Seçim İttifakı
Seçim atmosferine girmiş durumdayız. Liderlerin seçimlere dair beyanatları art arda geliyor. Türk siyasî hayatında özelikle milletvekili seçimlerinde ittifaklar olmuştu. Yapılan ittifakların hangi partiye daha çok yaradığına ait kesin bir sonuç söylemek zor. Önümüzde 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri var. Önceki yerel seçimlerde açık ve kanunî şartları sağlanmış bir ittifak olmamıştı ama adayın durumuna bağlı olarak partiler arasında seçmen geçişlerinin olduğunu biliyoruz. Yerel seçim demek biraz da “aday” seçimi demek oluyor. Partisine rağmen kazanan da kaybeden de olabiliyor.
Yerel seçimleri her parti oldukça önemsiyor. Mahalle muhtarından başlamak üzere, ki muhtarlık ilk basamaktır, yerel seçimlere her parti titiz bir şekilde hazırlanıyor. Her parti bilhassa iyi bir aday göstermek için yoğun çalışma içindedir. Halkta karşılığı olan, partisinin kuruluş felsefesinin şuurunu idrak etmiş, ismi herhangi bir olumsuzlukla anılmamış, iletişimi güçlü, vizyon sahibi, memleket meselelerini bilen, çözüm üreten, projeler sunan ve önce memleket diyebilen adaylar göstermek partilerin yerel seçimler için en önemli önceliği olduğunu görüyoruz.
Yerel seçimlerde ittifak yapmadan önce seçim kazandıracak bir aday üzerinde mutabık olmak daha zor. MHP’nin ilk adımı attığı Cumhur İttifakı’nın partiler arası görüşmelerden anladığımız kadarıyla anlayış ve ilke olarak devam edeceğini görüyoruz. Yapılan ilk açıklamalara göre her iki parti de elindeki belediyeleri muhafaza etmek istiyor. MHP lideri Bahçeli’nin “kazanamayacağımız yerden aday göstermeyeceğiz” şeklindeki beyanı ve İstanbul’a dair aday gösterilmeyeceğini ifade etmesi üzerine gözler AK Parti’ye çevrilmişti. Diğer taraftan MHP’nin Adana adayını açıklaması da ikinci bir hamle olmuştu. Bu durumda Adana gibi büyük bir ilde AK Parti aday göstermeyecek mi, diye zor bir soru ile karşılaşmıştık. MHP’nin elinde bulundurduğu diğer bir büyükşehir de Mersin. Şimdi bu gelişmeler ışığında ittifakı değerlendirmek zor. Zira MHP’nin attığı adımlar AK Parti lideri Başkan Erdoğan tarafından jest olarak yorumlanmıştı. Meclis’in açılışında gerçekleşen üçlü görüşmede de (Erdoğan, Yıldırım, Bahçeli) sıcak ve samimi bir hava olduğuna şahit olduk. Bu görüntünün ittifakın sağlanabileceğini ve oluştuğunu söylememize yeterli sanırım.
Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle çıkmıştı. Aynı birlik ruhunun yerel seçimlerde de sürüp sürmeyeceğini bu sefer mahaldeki adaylar belirleyecektir. Partiler arası ittifak olabilir ama iyi bir aday olmazsa ittifakın ne kadar işe yarayacağını söylemek zor. Şimdi her parti isabetli aday bulmak için çalışmalara koyulmuş durumda.
AK Parti ve MHP arasında yapılan görüşmeler, diğer partileri de hareketlendirdi. Açık olmasa bile örtülü bir ittifakın CHP-HDP- İYİ Parti arasında olabileceğini görüyoruz. Önceki seçimlerde CHP’li yetkililerin “her evden HDP’ye bir oy” talimatını biliyoruz. Bu talimatla birlikte HDP’nin barajı geçtiğini gördük. Bu seçimlerde de böyle bir ittifakın gerçekleşmesi muhtemel bir durum.
Terör koridorunu yarma ve etkisiz hâle getirme mücadelesini kararlılıkla sürdüren Türkiye’de istikrar için Cumhur İttifakı’nın başarısına ihtiyaç vardır. Bu seçim, sıradan bir yerel seçim değildir. Yereldeki yönetimin özelikle HDP’li belediyelerde teröre nasıl destek sağladığını gördük. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni bir yönetim anlayışının ihdası için yerel yönetimlerin önemi katbekat artmış durumda. Gerek AK Parti gerekse MHP, özelikle büyükşehirlerde her adayı adeta küçük bir başbakan seçer gibi seçecektir. Cumhur İttifakı belirleyici olacaktır ama seçimi de aday kazanacaktır.