Seçimden sonra ekonomi
Pazar günü milletvekili genel seçimleri için sandığa gidilecek.
Önümüzdeki 4 yıl boyunca ülkeyi yönetecek iktidar belirlenecek.
Bu seçimde siyasi partilerin ekonomik vaatleri ön plana çıktı.
Halkın refah seviyesini yükseltmeye yönelik vaatler kulağa hoş geliyor.
Ancak ekonomi belli bir büyüklüğe ulaşmadan bu vaatlerin gerçekleşme şansı yok.
Ekonomi sıkıntılı bir dönemden geçiyor.
Aşması ve çözmesi gereken ciddi sorunları var.
Bunlar şu başlıklar altında toplanabilir:
Büyüme
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesi ile ekonomi 3 yıldır "patinaj" yapıyor.
Gerçekten de ekonomi 2012, 2013, 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 2,1, yüzde 4,1, yüzde 2,9 büyüyebildi.
Büyüme hızı en az yüzde 5'in üzerine çıkarılmadığı sürece seçim vaatleri havada kalacaktır.
Milli Gelir
Milli gelir 2013 yılında 823 milyar dolardı.
2014 yılında 23 milyar dolar azalarak 800 milyar dolara geriledi.
Doğal olarak kişi başına milli gelir de düştü.
2013'te 10 bin 822 dolar iken 2014'te 10 bin 404 dolara indi.
İşsizlik
İşsizlik oranı çift haneye yükselerek yüzde 11,2 oldu.
İşsiz sayısı geçen yıla göre 401 bin kişi artarak 3 milyon 226 bine ulaştı.
Her 5 gençten biri işsiz.
Seçimlerden sonra kurulacak yeni hükümeti bekleyen en temel meselelerden biri de işsizlik olacaktır.
Enflasyon
Yıl içinde revize edildiği halde enflasyonda hedefler, Cumhurbaşkanımızın da yakındığı gibi bir türlü tutturulamıyor, büyük ölçüde sapma yaşanıyor.
Gıda fiyatları ile kurlardaki oynaklık sebep gösterilse de enflasyonun yapısal sorunlardan kaynaklandığı biliniyor.
Makro ekonomik dengeleri bozan enflasyonun yüzde 5'in altına çekilmesi, hükümetin ilk önceliği olmalı.
Türkiye artık dünyada enflayonu en yüksek ülkeler kategorisinden kurtulmalıdır.
İhracat
2015 yılında ihracatta gerileme yaşanıyor.
Yılın ilk 4 ayında toplam ihracat yüzde 8,1 oranında düşerek 48 milyar 951 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Euro/dolar paritesindeki düşüşün, AB'deki durgunluğun ihracatı olumsuz etkilediği bir vakıa.
Ancak her türlü negatif şartlara rağmen ihracat arttırılmalı, yılsonu 173 milyar dolarlık hedef yakalanmalı.
Dış borçlar
Türkiye'nin dış borçları her yıl artmaktadır.
2012'de 338 milyar dolardan 2014'te 402 milyar dolara yükselmiştir.
Dış borçlardaki artış hızı büyüme hızından daha fazladır.
Küresel piyasalarda bol ve ucuz likidite döneminin sonuna gelindiğinden dış borcun finansmanında güçlük çekilebilir.
Borcun önemli bir bölümünün özel sektöre ait olması bizi rehavete sevk etmemeli, aynı gemide olduğumuz gerçeği akıldan çıkarılmamalıdır.
Cari açık
Ekonominin yavaşlaması ve petrol fiyatlarındaki düşüş, cari açığı küçültmekte ise de büyümenin hızlanmasıyla birlikte açığın tekrar artması riski mevcuttur.
Vergi
Seçimlerden sonra el atılması gereken alanlardan biri de vergi olmalıdır.
Vergi düzeni son derece adaletsizdir.
Ayrıca resmi kayıtlara göre ekonominin üçte birini kayıt dışı olduğunu, yani bu kesimde hiç vergi ve sigorta primi ödenmediğini hatırlatalım.
Özetle, seçim vaatlerinin hayata geçirilmesi için önce bu sorunların çözülmesi gerekir diyor, seçim sonuçlarının ülkemiz için hayırlı olmasını diliyoruz.