Seçim emanetin diğer adıdır
Bugünlerde nedendir bilmem zihnime Hz. Ömer (R.A.)’ın “Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adlı-i ilahi Ömer’den sorar onu” sözü takılıyor.
Laf başı geldiğinde “Hz. Ömer” adaletinden bahsederiz. Ne hikmetse lafın başında kalır. Devamı gelmez, unutulur gider.
Hz Ömer İslam Aleminin ötesinde dünya da devlet hizmetinde, kamu yönetiminde adaletin adı kabul edilir. En önemli örnektir. Hz Ömer adaleti kamu görevi üstlenenin sorumluluk sınırlarını belirler. Hz. Ömer adaleti dünya da sadece insanın değil her canlının hukukunu korumayı gerektirir. Kamu hizmetine talip olmak aslında bir emaneti yüklenmek, sorumluluk üstlenmektir. Bu karşımıza vicdani hassasiyet olarak da çıkar.
Toplum arasında çok net özetlenen “Cüzdan ile vicdan arasına sıkışmak” tabirini beraberinde getirir.
Toplumsal yaşamın ve toplumsal düzenin sağlanması devlet idaresini ortaya çıkarmıştır. Devlet idaresi toplumsal hizmet alanının adıdır. Devlet idaresi insanların ortak yaşam ihtiyaçlarının giderilmesidir. Devlet idaresine talip olmak bu ortak yaşam ihtiyaçları için sorumluluk yüklenmektir. Hizmete talip olmaktır. Millet adına emaneti yüklenmektir.
Türkiye 31 Mart’ta yapılacak Belediye Başkanlığı seçimlerine kilitlendi. Bir tarafta Belediye Başkanı Adayları, bir tarafta ayları belirleyen iradelerin varlığı. Bugün için adayları belirleyen iradelerin sorumluluğu büyük. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi derecesine başlı olarak devlet idaresinde Hz. Ömer Adaletine yaklaşmayı veya uzaklaşmayı belirleyecektir.
Bir başka açıdan bakıldığında seçimler emanetin ehline verilme yarışıdır. Yani seçimler emanetin diğer adıdır.
İşte bu noktada her partinin yönetimi emaneti ehline verme konusundaki hassasiyetleri oranında, emanetleri ehline verme isabeti oranında bu seçimlerden başarılı çıkacaktır. Siyasette başarı için her yolu mubah sayan kadroların etkinliği oranında emanetin ehline ulaşması konusunda sıkıntı çıkar.
Bugün her siyasi partinin karar mercilerinde aslında siyasette başarı için her yolu mubah sayan kadrolar ile emaneti ehline vermek konusunda vicdani muhasebe yapanların savaşı yaşanır.
Bu savaş yerel seçimlere yönelik çalışmalarda daha net yaşandığını söylemek gerekir.
Bu seçimlerin kaderini her şeyden önce nihai karar vericilerin aday belirleme konusunda çalışmaları emanet ettikleri kadroların hangi oranda işlerini doğru dürüst yaptıkları ve bu yapılanları kontrol etme hassasiyetleri belirleyecektir.
Aday belirlemeleri konusunda çok şey yazılabilir. Fakat görülen o ki vatandaş bu seçimlerde görevi ehline verdiğine inandığı kişi ve kadrolara yönelecektir.
Bu seçimlerde AK Parti açısından aday olmak seçimi garantilemenin adı olmayacak. Bu seçimlerde AK Parti’nin başarısını göstereceği adayların toplumsal kabulleri oranında, toplumun emaneti ehline verildiğine inandığı oran belirleyecek.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…