Seçim, her şey demek değil imiş
Devşirmeler
korosu Türkiye’yi İsrail’le, Sisi’yle, Esad’la iş birliğine davet ediyorlar.
Körfez’deki
hainler, İsrail’le normalleşmek için Kudüs’ün İsrail’in başkenti ilan
edilmesini bekleşiyorlarmış…
Teröriste
‘şeref madalyası’ yakıştıranlar,
virüsten devrim planlayanlar, 3 Temmuz 2013’ten bu yana Sisi’yle iş tutmayı
dillerinden düşürmüyorlar. Bunların nazarında seçilmiş cumhurbaşkanı merhum Muhammed Mursi, terörist; İHVAN (Müslüman Kardeşler Teşkilatı) Dünya Müslüman Alimler Birliği, HAMAS terör örgütleri, Katar da teröre yardım eden ülke…
Aralık
2013’te FETÖ medyasının “ Türkiye’nin
Orta Doğu politikası akort edilemiyor.” manşetiyle bugünlerde söylenenler aynı…
Mısır’daki
darbenin hemen ardından Çağdaş Firavun
Sisi’ye dostluk mesajı gönderen ‘Kraliçe gülü’ de farklı değil.
4
Haziran 2013’te, Gezi terörünün
azgınlaştığı günlerde “Seçim, her şey
demek değildir.”le kast edilenin ne olduğu her geçen gün berraklaşmakta.
Seçim
arifesi ve hemen sonrasında yaşananlar dikkate alındığında felaket
mahfillerinin Türkiye üzerine senaryolarını anlamak, bundan ders çıkarmak daha
kolay olacaktır.
Aralık
2019’da Joe Biden, her şeyi itiraf ederken devşirmeleri de verilen emirleri
yerine getirmek için birbirleriyle yarışıyorlar.
Joe Biden diyor ki:
"Yapacağım
en son şey, ona (Erdoğan'a) Kürtler ( Burada kast edilen PKK’dır.) konusunda
boyun eğmek olurdu"
Bence
ona çok farklı bir yaklaşım
uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım.
Parlamento'ya katkı sunmak isteyen Kürt toplumunu (PKK’yı)
entegre etmek için... Bu iş bir süre iyi gidiyordu.
(…)Yani çok endişeliyim. Ama benim yaptığım
gibi onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hala
var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları
güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil,
seçim süreci ile...
(…).
Bence bölgedeki müttefiklerimizle (müttefiklerden
kasıt: PKK- FETÖ, Apocu Kemalistler, Siyonist
Mücahitler vb.) bir araya gelerek, onun bölgedeki faaliyetlerini nasıl izole edeceğimizle ilgilenmek bizim
için son derece fazla iş olacak.”
Yunanistan,
izolasyon malzemesi olarak
kullanılıyor.
Yakala Joe (!..)
Erdoğan’ı
izole etmek yani Türkiye’yi PKK’ya
teslim etmek. Projenin hedefi bu..
“Seçim, her şey demek değildir.” diyorlar ya…
2013’te
Gezi kalkışmasında söylenen bu sözün
asıl sahibi: İsrail’in eski Dışişleri, Adalet bakanı ve Mossad ajanı Tzipi Livni’dir.
Livni, 2012’de:
"Eğer Müslüman Kardeşler Mısır’a gelirse, bunu demokrasi istiyor
demeyeceğim, bu nedenle demokrasi gelişsin. Demokrasi, sadece seçimler değildir, aynı zamanda değerlerdir… Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesinin
herhangi bir yolla engellenmesi çağrısında bulunuyorum.” diyordu.
Bundan
bir yıl sonra Gezi olaylarında bu sözler, o gün devletin en yetkili koltuğunda
oturan birinin dudaklarından Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik olarak dökülüyordu.
Bugün
Joe Biden da aynısını söylüyor; her
ne kadar ‘darbeyle değil, seçimle’ dese de…
Seçim
lafın gelişi…
‘Gezi’den gurur duyanlar’, terör
örgütleriyle ve onların legal görünümlü siyasi uzantılarıyla ittifak kuranlar
da ‘seçimle ya da başka bir şekilde’
iktidarın değişeceğini söylüyorlar.
Seçimden başkası ne olabilir?..
Seçimlerin
hiçbir kıymeti harbiyesi olmadı, bunların demokrasisinde.
2013’te
Taksim’de darbeyi denedikleri
günlerde Mısır’da Tahrir Meydanında
da devredeydiler.
Darbeleri,
ara dönemleri ve darbe girişimlerini seçim sonuçlarına göre belirlediler.
“
Yüzde doksan beşle de seçim kazansanız
size iktidar olma yetkisi vermezler”i tekrarlayıp durdular, maalesef bunda
da genellikle muvaffak oldular.
‘Baydınlar
İttifakı’…
Seçmenleri
dikkate almadılar. “Rejim tehlikede”
bahanesiyle ‘zinde güçleri göreve’ çağırdılar.
Demokrasiye geçiş seçimi 1946’da yapıldı. Oylar, açıktan atıldı, gizli sayıldı…