Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2967.83
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Seçim ertesinde sükûnete davet

Oy kullanma işi fıkhi, ameli bir konu olup tartışmaya açıktır. İçtihada açık konularda ise farklı görüşler ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda her iki tarafın da anlayışlı davranarak birbirinin görüşüne tahammül göstermesi esas alınmalıdır. Aksi halde değil asgari, azami müştereklerde dahi ittifak düşünülemez. Önemli olan konuyu değerlendirenlerin konuda uzman ve ehliyetli olmalarıdır. Gerçi bu son seçimler, adeta “hak-batıl” mücadelesine dönüştü. Çünkü bir tarafa vatan, millet ve mukaddesata sahip çıkanlar, diğer tarafta da bilcümle İslam düşmanlarıyla ve küresel emperyalistlerle iş birliği yapanlar var.

Siyasette bir diğer yersiz tartışma da İslami cenahtan değişik parti bünyesinde çalışan Müslümanların tartışmasıdır. Daha doğrusu bir tarafın, diğerini tekfire yeltenmesi veya münafıklıkla suçlamasıdır. Şayet oy kullanmak veya siyaset yapmak, inanç açısından tehlikeyse bu her ikisi için de geçerli olup bu konuda biri diğerinden daha şanslı değildir.

Ancak doğru olan siyasetle uğraşan Müslüman’ın siyaseti yalnızca bir araç olarak görmesidir. Amaç ise Allah'ın (cc) dinini ihya ve ikame etmektir. Bunun için asıl olan, nebevi metottur. Bu da davet, tebliğ, eğitim vb. tüm meşru vasıtaların kullanılmasıyla olur. Siyaset ise nebevi metotla çalışırken yolumuza çıkan ve çıkması muhtemel engelleri aşmada bir vasıtadır. Yoksa amaç/davanın kendisi değildir.

Tavsiyeler

Nebevi metodu yol edinen, siyaset fanatizmine bulaşmayan, taassuptan uzak, her konu gibi bu konuya da objektif yaklaşan basiretli Müslümanlara şunları tavsiye ederiz.

· Asıl uğraş ve çabamız nebevi metot çerçevesindeki ameller olsun. İnsanları partiye değil İslam’a davet edelim. Gerekli İslami şuuru kavrayan bir mü'min kime oy vereceğini zaten bilir.

· Bu günkü haliyle siyaseti; amaç değil, araç olarak değerlendirelim. İmkân ve meşruiyet ölçüleri dâhilinde davet yolundaki engelleri aşmada vasıta kılalım.

· Konuya fanatik siyasetçi üslubuyla değil tarafsız bir davetçi vakarıyla yaklaşalım. Dolayısıyla hangi parti İslam’ın ve Müslümanların maslahatına uygunsa desteğimizi ona verelim…

· Tekfir konusunun hassaslığını bilerek insanları tekfir etmekten sakınalım. Unutmayalım ki hiç kimseyi tekfirle görevli değiliz. Mahşer günü herhangi bir insanı niçin tekfir etmediğimiz sorulmayacak. Aksine bir mü’min’i tekfir etmişsek bunun hesabı çok zor olacaktır…

· Bu konunun kardeşliğimizi zedelemesine asla izin vermeyelim. Unutmayalım ki partiler, seçimler, parlamentolar vs. geçicidir ama kardeşlik bakidir.

· Tartıştığımız zaman sözümüzün üste çıkmasını değil sadece hakkın ortaya çıkmasını hedefleyelim. Bilelim ki hak namına değil de nefis namına tartışma münafıklık alametlerinden sayılmıştır…

· Oy kullanılması ve hangi bir partiye verileceği içtihada dayalı bir fetva konusudur. Fetva ise zaman mekân ve şahsa göre değişebilir. Dolayısıyla bugün doğru istikametteyken, yarın doğrudan şaşan/sapan bir partide ısrar edemeyiz.

· Her fıkhi konu gibi bu konuyu da işin ehli olan âlimlere bırakalım. Her konuda olduğu gibi siyaset konusunda da gerektiğinde onlara müracaat edelim. Bilgimizin yeterli olmadığı konuları tartışmak hem zaman kaybıdır, hem de ciddi sorumluluklara sebep olabilir.

· Oy kullanan ve kullanmayan taraflar olarak birbirimizi hoş görme, kendi görüşümüzü tek doğru olarak kabul edip karşı tarafı dalalette görme yanlışına düşmeyelim. Siyasi tartışmalarda birbirimizi rencide etmeyelim.

· İslami Saiklerle oy kullanalım. Dolayısıyla İslam a ve Müslümanlara faydalı olacak veya onlara gelebilecek zararlara, gücü oranında engel olacak bir partiyi tercih edelim.

· Her amelimizden hesaba çekileceğimizi unutmayalım. Hayatımızın her alanında olduğu gibi, siyasi tavrımızı belirlerken de bunu aklımızdan çıkarmayalım

· Desteklediğimiz partinin İslam adına Müslümanlara verdikleri sözlerinde durup durmadığını takip edip değerlendirelim. Gerektiğinde sorgulayıp uyaralım. Bilelim ki idarecilerin doğrularına destekçi olma, yanlışlarını ise uyarıp düzelmeye çalışmak buna gücü yeten her Müslümanın görevlerindendir.

· İslami camiadan ikinci bir pati varsa bir tarafın kendi partisini mutlak doğru diğerini de mutlak yanlış görmemesi gerekir. Aksi takdirde “parti, amaç değil, araçtır.” Sözü kuru bir edebiyat olarak kalır.

Allah (cc) kalplerimizin arasına ülfet ve muhabbet koysun. Ümmeti Muhammed in saflarını birleştirsin, ihtilaflarımızı iftiraka dönüştürmekten muhafaza eylesin. İftirak ve ihtilaflarımızı ittihada, birliğe, beraberliğe tahvil eylesin. Amin!