Dolar (USD)
34.62
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2925.10
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Mart 2021

Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan 'Ailemiz çökerse biz de çökeriz!' mesajı

“Milli Uyanış ve Yükseliş Ahdi”.

Diyerek başlayalım yazıya.

Haydi bakalım.

Hayırlı olsun.

Hayırlısı olsun.

*

Sayın Cumhurbaşkanımızın uzun “Büyük

Kongre” konuşmasındaki “en önemli bölümü” ele alacağız bugün…

Yeni Anayasa, döviz, altın…

Bunlar üzerinde duranlar durabilir.

Benim meselem, “Medeniyet” meselesi!

*

“Anadolu Ailesine ve aslında Anadolu’nun kadim değerlerine dinamit” niteliğindeki “İstanbul Sözleşmesi”nin iptal edilmesinden kısa bir süre sonra yapılan konuşmanın“Aile, kültür ve eğitim alanına” ayrılan bölümünü çerçeveletip duvara asmak gerek.

“İstanbul Sözleşmesi” taraftarlarının duvarlarında da pek güzel durur bu bölüm!..

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının o kısmını “kopyala yapıştır” yapmaktansa, notlarımdan aktarayım:

“Kalbimizi aile, aklımızı eğitim geliştirir şekillendirir.

Aile değerleri zayıflamış, ortadan kaldırmış toplumların varlıklarını idame ettirmeleri mümkün değildir.

Batı toplumları aile müessesinde yaşanan çöküşten dolayı büyük bir varlık endişesi içindedir.

(Bilinen sebeplerle) Geniş aileden çekirdek aileye doğru geçiş yaşadık.

Buna rağmen ailemizi korumayı başardık.

(Ancak);

Evlilik yaşları 30’lara dayanan gençlerimiz arasında evlenmeyenlerin sayısı gittikçe artıyor.

Ebeveynlerin her ikisinin de çalıştığı ailelerde, çocuklarımızın çoğu bakıcılar tarafından yetiştiriliyor.

Sadece aile içinde yaşanacak güzelliklerin, (dışarıdan) alınan hizmetlerle karşılanamayacağı açıktır.

Okullarımızdaki eğitimde de büyük eksiklikler olduğu görüyoruz.”

Özetle bunları söyledi Sayın Cumhurbaşkanımız, “İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinden” birkaç gün sonra gerçekleştirilen 7. Ak Parti Olağan Büyük Kongresi’nde..

Şu andaki eğitim sistemine ilişkin değerlendirmeleri, bizim yıllar boyunca altını çizdiklerimizle uyumluydu.

“Bizi haktan, hakkaniyetten, irfandan, hikmetten uzaklaştırmaktan başka işlevi olmayan mevcut eğitim sistemi”ne işaret etti.

“Yeni nesillerin binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aile ortamından ve bu güzel aile ortamından tevarüs eden değerlerden mahrum bir şekilde yetiştiğine” vurgu yaptı.

“İşe önce buradan başlamamız gerekiyor.” dedi.

Bu bölümde söylediklerini “Ailemiz çökerse biz de çökeriz, taklitçi eğitim sisteminden vazgeçmezsek biteriz!” cümlesiyle özetledik.

“Mâziden âtiye köprüler kuran nesiller yetiştirmek için önce aileyi sağlama alacağız.” cümlesinin altını çizdik.

“Aileyi, eğitim ve kültür ile yoğuracağız.” cümlesi de çok mühimdi.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının bu bölümünü çok beğendik elbette.

Aslında, buna benzer ifadeler Sayın Cumhurbaşkanı tarafından defalarca dile getirilmişti.

Biz de her seferinde demiştik ki, “Bunları gündeme taşımak güzel ama Sayın Cumhurbaşkanımız ve ekibinden beklenen bundan ötesine geçip, bu işlere çözüm üretmek. Ailemiz,kadim değerlerimiz, bazı sivil toplum örgütleri ve bazı medya grupları tarafından bilinçli bir şekilde hedefe yerleştiriliyorsa bu bir milli güvenlik sorunudur. Eğitim ve kültür alanlarında iktidarın 19. Yılında bu haldeyseniz ve daha fazla gecikmeye tahammülünüz yoksa, bir an evvel sağlam adımlar atmalısınız. Yoksa, veciz bir şekilde ifade ettiğiniz üzere, geleceğimize güvenle bakmamız mümkün olmaz!”

Biz bunları söyledik söyledik, yazdık yazdık ne oldu?..

Hiçbir şey olmadı değil.

İşte gündem, işte gelişmeler…

Devamı gelir İnşAllah.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın “aile, kültür ve eğitim” alanındaki sözlerini bir “S.O.S.” mesajı olarak gördük.

Dediğimiz gibi, bunun benzerleri daha önce de söylenmişti.

