Seçim sonuçlarını değerlendirelim (2)

Bölgede HDP oylarında %10'luk düşüş yaşanmasına rağmen Mardin'deki üç puanlık artış dışında AK Parti oylarında (Hakkari ve Şırnak dışında) kayda değer bir artış görülmedi. HDP'den kayan bu oylar Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın oylarına yansıdığı halde AK parti oylarına yansımamasının izahı olmalı.

Üstelik, kimse cumhurbaşkanlığı seçimi için seçim çalışması yapmadı. AK Partili adaylar milletvekilliği seçimleri için çalıştı, doğrusu da bu idi. Buna rağmen sonucun böyle olması düşündürücü değil mi?

2007 milletvekilliği seçimlerinden sonra bölgede -HDP hariç- seçim çalışması yapmak, mahalleleri gezmek, ev ziyaretleri gerçekleştirmek gerçekten de çok zorlaştı. Bu zorluk ulaşım, coğrafi koşullar gibi sebeplerden dolayı değil, psikolojik zorluk.

Geçmişten gelen ve sebeplerini ileriki yazılarda yazacağım gibi HDP oylarının bu kadar yüksek çıktığı illerde moral üstünlüğü bugün bile büyük oranda HDP'de. Bir HDP'li gittiği yerde göğsünü gere gere seçim propagandasını hatta PKK propagandası yapar, sözünü söyler ve (%1'i ancak bulan istisna dışında) dinleyenler aleyhte tek cümle kur(a)mazlar.

Peki, ya AK Partililer?

AK Partililer ise her zaman ve spesifik olarak seçim çalışmalarında (yine %1'i istisna tutarak) ya kendi teşkilat salonlarında konuşmalar yaparlar ya da sadece kendi üye ve gönüldaşlarının katıldığı köy evleri ve bahçelerinde sohbet ederler. Kendilerini dinleyen insanlar arasında muhalif olanların oranı %1'i bulmaz. Kendileri söyler, kendileri dinler.

Diyeceksiniz ki, gerisini anlatmaya gerek yok.

Hayır, var.

Sanıyor musunuz ki, AK Partililer kendilerine oy vermeyeceklerine inandıkları bir köye/mahalleye gidip oy istesinler? Orada yüzlerce insan toplansın ve AK Partili hatip çıkıp konuşma yapsın?

Sanmayın.

Evet, ben de dahil bu ayıp bizim ayıbımız, lakin bu ayıp aynı zamanda bizim 10 yıllık acı ve kahreden gerçeğimiz.

Çünkü AK Partililer kendilerine kahir ekseriyetle oy vermeyen bir mahalleye kolay kolay gitmezler. Oy dağılımına baktığınız zaman AK Parti %70 ile köy-mahallelerden oy alamıyor. Ve biliyorlar ki onca mahalleye gittiklerinde kendilerine muhatap/dinleyici bulamazlar, o zaman neye gitsin?

Mi?

Hayır tabi ki gitmeli, lakin gidemiyor işte.

Giderlerse yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali kendilerine "satılık"tan tutun, "hain"e varana dek hakaretler edilir. Gidenler de sadece "aman aman bir olay çıkmasın" diye bir an önce o mıntıkayı terk ederse buralardan HDP dışındaki partilere oy çıkmaz.

Bunun ispatı için şöyle bir önerim var:

AK Partililer HDP'nin tulum çıkardığı ya da %80-90 oy aldığı kaç köye seçim çalışmasına gidebildiler?

Ben cevap verebilirim, ama teşkilat ya da adaylar cevap verirlerse daha makul olur. Bir örnek vereyim, gerisini siz anlarsınız:

Büyük bir ilimizde, 24 Haziran seçim çalışmaları kapsamında bir ilçe başkanı en güvendiği köye ve ısrarla AK Parti'nin üst düzey bir yöneticisini, adayları, teşkilatları 70 araçlık konvoyla götürüyor.

Peki, bu kalabalık heyeti köy/mahalleden kaç kişi karşılıyor biliyor musunuz?

Komşu iki köyün muhtarları ile birlikte toplam 6 kişi (yazıyla ALTI kişi) hem de davul-zurna ile!

Hayır, şaka değil, gerçekten de davul zurna eşliğinde altı kişilik karşılama yapılıyor. İşin daha vahim tarafı, kimse çıkıp "Bu ne?" demiyor.

Peki, bu olayı duyan çevre köylerdeki vatandaşlar sandık günü oylarını kime verir sizce?

Bir de mesela Diyarbakır'da çok enteresan bir durum yaşandı;

Beklenenin aksine şehir merkezinde oylarını arttıran AK Parti taşrada %50 civarında düşürdü. Neden?

Bir örnek verelim:

Mesela Diyarbakır'ın Hani İlçesi.

1 Kasım seçimlerinde AK Parti %36, HDP %56 oy alıyor.

2017 referandumunda %56 EVET çıkarken, HAYIR %44'ü buluyor.

Ama son seçimlerde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan %46 oy alırken AK Parti %26'ya düşüyor. Neden?

Bu ilçede neler oluyor?

Kim kimi kovuyor, kimi kucaklıyor?

Kayyumun bunda ne gibi rolü var?

Bu konuya devam edeceğizu2026