Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.32
Gram Altın
2923.01
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Kasım 2020

Sayın Erdoğan'dan yine "Ev ev dolaşın!" talimâtı!

Bir önceki yazımızda “Ak Parti’nin çeşitli kademelerdeki yöneticilerinden epeyce bir kısmının vatandaştan gittikçe koptuğuna” dikkat çekmiştik.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, “AK Parti’nin rakibi Ak Parti” başlıklı yazımızın neşredildiği gün il başkanlarına hitap ederken,

“Vatandaşların evlerine gidilmesini, sen ben kavgasına girilmemesini, hesabî değil hasbî olunmasını” istedi.

Bu talimâtın yazı günümüze “denk gelmesi” de, “tespit ve ikazlarımıza” ilginin epeyce artmasına vesile oldu.

Sayın Cumhurbaşkanı, bunları kaç kez söylemiştir?

Saymadım ama “En az bin kez söylemiştir!” desem abartmış olmam herhalde.

AK Parti Teşkilâtı’ndan kimin sosyal medya hesabına baksam, Sayın Erdoğan’ın “Bir Dünya Lideri” olduğuna vurgu yapılıyor.

Bu türden “büyük paylaşımlarla” puan toplayanlar, “Bir Dünya Lideri”ni, bir sözü “en az bin kez söylemek” mecburiyetinde bırakmanın “vicdan azabını” çekmiyorlar mı acaba?..

Ortada çok büyük bir sıkıntı olmasa, Koskoca Cumhurbaşkanı, her vesileyle böylesine “keskin” uyarılarda bulunma ihtiyacını hisseder mi?

Bize gelen şikâyetlerin yoğunluğu da onu gösteriyor.

Telefonumuz, sosyal medya adreslerimiz, gazetemizdeki çalışma mekânımız, bütün okuyucularımızın, takipçilerimizin ulaşımlarına sonuna kadar açık.

Eksik olmasınlar, bize gelişlerin çoğu “dert dökmek” içindir.

Dert döküle döküle “dert küpü” oluruz ve bunları da zaman zaman köşelerimizde, konuşmalarımızda dile getiririz.

“İstikbalimizi” düşünen bazı dostlarımız, “Ya kardeşim, sen de birileri gibi yapsana. Etliye sütlüye karışmadan devam etsene! Vatandaşın dertlerini gündeme taşımaya çalışacağına goygoyculuk yapıp ‘işi’ götürsene” derler ama…

“Yapı meselesi” işte…

Kaç kez “niyetlenir gibi oldum”..

Olmadı!

Kimileri “bıngıl bıngıl”, “kıvrım kıvrım”.

Gelene ağam, gidene paşam”!

Biz yapamıyoruz bunu.

Yapamadığımız için de, “birilerini” kızdırıyoruz haliyle.

Siz tutup da…

“Seçimde başarısız olanlar, topu sağa sola atmadan faturayı kendilerine kesmelidirler. Faturayı kendilerine kesmiyorlarsa, yönetim gereğini yapmalıdır!” yollu değerlendirmeleri köşenize taşırsanız…

Elbette birilerini rahatsız edersiniz!

Bakın geçtiğimiz günlerde twitter adresimde şöyle bir mesaja yer verdim:

“Sayın Erdoğan, ‘Evleri dolaşıp yaptıklarınızı anlatınız!’ diyor.

Sayın Erdoğan yıllardır bunu istiyor ama…

Bizim apartmana ‘teşkilâttan’ uzun yıllar boyunca gelen olmadı, yandaki apartmana da, karşıdaki apartmana da…

Sizlere geldilerse yazın lütfen, haksızlık olmasın.”

Merak edenler, twitter adresimizi ziyaret edip, mesajımızı ve gelen cevapları görebilirler.

Yazanların kahir ekseriyeti, kendilerine Teşkilât’tan “yıllardır” gelen giden olmadığını belirtiyorlar.

Bu hesapların ayrıntılarına da bakılabilir, kahir ekseriyet “Erdoğan Dostu” ve “Ak Parti Seçmeni”.

Gerçekleri bu kadar açık bir şekilde, bütün kamuoyunun gözleri önünde ortaya koyduğunuzda haliyle birileri rahatsız oluyor.

Takdir edersiniz ki, biz de “hesap, kitap” biliriz.

Böylesine “sıkıntılı” noktaların üzerine gitmek yerine, “şahsi menfaatlerin” peşinde koşmanın, “tamamen duygusal” takılmanın, bizi “işini bilirler” sınıfına sokacağını “görememek” için “aptal” olmak lâzım.

Takdir edersiniz ki, bu kadarını düşünebiliriz!..

Dedik ya, “karakter” meselesi, olmayınca olmuyor.

Bazı vatandaşlarımız açısından da durum aynen böyle.

Bir yandan “Yedi Düvel’in Erdoğan’ı hedef almasının sebebi belli!” diyorlar…

Diğer yandan da,

“Olan bitene anlam vermeye” gayret ediyorlar.

Geçen yazımızda da ifade ettiğimiz gibi, birçok ilden “değişim” talepleri geliyor, “başarısız olanın”, “yanlış yapanın” hak ettiği karşılığı bulmadığı, “adeta ödüllendirildiği” yönündeki şikâyetler gittikçe artıyor.

En tepedeki Sayın Erdoğan da, en aşağıdaki Ahmet Amca, Ayşe Teyze de…

Evlere gidilmesini, hesabî değil hasbî olunmasını, vatandaşa tepeden bakılmamasını” istiyor.

Teşkilâtın özellikle “alt taraflarından” arayanlar da, “Evlere, dükkânlara gidince birçok soru geliyor, tepki oluşuyor. Biz de ne cevap vereceğimizi bilemiyoruz!” muhtevalı şikâyetleri dile getiriyor.

Biz de işte böyle, şikâyetleri işittikçe şişiyoruz!

Günün birinde, başka şeyler olur.

Bugünün “goygoycuları” o başka “şeyler”e de uyum sağlar.

O düzende de yerini alır.

Allah ömür ve sağlık verirse, biz yine “şikâyet dinlemeye” devam.

Vesselam.