanan
Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri 14 Mayıs Pazar günü sorunsuz olarak gerçekleştirildi. Türkiye kritik bir seçimi tamamladı. Milli irade yine siyasete ayar verdi.
Türkiye'de milyonlarca seçmen oy vermek için sandık başına
giderek tercihte bulundu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50 +1'i alan aday olmadı.
Bu nedenle cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kaldı.
Fakat milletvekilliği seçimindeyse tablo netleşti. Kimi
partiler oy ve sandalyelerini korurken kimileri de kaybetti.
AK Parti 2002‘deki oyuna yakın oy aldı. Erdoğan, 50+1 oy
alamadı. Muhalefet yüzde 50’yi bile bulamadı ve parlamentoda istediği çoğunluğu
yakalayamadı. Top hala ortada. Şapkasını önüne koyup doğru değerlendiren,
hatalarını görüp düzelten kazanır.
Kritik ve önemli olan seçimin tam galibi şuan için yok.
Seçim sonuçlarını analiz ettiğimizde “kazanan ve kaybedenler” olarak tanımlamak
belki de daha doğru olacaktır.
Bu seçim Kürtler açısından son yüzyılın en büyük siyasi
hezimeti olabilir. HDP seçimlere son derece iddialı bir söylemle girdi ve yüzde
10 bandına oturmuş oylarını daha da yükselterek 13-14'lere çıkartmayı hedefledi
ama sonuçlar ciddi bir düş kırıklığı yarattı. YSP, 4 milyon 750 bin civarında
oy aldı. HDP/YSP Milletvekili Seçimi'nde yüzde 8,80 oy alırken çıkardığı
tahmini milletvekili sayısı 62 oldu. Dolayısıyla 2023 seçimleri hem sayısal
anlamda hem de siyasal güç anlamında HDP/YSP için iyi bir sınav olmadı."
Kürt siyasetçileri, haklı uyarıları dikkate almayıp, kendi
toplumundan uzak ve bilinmeyen kimlikler dayatma siyaseti onlara büyük bir
kayıp yaşatmıştır. HDP/YSP Kürt halkına, “Türk solu kimlikleri, farklı etnik
kimlikleri, gayri müslimleri”, dayatma siyasetinden vazgeçmedikçe, bundan
sonraki süreçlerde halkın ihtiyaç ve taleplerine kendilerini kapatıp
“ceketimizi koysak kazanırız" egosuna halkın cevabı tokat gibi inmiştir.
Bazı illerde aday listelerinde kendi içinde nepotist ve
gruplaşmaya yönelik tercihler yapıldığı, bölgelerden itirazlar yapılmasına
rağmen duyarsız ve egolu yaklaşımlarıyla bu tepkilerin ret edildiği, sokakların
fısıltıları olarak duyduklarımız...
Eğer Kürtler bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmış olsalardı,
ikinci tur seçimleri milliyetçilik yarışı atışmalarına dönüşmez, tarafların
hak, adalet ve özgürlük vaatleri ekseninde sürerdi. Böylece demokrasi
kazanırdı.
Bu seçimde bazı ilkler ve sürprizler de yaşandı. MHP’in oy
artışı en büyük şaşkınlık olabilir. MHP anket şirketlerini yendi diyebiliriz.
Yeniden Refah partisinin çıkışı siyasete önemli bir renk
kattı.
Deva, Gelecek ve Saadet partisi CHP‘nin listelerinden 40 ‘a
yakın vekil seçildi. Bu sonuç CHP seçmeni için büyük bir şok sebebi olmuştur.
TİP’in çıkardığı gürültü sayısal sonuca hiç yansımadı. CHP
VE YSP Partilerinin vekil kaybına sebep
olup canlarına okudu, ancak yine 4 vekil çıkarabildiler.
Seçimin en tartışmalı partisi HÜDA PAR, vadettiği desteği
göstererek 4 vekil ile Meclis’te yerini aldı.
Seçimin en büyük yıldızı Mustafa Sarıgül oldu. CHP
Erzincan'da da 8 yıl sonra sayesinde
milletvekili çıkarmayı başardı. Seçimin ilkleri Nevşehir ve Giresun'da ilk kez
kadın milletvekili seçildi. CHP, Rize'de 43 yıl, Diyarbakır’da 21 sonra
milletvekili çıkarmayı başardı.
AK Parti, 7 puan kaybetti.
CHP’nin milletvekili sayısı düştü, ittifak partilerine
kazandırdı.
Yeşil Sol, hedefi yakalayamadı 3 puan kaybetti.
İYİ Parti, Meclis’in 5‘inci partisi oldu.
Yeniden Refah, 5 milletvekili ile mecliste.
HÜDA PAR, 4 milletvekili ile temsil edilecek.
Ata ittifakı aldığı oy ile iki ittifakın gözdesi oldu.
İkinci turda desteği ile dengeleri değiştireceği düşünülse de ben öyle
düşünmüyorum. Seçmen sosyolojisi geçişken ve tepkisel oyların toplandığı bir
stok.
Seçimin ilk tur
analizlerini böyle yorumlamaya çalıştım. Haftaya kritik seçimin son karar günü
olacaktır. Halkın iradesi en büyük karar olsun.