Sayın Devlet Bahçeli ve Türkiye Yüzyılı!
Geçtiğimiz günlerde bundan tam bir ay önce 28 Ekim günü Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’mizin 60 yıllık rüyası otomobil üretimini faaliyete geçiren yerli otomobilimiz “TOGG’un” tanıtım programını gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu
programda gelecek yüzyılımıza ışık tutan bir açıklama yaptı; “Türkiye
Yüzyılı”
İktidarda olduğu süre
zarfında vizyon belgesi açıkladığı her dönemde ses getiren bir vurgu ile
hafızalara yerleşen söylemler bu kez farklı bir anlam taşıyordu.
Birçok insan “Türkiye
Yüzyılı” söyleminden esrarlı bir mana çıkarmadı dersem yerinde bir tespit
olur.
Ancak o törende olan biri
ya da birileri vardı ki bu söyleme hiçte yabancı değillerdi. İlk kez duydukları
bir vurgu hiç değildi.
O törende yer alan ve
Cumhur İttifakının kilit ismi Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın
Devlet Bahçeli bu söylemin asıl mimarlarından biri olarak gururla oturuyor ve
bir hayalin, bir idealin gerçekleşmesinin mutluluğunu yaşıyordu.
Yıl 1992…
Sayın Bahçeli katıldığı
bir programda konuşma yapıyor. Arkasında Türkiye ve Azerbaycan bayrakları var.
“-Cumhuriyetin ilanının
69. Yılındayız.” Diye söze başlıyor sayın Bahçeli. Ve devam ediyor;
“-Yıl 1992. 21. Yüzyılın
eşiğindeyiz.
-21.yüzyılın Türk yüzyılı
olmasını istiyor isek, gelin hep beraber haykıralım.
-Cumhuriyetin 100.
Yılında, 2023 yılında, Lider Türkiye olarak Türkiye’yi hatırlayalım.”
Bu konuşma bugün milletin
oyuna talip olan Cumhur İttifakını oluşturan partilerin ittifakın temellerini
Türkiye yüzyılına, Türkiye geleceğine endeksli olarak bilinçli ve şuurlu bir
adım olarak attıklarının göstergesi olarak hafızalarımızda yeniden tazeleniyor.
AK Parti lideri Sayın
Recep Tayyip Erdoğan’ın öteden beri vurguladığı 2023 ve 2071 vizyonu, MHP
lideri sayın bahçelinin Türkiye Yüzyılı ile birleşince anlamlı bir vizyon
belgesi olarak tarihte ki yerini alıyor.
Göreceksiniz bu ittifak
Türkiye’nin yeni bir devrim hareketi olacak.
Son İslam Devleti
Osmanlı’nın yıkılışından sonra ortaya çıkan ve günümüzde sayıları elliyi aşan
devletler yeniden hayat bulmak için Türkiye’nin lokomotif liderliğine umut
bağlamış durumdalar.
Dağlık Karabağ’ı
Ermenistan’dan söküp alan Azerbaycan Lideri İlham Aliyev’in zafer sonrası basın
karşısında ki sevincini hatırlayınız.
Türkiye’nin verdiği
destek ile ulaştığı zaferin mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
Kan ve göz yaşına duçar
İslam ülkelerinin halklarının umut dolu gözlerinin heyecanı İlham Aliyev’in
heyecanından farklı bir heyecan değil elbette…
Sadece Müslüman halkların
değil, Ukrayna da savaşa, kan ve göz yaşına mahkûm Hıristiyan halkın umut
kaynağı da Cumhur İttifakı lideri Erdoğan değil mi?
İşte böylesi güçlü bir
vizyonu tarihsel seyrine uygun olarak hayata geçiren, batılı emperyalist,
sömürgeci devletlerin coğrafyamızda hayat bulmalarının önünde dağ gibi bir
engel olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Millet İttifakı denen
temelsiz bir oluşuma kurban verileceğini beklemek akla ziyan bir bekleyiştir.
Bu millet, “ne olursunuz
bir de bu kardeşinizi deneyin” diyen CHP liderinin çağrısını sezinlemişçesine
İstanbul Büyükşehir Belediyesini teslim ederek denemek yolunu tercih etmesine
rağmen bunu başaramamış, eline yüzüne bulaştırmış bir ittifakın genel
seçimlerde hayat hakkı bulması makul olabilir mi?
Elbette bu kazanımı
değerlendirerek halkın nazarında kalıcı bir yer edinemeyen bu ittifak aç
tavuğun rüyasında kendisini darı ambarında görmesi gibi bir rüyaya kapılmış olabilir.
Cumhur İttifakı
karşısında mesnetsiz ve temelsiz söylemlere bina edilen siyasi anlayışlarının
zafer kazanacağını zannedenler, ülkesinin kara para aklama merkezi iftirasını
Türkiye düşmanlarına şikâyet edenler, aralarında ortak bir adayı belirlemekten
aciz olan bu anlayış 7 ay sonra rüyalarından uyanacak ve bir daha hayat hakkı
bulamayacak şekilde Türk Siyasetinden silinip gideceklerdir.
Bugün içinde bulunduğumuz
durum Dünya devletlerinin tamamının muhatap olduğu küresel bir kriz ile iç içedir.
Avrupa Birliği’nin sanayi
lokomotifi Almanya ekonomik krizi iliklerine kadar yaşamaktadır.
2. Dünya Savaşından bu
yana en yüksek bütçe açığı ile karşı karşıya kalan İngiltere Ekonomisi SOS
veriyor.
En gelişmiş ülkelerden
kabul edilen Kanada son kırk yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya…
Son 20 yıl hariç dışa
bağımlı bir ekonomiye mahkûm olmuş, sanayileşme ve teknoloji alanında yüzde yüz
ithalata muhatap olan ülkemiz, son dönemdeki atakları ile yerli ve milli sanayi
hamlesini yapma yolunda mesafe katetmiştir.
Özellikle savunma sanayi
alanında %74’lük bir seviye yakalanmış durumda. Afrika başta olmak üzere birçok
yatırımlara imza atmış, üretimin temel hammaddesi enerji alanında Karadeniz
enerji sahalarını hayata geçirmek yolunda olan, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon
yatakları için adımlar atan Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu iktidarın
ekonomi yönetimine veren bir muhalefetin vizyon ve program ortaya koyamaması
ayrıca bir garabet olarak siyaset gündeminde yerini korumakta…
Bugün Türk Devletler
<topluluğu ile gündeme gelen ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bu
topluluğa gözlemci olarak aldıran Türkiye 21. Yüzyılın “Türkiye Yüzyılı”
olacağının müjdesini çoktan verdi bile…
Cumhur İttifakı
1990’lardan itibaren ortaya koyduğu vizyon belgesini bugün tek tek hayata
geçirmişken bu millet başkasını iktidar koltuğuna oturtur mu sizce?
Sayın Bahçeli’nin bahse
konu videosuna ulaşmak için aşağıda ki linki tıklayınız.
https://youtu.be/e7qwH2lp4WM