Hatta…

“Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu” toplantılarının birinden de, Anadolu Ailesi üzerine “oyunlar oynandığı”, bunu bilhassa “medya”nın yaptığı, berbat tiplerin “rol model” olarak gençlere sunulduğu yönündeki tespitlerin yer aldığı bir “açıklama” çıkmıştı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun tarafından yapılan açıklamada, Devletimizin bu konudaki “farkındalığına” vurgu yapılmıştı. Aslında bu yöndeki vurgular birçok kere yapılmıştı.

E, yapılmıştı da ne olmuştu?

Görebildiğimiz kadarıyla bu alanda çok da bir şey yapılmadı bugüne kadar.

Yapılmış olsaydı, Sayın Cumhurbaşkanı, Ak Parti 7. Olağan Büyük Kongresi’nde “Kapımızdaki Büyük Tehlikeye” dikkat çekme ihtiyacını hissetmezdi.

Bugüne kadar hep böyle oldu.

Yapan yapacağını yaptı, olan da bizim gibi Sayın Cumhurbaşkanı’nın söylediklerine katıldıklarını söyleyenlere oldu!..

Bir yandan “sözde” iktidar destekçileri, diğer yandan da yıkıcı muhalefet oluşumları bizi hedefe yerleştirdi.

İstanbul Sözleşmesi sürecinde de böyle olmadı mı?..

O tuzaklarla dolu metni alenen savunanlar, ya da “ortada kuyu var yandan geç” taktiğini uygulayanlar muteber oldu..

Bizim gibi “Anadolu’nun feryâdını” dile getirenler…

“Ailemiz bitiyor!”

“Gençlerimiz evlenemiyor ya da evlenmiyor!”

“Boşanma sayıları gittikçe artıyor.”

“Eğitim sistemimiz ya da sistemsizliğimiz, Anadolu Ruhu’yla çatışmalı insanlar yetiştirmek için adeta elinden geleni yapıyor..”

“Medyadaki tahrip edici yayınları yakın tâkibe almak, gerekli uyarılarda bulunmak şart!”

diyenler “topyekün” hedefe yerleştirildi…

Varsın böyle olsun, sağlık olsun.

Biz alışığız bu işlere!..

Varsın yine böyle olsun…

Yeter ki…

Vatan sağ olsun!

Bugün yeni bir gün.

Böyle diyelim…

Ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın Aile, Eğitim ve Kültür hayatımızda “Anadolu’nun kadim değerlerini öne çıkartacak” hamlelerini bekleyelim.

İktidarın 19. Yılındayız.

Ortada, Sayın Mahir Ünal’ın ifade ettiği durum yok.

Yani, “Yeni başlıyoruz!” durumu yok.

AK Parti iktidara geldiğinde doğan insanımız, 2023’te oy kullanacak.

Nesiller geçti nesiller!..

Gençlerimizin çoğu artık evlenmek istemiyor, Sayın Cumhurbaşkanı çok haklı.

Boşananlar da bir daha evlenmek istemiyor genellikle.

Bu duruma bir son vermek gerek.

Bunun için de, “Süresiz Nafaka”, “Çocuk Haczi” gibi akla ziyan uygulamalara bir an evvel son vermeye ne dersiniz?

“Psikolojik şiddet”ten kastın ne olduğunu, somut bir şekilde ortaya koymaya, büyük krizlere ve haksızlıklara sebep olan “belirsizliklere” son vermeye ne dersiniz?

“Kadın beyanı esastır” meselesini iyice tartışmaya açmaya ve bu işi “Anadolu Ruhu”na uygun bir çözüme kavuşturmaya ne dersiniz?

İstanbul Sözleşmesi’ne yaslanan 6284 Sayılı Kanunu etraflıca tartışmaya açmaya, bunun için de özellikle “yerli ve milli etiketli” medya organlarından bazılarının “6284 Sayı Kanuna karşı çıkan aydınlara da açılması için gerekenleri yapmaya” ne dersiniz?

Bunlar çok güzel olur.

Hep birlikte tartışalım.

Yanlışları, doğruları “ilmî oturumlarda” ortaya koyalım.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettikleri üzerine “taklitçi zihniyeti” elimizin tersiyle bir kenara itelim!..

Bunlar çok çok mühim.

Bir de…

“Her şeye rağmen” evlenmek istedikleri halde evlenmekte güçlük çeken gençlerimiz var.

İş bulmak çok zor.

Ev kurmaya, doğru dürüst geçindirmeye yetecek kadar maaşı olan işi bulmak çok çok zor.

Zorluk çeken gençlerimize de hep birlikte destek olalım.

“Aile meselesi” çok çok mühim, evet.

Sayın Cumhurbaşkanımız da çok çok haklı:

“Ailemiz çökerse biz de çökeriz!”

Daha fazla gecikirsek…

Evet…

Geleceğimize güvenle bakamayız!..

Allah muhafaza…

Biteriz!..