Seçim sonrası Amerika ve Trump'ın mirası
Amerika başkanlık seçim sonuçları, bütün dünyada dikkatle
takip edilmektedir. Son Amerika seçiminin bütün dünyada dikkatle takip
edilmesinin ana nedeni, 4 yıllık Trump yönetimidir. Trump, bir başkandan ziyade
bir iş adamı olarak dünyanın en önemli ülkesini 4 yıldır idare etmektedir.
Trump, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve çoğulculuk gibi hiçbir değere
inanmamaktadır. Trump, çıkarları için her türlü hukuksuzluğun ve keyfiliğin
yapılacağına inanan popülist bir işadamıydı. Seçim sonuçları, yavaş yavaş
Biden’ın Amerika’nın 46. Başkanı olacağını göstermektedir. Biden’ın yardımcısı
Kamala Harris, seçilen ilk kadın başkan yardımcısı olarak göreve başlayacaktır.
Trump, 4 yıldır bir kabus gibi dünyanın ve Amerika’nın
üstüne çökmüştü. Yalan söylemekte sınır tanımayan bir şarlatanın attığı
tweetler, bütün dünyanın gündemini belirliyor ve Trump, yaramaz bir çocuk gibi
bütün dünyayla eğleniyordu. Seçimlerden sonra da herkesle eğlenmeye devam etti.
Seçimi kazandığını ilan eden Trump, sonraki günlerde bütün büyük eyaletleri
alacağını söylüyordu. Trump, yalanlar ve abartılar üzerine kurulu algı
manipülasyonu stratejisiyle seçimi kazanacağını sanmaya devam etmektedir.
Trump, Amerika’nın ve dünyanın kendisine inanmadığının farkında değildir.
Trump, yalanlarıyla ve manipülasyonlarıyla Amerikalıların nerdeyse yarısının
oyunu almayı başarmıştır. Trump’ın Amerikalıların yarısını Trumpizme inandırmış
olması, demagojinin ve popülizmin tehlikeli bir başarısı olarak
değerlendirebiliriz. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü, demagoji ve popülizm
üstüne inşa edilemez. Demokrasi ve hukuk, özgürlük, barış ve adalet üzerine
ancak inşa edilebilir.
Trumpizm ciddi oranda oy almasına rağmen, Amerika ve dünya,
Trump’tan bıkmış durumdadır ve onun bir an önce Beyaz Saray’ı terk etmesini
beklemektedir. 4 yıllık Trump döneminin bittiğini Trump’ın kabul etmesi kendisi
için hayırlı olacaktır. Trump, seçim sonuçlarına inanmamaktadır. Kazanmadığı
bir seçimi seçim olarak görmeyen Trump, seçmenin tercihine, demokrasiye ve
hukuka karşı direnmektedir. Trump, seçimden sonra sandığa ve demokrasiye darbe
anlamına gelecek bir kampanya başlatmış ve sürdürmektedir. Trump, seçimlerde
şaibe olduğu algısını oluşturmak için her türlü manipülasyon ve iletişim
stratejisini uygulamaktadır. Trump, hep saldırı pozisyonunda olan birisidir.
Trump, saldırdıkça kazanacağını sanmaktadır. Ancak Trump, bu sefer saldırdıkça
kaybetmektedir. Seçim sonuçlarına direnmesi halinde, yalnız kalacağını ve
şimdiye kadar yaptıklarının hesabını vermek için bütün yasal mekanizmaların
harekete geçeceği kesin gözükmektedir. Amerikan sistemi, Trump’tan hesap
sormaya arzulu ve iştahlı gözükmektedir.
Trump, bilime hiç önem vermeyen birisiydi. Bilim ve akademik
çalışma yerine popülizm, Trump için her şeyin üstündeydi. Trump, Amerika
içindeki bölünmeyi arttırarak iktidarda kalma stratejisi uyguladı. Trump,
Amerika’yı bölmeyi başardı, fakat iktidarda kalmayı başaramadı. Gerçekleri
saptırma konusunda mahir bir usta olan Trump, insanların bilinçaltında
kendisine karşı biriken tepkiyi okuyamadı. İfade özgürlüğüne, basın
özgürlüğüne, araştırmaya ve demokrasiye zerre miktar önem vermeyen Trump, kendi
çocuksu dünyasına saplanıp kalmıştı. Trump, kendi çocuksu dünyasının sınırları
içinde dünyaya bakıyor ve dünyayı kendisine mahkum olarak görüyordu. Dünya ve
Amerika, Trump’ın çocuksu dünyasına mahkum olmayacak kadar büyüktür. Seçim
sonuçları, Amerika’nın ve dünyanın Trump’a mahkum olmadığını göstermesi
açısından önemlidir. Amerika’nın önünde, Trumpizmin demokrasi, hukuk ve küresel
sistemde dört yıldır yarattığı hasarı onarma şeklinde ciddi bir meydan okuma
bulunmaktadır.
Eyaletlerden gelen seçim sonuçları aleyhine çıktıkça Trump, bir üst elin sandığa müdahale ettiğini ve sonuçları aleyhine çevirdiği şeklinde komplo teorileri üretmektedir. Komplo teorilerinin demokrasiyi, aklı, hukuku, özgürlüğü ve çoğulculuğu zayıflatan sonuçları bulunmaktadır. Komplo teorileri, köreltmekte ve körleştirmektedir. Son 4 yıldır yaşanan Trump tecrübesi, Amerika’nın ve dünyanın demokrasi ve hukuku kaybetmemek için popülizme, otoriteryanizme ve keyfiliğe karşı gözlerini açması, aklını kullanması ve duyarlı olması gerektiğini göstermektedir. Özgür olmak için popülizm tuzağına düşmeden demokrasi ve hukukta diretmek lazımdır. 4 yıllık Trumpizm tecrübesinden dünyanın öğreneceği en önemli ders, belki de budur.