Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Mart 2019

Seçilmiş olmak için; seçilmişliğin hakkını vermek lazım

Evet, Seçilmiş olmak için seçilmişliğin hakkını vermek lazım. Belediye Başkanı seçilmek için güya haramla hiç işi olmaz tavrı sergilemek ve vaatlerde bulunmak, seçildikten sonra ilk başta yakınlarını belediye kurumlarına yerleştirmek, o namuslu görüntünün altından aç gözlü kişiliği ortaya çıkarmak, şehri kişiliksizliğe teslim etmektir. Böyle seçilen ancak bir sonraki seçime kadar sadece kendine ve yakınlarına belediye hizmeti vermiş olur. Seçilmiş olmanın hakkını vermemek; oy verenlerin ve vermeyenlerin vebalini üstlenmek demektir!

İstisnalar hariç, eğer seçilmişler, bu memlekete gerçek manada hizmetkâr olabilseydi; 17 senede geldiğimiz noktaya çok daha önceden gelmiş olurduk. İşte Japonya; yediği atom bombalarına rağmen şerefli siyasetçileri sayesinde çok çabuk toparlandı ve dünya çapında markaların sahibi oldu. Almanya ve batı hamle hamle üstüne yaparken, bizimkiler çoğunluğun seçtiği Menderes’i ve demokrasiyi hiçe sayarak, nasıl alaşağı ederiz, asarız ve halkı daha ne kadar baskı altına alırız planlarını yapmaktaydılar... Eski Türkiye’de, Ankara’nın samimiyetsiz tavrı haliyle belediyeleri yönetenlere de yansıyordu. Belediyeyi yönetmek değil, çıkarları idare etmek çabası sergileniyordu…

Siyasetçilerin icraatta bulunması ve yaşanan yerleri mamur hale getirmesinde seçmeninde rolü çok büyüktür. Oy verirken, hizmet beklediğini ve hırsızlık yapar ise kulağını çekeceğini, bir sonraki seçimde kıçına tekme vuracağını kesin bir şekilde tavrıyla bildirse istisnalar hariç, seçilenler kolay kolay ahlaksızlığa ve tembelliğe yanaşamazlar... Bunun içinde; seçmenin ideoloji kurbanı olmaması lazım. Seçmenin satarım sizin ideolojinizi arkadaş, ben hizmet bekliyorum samimiyetinde olması lazım. Eğer seçmen ideolojinin sakızını çiğner ise, kusur görmeye kör olur. Bu zafiyet ise seçilenin şeytana esir olmasını, çalmasını çırpmasını, çok daha kolay hale getirir.

Yerel seçimlerde, aman benim partimin adamı seçilsin de koy tembel olsun. Arada bizi de görür, oy vermeyenlerinde canı cehenneme dendiği vakit şehirler köy olmaya yoluna öyle bir girer ki geri dönüşü de olmaz. Aslında yeni Türkiye’de hangi partiye mensup olursa olsun seçilen başkanlara en fazla 3 ay fırsat verilmeli. Baktın çalışmıyor, vaatleri yerine getirmiyor hemen kayyuma devretmeli, insanları bu durumdan kurtarmalı.

Bir insanın ferdi olarak, yeterince kusurları – günahları vardır. Bir de siyasete girerek ve seçilip, makamının namusunu korumak yerine, devletin ve belediyelerin imkanlarını kendi menfaati için kullanarak, ihaleler ile kısa zamanda zengin ve de yakınlarını rezidans sahibi yaparak iyice günaha batmış olur ki hesabı çok ağır olur! Böyle bir bataklıktan tek tek bütün insanlardan helallik almak ve haksız kazancı devlete iade etmek kurtarır. Elbette böyle bir hakikat ancak inanan insanları ilgilendirir; inanmayanın zaten böyle bir derdi yok ki; onlar için her yol rezidans her yol menfaat… Ayrıca yap bolca vaat, koltuğa oturduktan sonra unut gitsin. Nasılsa inanca, değerlere uyuz olup, yeter ki bizden olsunda, koy tembel olsun diyecek çok insan var. Yazık, şehirler ancak sevdası olan insanların icraatı ile “Yaşayan şehir” olur; komaya sokarak “yaşayan şehir” haline getirilemez!