Seçim ertesinde sükûnete davet
Oy kullanma işi fıkhi, ameli bir
konu olup tartışmaya açıktır. İçtihada açık konularda ise farklı görüşler
ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda her iki tarafın da anlayışlı davranarak
birbirinin görüşüne tahammül göstermesi esas alınmalıdır. Aksi halde değil
asgari, azami müştereklerde dahi ittifak düşünülemez. Önemli olan konuyu
değerlendirenlerin konuda uzman ve ehliyetli olmalarıdır. Gerçi bu son
seçimler, adeta “hak-batıl” mücadelesine dönüştü. Çünkü bir tarafa vatan,
millet ve mukaddesata sahip çıkanlar, diğer tarafta da bilcümle İslam
düşmanlarıyla ve küresel emperyalistlerle iş birliği yapanlar var.
Siyasette bir diğer yersiz
tartışma da İslami cenahtan değişik parti bünyesinde çalışan Müslümanların
tartışmasıdır. Daha doğrusu bir tarafın, diğerini tekfire yeltenmesi veya
münafıklıkla suçlamasıdır. Şayet oy kullanmak veya siyaset yapmak, inanç
açısından tehlikeyse bu her ikisi için de geçerli olup bu konuda biri
diğerinden daha şanslı değildir.
Ancak doğru olan siyasetle
uğraşan Müslüman’ın siyaseti yalnızca bir araç olarak görmesidir. Amaç ise Allah'ın
(cc) dinini ihya ve ikame etmektir. Bunun için asıl olan, nebevi metottur. Bu
da davet, tebliğ, eğitim vb. tüm meşru vasıtaların kullanılmasıyla olur.
Siyaset ise nebevi metotla çalışırken yolumuza çıkan ve çıkması muhtemel
engelleri aşmada bir vasıtadır. Yoksa amaç/davanın kendisi değildir.
Tavsiyeler
Nebevi metodu yol edinen, siyaset
fanatizmine bulaşmayan, taassuptan uzak, her konu gibi bu konuya da objektif
yaklaşan basiretli Müslümanlara şunları tavsiye ederiz.
·
Asıl uğraş ve çabamız nebevi metot
çerçevesindeki ameller olsun. İnsanları partiye değil İslam’a davet edelim.
Gerekli İslami şuuru kavrayan bir mü'min kime oy vereceğini zaten bilir.
·
Bu günkü haliyle siyaseti; amaç değil, araç
olarak değerlendirelim. İmkân ve meşruiyet ölçüleri dâhilinde davet yolundaki
engelleri aşmada vasıta kılalım.
·
Konuya fanatik siyasetçi üslubuyla değil tarafsız
bir davetçi vakarıyla yaklaşalım. Dolayısıyla hangi parti İslam’ın ve
Müslümanların maslahatına uygunsa desteğimizi ona verelim…
·
Tekfir konusunun hassaslığını bilerek insanları
tekfir etmekten sakınalım. Unutmayalım ki hiç kimseyi tekfirle görevli değiliz.
Mahşer günü herhangi bir insanı niçin tekfir etmediğimiz sorulmayacak. Aksine
bir mü’min’i tekfir etmişsek bunun hesabı çok zor olacaktır…
·
Bu konunun kardeşliğimizi zedelemesine asla izin
vermeyelim. Unutmayalım ki partiler, seçimler, parlamentolar vs. geçicidir ama
kardeşlik bakidir.
·
Tartıştığımız zaman sözümüzün üste çıkmasını
değil sadece hakkın ortaya çıkmasını hedefleyelim. Bilelim ki hak namına değil
de nefis namına tartışma münafıklık alametlerinden sayılmıştır…
·
Oy kullanılması ve hangi bir partiye verileceği içtihada
dayalı bir fetva konusudur. Fetva ise zaman mekân ve şahsa göre değişebilir.
Dolayısıyla bugün doğru istikametteyken, yarın doğrudan şaşan/sapan bir partide
ısrar edemeyiz.
·
Her fıkhi konu gibi bu konuyu da işin ehli olan
âlimlere bırakalım. Her konuda olduğu gibi siyaset konusunda da gerektiğinde
onlara müracaat edelim. Bilgimizin yeterli olmadığı konuları tartışmak hem
zaman kaybıdır, hem de ciddi
sorumluluklara sebep olabilir.
·
Oy kullanan ve kullanmayan taraflar olarak
birbirimizi hoş görme, kendi görüşümüzü tek doğru olarak kabul edip karşı
tarafı dalalette görme yanlışına düşmeyelim. Siyasi tartışmalarda birbirimizi rencide
etmeyelim.
·
İslami Saiklerle oy kullanalım. Dolayısıyla
İslam a ve Müslümanlara faydalı olacak veya onlara gelebilecek zararlara, gücü
oranında engel olacak bir partiyi tercih edelim.
·
Her amelimizden hesaba çekileceğimizi
unutmayalım. Hayatımızın her alanında olduğu gibi, siyasi tavrımızı belirlerken
de bunu aklımızdan çıkarmayalım
·
Desteklediğimiz partinin İslam adına
Müslümanlara verdikleri sözlerinde durup durmadığını takip edip değerlendirelim.
Gerektiğinde sorgulayıp uyaralım. Bilelim ki idarecilerin doğrularına destekçi
olma, yanlışlarını ise uyarıp düzelmeye çalışmak buna gücü yeten her Müslümanın
görevlerindendir.
·
İslami camiadan ikinci bir pati varsa bir
tarafın kendi partisini mutlak doğru diğerini de mutlak yanlış görmemesi
gerekir. Aksi takdirde “parti, amaç
değil, araçtır.” Sözü kuru bir edebiyat olarak kalır.
Allah (cc) kalplerimizin arasına
ülfet ve muhabbet koysun. Ümmeti Muhammed in saflarını birleştirsin,
ihtilaflarımızı iftiraka dönüştürmekten muhafaza eylesin. İftirak ve
ihtilaflarımızı ittihada, birliğe, beraberliğe tahvil eylesin. Amin!