Seçim sonrası reform beklentisi
7 Haziran seçimlerinden sonra hangi parti iktidara gelirse gelsin, hukuk sisteminde, yönetim biçiminde, ekonomide ve anayasa alanında köklü bir reform programını acilen ülke gündemine almak ve öncelikli iş olarak kolları sıvamak durumunda olmalıdır. Şimdiden Seçimin galibi gibi görünen ak parti, değşimci muhafazakarlık olarak tanımladığı siyasal felsefesinin pratikteki karşılığını harekete geçirerek mezkur reformlar için kolları sıvamalıdır. Olgunluk dönemini yaşayan ak parti siyasal meşruiyeti ve toplumsal zeminle olan gerçekçi bağı göz önüne alındığında Türkiye'de pek çok siyasi partiye nasip olmayacak bir varlık ve iktidar alanı kazanmıştır.Bu kazanım heba edilirse ak parti siyasal ömrünü tamamladığında sadece bayındırlık yatırımı yapmış ve siyasi ömrünü tamamlamış bir siyasi parti olarak hatırlanacaktır.
Şimdi ak partiye düşen seçimlerden hemen sonra tekrar tek başına iktidar şansı yakalarsa en acil zamanda sivil demokratik bir anayasa yaparak işe başlamaktır. Öyle bir anayasa yapılmalıdır ki bu anayasa hem toplumun önünü açmalı hem de kapsamlı bir devlet reformu için anayasal zemin oluşturmalıdır. Sonrasında yapılacak en esaslı iş kapsamlı bir hukuk reformu yaparak adaletin gerçek anlamda tesisini sağlamaktır. Peşinden yapılacak bir hakiki kamu yönetimi reformu ve yerel yönetimler reformuyla birlikte devlet organlarının çağdaş ihtiyaçlar çerçevesinde sıfırdan örgütlenmesini sağlamak da yapılacak esaslı reformlardan bir diğeridir. Sermayenin tabana yayılmasını adaletli Servet dağılımını sağlayacak bir vergilendirme ve girişimcilik sistemi de Türkiye'nin acil ihtiyaçlarından birisidir. Ülke kaynaklarının yüzde seksenini nüfusun yüzde yirmisinin yönettiği bir ülke geleceğe asla güvenle bakamaz. Tabi devletin bir rant alanı olmaktan çıkarılması da bir başka acil ihtiyaç olarak gündeme alınmalıdır.
Bütün bunlar gerçekleştirildiğinde gerçek anlamda ülkenin önü açılacak başkanlık sisteminin de ihdasıyla birlikte devlette karar alma süreçleri daha da hızlanacak garson devlet servis yaparken hantallk hastalığından kurtulacaktır. Birbirimizi kandırmaya hiç gerek yok ne kadar köprü en kadar yol ne kadar cami yaparsak yapalım gerçek anlamda sivilleşmemiş bir anayasaya, sermayenin tabana yayılmadığı bir ekonomik sistemle, insanların adalete olan güveninin neredeyse sıfırlandığu bir yapıda toplumsal kalkınmadan gelişmeden ilerlemeden refahdan söz edilemez.
Haydi bakalım elimizde fırsat varken hep beraber yürekli bir şekilde bu reformları gerçekleştirelim ve çocuklarımızın geleceğini inşa edecek esaslı adımları atalım. Aksi halde ülkenin geleceği karanlıktır. Lütfen kendimizi kandırmayalım. Tekrarlayalım: anayasa reformu, adalet sisteminde reform, yönetim sisteminde reform, ekonomik düzene yönelik reform, yönetim sisteminde reform, ve sonrasında diğerleri eğitim, savunma, üniversiteler... Peşinden çorap söküğü gibi diğerleri de gelecektir.