Sebep-Sonuç
Olayların seyri, birtakım çıkarımlar yapmamıza olanak sağlar. Bu durumu “Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur” sözüyle özetlemeyebiliriz pek ala. Ancak doğru çözümleme için, tarihi birikimleri de göz ardı etmemek elzem. İşte tüm bunlarla beraber konu ile ilgili kişilerin ve muhatapların açıklamalarını da AYNI HAVANDA karıştırırsak, KANAAT SAHİBİ olmamak için artık hiçbir engel kalmayacağını söyleyebiliriz. Mesela 2022’de Rusya-Ukrayna Savaşının başlarında, Kuzey Akımı Boru Hattının patlatılmasını çoğunuz hatırlarsınız. Zaten Batılı ülkelerin bütün enstrümanlarıyla, hemen Rusya’yı sorumlu tuttuğu dün gibi aklımızda… Hâlbuki diğer yanda Avrupa’yı Rusya ambargosuna mecbur bırakan ve enerji kriziyle birlikte, aslında kendilerine boyun eğdirmeyi planlayan bir ANGLOSAKSON akıl mevcuttu. Öyle ki bu hat dolayısıyla, Avrupa'nın Rusya'ya artan enerji bağımlılığını diline doladıklarına da herkes şahitti. Bizler de o dönem yazılarımızda hep bu noktaya temas ederek, aynı yeri işaret etmiştik malumunuz üzere. Tabi ki bizler kâhin değildik. Sadece YUKARDAKİ FORMÜL ile bir tahminde bulunmuştuk. Ve şükürler olsun ki bir kere daha yanılmadık. Nitekim Almanya eski istihbarat şefinin, geçenlerde “Ukrayna ve Polonya'yı, Kuzey Akımı Boru Hatlarına sabotaj planlamak ve gerçekleştirmekle suçlaması” kısaca bunu ispatladı.
Yanlış anlaşılmasın sakın! Burada “BEN DEMİŞTİMCİLER” gibi görünme düşüncesinde değilim kesinlikle. Senelerdir buna benzer hiç bir ifadem de asla olmadı. Amacım; takipçilerime nasıl çalıştığımı anlatarak, kendilerinin de BU METOTLA BÜYÜK RESMİ GÖREBİLECEĞİNDEN ibaret seyrediyor. Kaldı ki böyle kritik bir zamanda, doğruyu bulmak için yapılması gerekenin de bu olduğu aşikâr. Tıpkı şu sıralar kamuoyunu kasıp kavuran, Maymun Çiçeği hastalığında söylenenler gibi. Elbette söz konusu hastalığın, öldürücü etkisini kimse yadsıyamaz. Önlem almak ta tartışılmaz konumda. Devletimiz ise gerekenleri zaten yapıyor. Bizlerde uzmanların hijyen tavsiyelerine, uymakla mükellefiz hattı zatında. Fakat hastalığın SUNUŞ ŞEKLİNE bakarsak, COVİD’i ve zararlı yan etkileri günümüzde az-çok ortaya çıkan mRNA sıvılarını, HATIRLATIP HATIRLATMADIĞINI takdirlerinize bırakıyorum.
İşte bu bağlamda ilerlersek şayet, 2 haftadır güvenliğimizi tehdit eden bazı ifadeleri de, aynı çerçevede değerlendirmezsek hata yapacağımız kanaatindeyim. Keza İsrailli katillerin, Sn. Erdoğan ve Türk Bayrağını hedef alan paylaşımlarıyla, bu SÜRECİN BAŞLADIĞI ayan beyan ortada. Ardından ABD’li asker McGregor’un; “Erdoğan ısrarla ülkesini savaştan uzak tutmaya çalışıyor. Ama Türkiye’ye saldırması için Suriye’de PKK’yı hazırlıyoruz” itirafı geldi ki yenilir yutulur cinsten değil. En son olarak da yine malum odakların sözcülerinden Bloomberg’in, “12 ayda iç çatışma riski olan ülgerin başında Türkiye’yi yazmasının”, pazılın eksik parçalarını tamamladığı muhakkak. Zira birilerinin Devletimize REST ÇEKMEK istediğini, buradan anlamak mümkün. Bu “EKONOMİNİZE SALDIRIRIZ” dan tutun da, İsrail’in Arzı Mevud operasyonuna “SES ÇIKARMAYIN’A” kadar gider kati surette. “TERÖR KORİDUNA MÜDADALE ETMEYİN’SE” cabası. Meşhur bir siyasetçinin dağdaki kardeşince; “üniversiteler sokağın öncülüğünü yapmak için sorumluluk üstlenilmeli” talimatı, bunlarla ilgili midir bilinmez? Ama bu saatten sonra, çok dikkatli olmak durumunda olduğumuz net. Neticede SAYGI TEMELİNDE bir ve beraber olup, hiçbir PROVOKASYONA KAPILMADIĞIMIZ müddetçe, avuçlarını yalayacaklarının onlarda idrakindeler. Zaten o yüzden uzantılarını kullanarak, SUDAN SEBEPLERLE gerginlik çıkartma peşindeler. Lakin gelin görün ki ne yaparlarsa yapsalar, bir sabah ansızın çekilip gidecekler inşallah. Uçak kanatlarından yere çakıldıklarını ise herkesin izleyeceğinden şüphesi olmasın. Çünkü TÜRKÜYLE, KÜRDÜYLE, ARABIYLA LAZIYLA,,, BİZ BÜYÜK BİR MİLLETİZ. Bunu er yâda geç hepsi anlayacak. Ne diyelim! ALLAH BİRLİĞİMİZİ DAİM EYLESİN.