Seçim gelmeden kavgası başladı
Müslümanların en kutsal ayı, 11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerif geldi. Ancak Müslümanlar için bu Ramazan buruk başladı. Suriye kan ağlarken, Mısırda sırf Müslüman olduğu için Muhammed Mursi yönetimine darbe yapılmışken. Mısır'daki Gayrimeşru/işgalci güçlerin ilk işi Gazze'nin dünyaya açılan tek kapısı olan Refah sınır kapısını ardından da Suriyeli mültecilere sınırları kapatmak oldu. Filipinlerde ve Doğu Türkistan'da Müslümanlara karşı yapılan işkence ve öldürme olayları arttı. İşte bu ortamda başı rahmet, ortası mağfiret sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifin içerisinde bulduk kendimizi.
Ümmet bilincinden uzaklaşan ve küfrün tek millet olduğunu unutan bizler, savaşın, zulmün ve her türlü olumsuzluğun bizden azade olduğunu düşünerek yaşarken peş peşe acı olayları hemen şuracıkta yanı başımızda gördük. Kafamızı kuma gömmenin, ben kimseye dokunmadım demenin manası yok. Zira Müslüman olman beraberinde bu tür saldırıları getirmektedir. Uyanık olmak her türlü olayı yaşanan her gelişmeyi tahlil etmek ve gelecek için sonuçlar çıkarmak zorundasın.
2005 yılında ertelemeli olarak askere gittiğimde ve o zaman sadece 7 veya 8 tane olduğunu sandığım jandarma Bölge Komutanlarından bir tanesinin biz kısa dönem askerlere yaptığı konuşmayı sadece kin kusan, kendi içinde çelişkiler dolu olan emekliliği gelmiş bir askerin konuşması olarak değerlendirmiştim. Ta ki 2007 yılında Cumhuriyet mitingleri başlayana kadar. Tekrar başa dönüp bu önemli komutanın neler söylediğini hatırlamaya çalışmış sadece İslami hassasiyeti olan kişilere küfürleri ve cahillik seviyesindeki din bilgisine takıldığım için kendime kızmıştım. Evet bu komutan 2005 yılının başında 2007 yılında yapılacak olan Cumhuriyet Mitinglerinin nasıl yapılması gerektiğini, askerin stratejisinin artık halkı sokaklara dökmek olduğunu açık açık bizlere anlatırken ben nelere takılı kalmıştım. Kendime ne kadar kızmıştım. Hala da kızıyorum.
Bugüne gelirsek bugün geçmişte olanlar üzerinden bugünü değil bugün olanlar/yaşananlar üzerinden geleceği okumak ve dersler çıkarmak zorundayım/zorundayız. Sosyal medya üzerinde son dönemde birbirleri ile tek noktaları CHP olan değişik şehirlerde ve birbirini hiç tanımayan birçok kişi "seçim hileleri" başlığı altında güya seçimlerde bilgisayar üzerinden rakamlarla oynandığı ve seçimin manipüle edildiği üzerine paylaşımlar yapmaya başladı. Bu çok ciddi ve önümüzdeki yerel olmasa bile genel seçimlerde hayata geçirilmek istenen yeni bir "gezi parkı" oyununun hazırlık aşamasıdır. Şu an bunun alt yapısı yapılmaktadır. Geniş kitleler bu tür paylaşımlarla seçimlerde hile yapıldığına inandırılmaya çalışılmaktadır. İktidara gelemeyen ve bulundukları ortamlar ve sosyal medya çevresi tamamen kendi düşüncesinden olan insanlar da nasıl oluyor da biz bu kadar kalabalıkken seçimlerde bizim gibi düşünenler sandıkta başarılı olamıyoruz paylaşımlar doğru bizler kandırılıyoruz diye kendi kendilerini kandırıyorlar. İnsanoğlunun acizliği.
Mısırda gördüğümüz olaylar, Cumhuriyet Mitingleri ve gezi parkı hadisesinde Türkiye'de yaşandı. Ancak beklenen sonuç alınamadı. Şimdi daha sonraki safhalar için hazırlık yapılmakta. Bunun içinde sosyal medya kullanıcısı olan, sol görüşlü, üniversiteli veya mezunu 20-35 yaş arası insanlar kullanılmakta. Bu kişiler yıllar sonra, bugün birilerinin Erbakan Hocaya yaptıkları düşündükleri ve söyledikleri için günah çıkarması gibi günah çıkartacaklar ama bizlerin buna fırsat vermeme gibi tarihi bir misyonumuz bulunmaktadır.
Son söz bu grubun takip ettiği ortak dil oluşturulmasında başrol oynayan ve adı yazar, çizer, aydın vs. olan ağır ağabeylerine. Zira askerde gördüğüm o komutan kadar din bilgisi olmayan bu cehalet timsali kişiler dün bazı konuların hiçbir yerde görülmemesini, duyulmamasını sağlarken bu gün buna güçleri yetmediği için olsa gerek strateji değişikliğine gittiler. Şimdi ki stratejileri itibarsızlaştırmak üzerine kurulu. Hiçbir somut veriye dayanmayan beylik iftiraların yanına, aşağılayıcı hitaplar ekleyerek karşısındakini itibarsızlaştırıyorlar. Biraz önce belirttiğim kendince bilgili ancak birçok konuda yetersiz ve de bilgisiz bu kişilerde bu ağabeylerinin dili üzerinden ve aynı argümanlarla muhataplarına hiçbir kural tanımadan saldırıyorlar. Bu nezaketten, letafetten uzak, banal, bir o kadar da çirkin dilin, özellikle amacı, karşısındakini tahkir etmek, kızdırmak ve orantısız tepki verilmesini sağlamak. Zira kaostan beslenen bu ağabeyler kesilen hortumlarının, şatafatlı hayatlarının, kendilerine özel ayrıcalıkların sıradan insanlar tarafından kullanılmasını hazmedemediler. İnadına çalışmak, inadına helal kazanmak, inadına Ramazanın özüne uygun yaşamak, her ayı Ramazan olarak yaşamak şiarımız olmalı, kendimiz ve bu kişiler için duanın en güçlü silah olduğunu unutmamalıyız. Karşımızdakileri kendi dilleri ile ikna etme şansımız yok zira o dil kardeşlik üretmiyor, o dil ya hayır söyle ya da sus demiyor diyemiyor, o dil yak, yık, yeter ki kazan diyor. Bu nedenle Rabiatül Adeviyye meydanını anlayamıyorlar onun için ellerinden okuma hakkı alındığında bir tek kişiye zarar vermeyen yakmayan yıkmayan o üniversiteli gençleri anlamadılar anlayamadılar. Hayırlı ramazanlar. @CavitTatli