Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.41
Gram Altın
2928.65
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ocak 2022

Sayın Cumhurbaşkanı ikaz ediyor!..

Teşkilât yöneticilerine, milletvekillerine, belediye başkanlarına

“durumun ne kadar ciddi olduğunu” anlatmaya çalışıyor Sayın Erdoğan.

Ben de, buradan ve başka mecralardan bu “çabalara” dikkat çekiyorum…

Malûm, iletişim hatlarım birçok konuda benim gibi düşünenlere de, düşüncelerimin çoğuna karşı olanlara da açıktır.

Herhangi bir oluşumla dünyevi menfaat ilişkim, beklentim olmadığı için de tespitlerimi rahatlıkla yazabiliyorum.

Mesela…

Bazıları, Twitter’daki Direkt Mesaj (DM) kutusunu bile “sokaktaki vatandaşa” kapatır.

Benim mesaj kutum ise herkese açıktır.

Gerek bu kanal, gerekse başka iletişim kanalları sayesinde “sokaktaki vatandaşın” düşüncelerini direkt olarak alabiliyorum.

“Endişelerinden” dolayı isimlerini, soyadlarını herkese açık ortamlarda vermek istemeyen bazı takipçilerimle de uzun uzun konuşuyor, dertlerini dinliyorum.

Bana sitem edenlerle, hatta hakaret edenlerle görüşmeye, onların düşüncelerini almaya, ruh hallerini anlamaya çalışıyorum.

Düşünün lütfen…

Kızıp hakaret ettiğiniz kişi size ulaşıyor ve “Ben Serdar Arseven, buyurun, ne söyleyecekseniz söyleyin!” diyor!..

Zorlu ama güzel uğraşı!

Bu sayede pekçok tanışıklığım oluyor.

Beni yanlış anlayanlara kendimi anlatma imkânını buluyorum!.

Her hafta semt pazarına giden, alış verişi mümkün olduğunca “hesaplıya” getirmeye ve bütçesini denkleştirmeye çalışan bir “sokaktaki vatandaş” olmam da sokağın sesini net bir şekilde duyabilmemi sağlıyor.

Büyük bir bölümü “siyaseti yakından tâkip etmekle” geçen bunca yıllık gazetecilik hayatım boyunca, büyük bir bölümü kabaca “muhafazakâr” olarak nitelendirilebilecek siyasi oluşumlar için çalışan birçok tanıdık edindim.

CHP için çalışan tanıdıklarım da var ama, “çizgimiz”den dolayı daha çok “muhafazakâr partilerin” mensupları ile mesajlaşıyor, haberleşiyoruz.

Bu partilere destek verenlerin kahir ekseriyeti, “köy kökenli”dir, malûm.

Büyük bir bölümü “ezilmiş insanların” çocuklarıdır.

Vaktinde, sürekli olarak azar işiten, “zenci muamelesine” tabi tutulan, hayatları yasaklarla, geçim sıkıntılarıyla geçen bu insanlar için siyaset, bir “çıkış” yolu olmuştur.

Kabaca muhafazakâr” olarak nitelendirebileceğimiz partiler, “ezilmiş vatandaşlar”ın destekleriyle yükselebilmişlerdir.

“Ezilmiş vatandaşlar da” bu partileri “hacet kapıları” olarak görmüştür.

İşte…

Sayın Cumhurbaşkanı da, Genişletişmiş İl Başkanları Toplantısı’ndaki konuşmasında bu duruma şu cümlelerle dikkat çekmiştir:

“Siyaset kapısı, hacet kapısıdır. Derdi, sıkıntısı, talebi ve teklifi olan herkesin ilk çalacağı kapının AK Parti teşkilâtları olmasından daha tabii bir şey yoktur.”

Sayın Cumhurbaşkanı, konuşmasının devamında ise, daha önce de çeşitli vesilelerle dile getirdiği “Yapamayan bıraksın gitsin!” çağrısına yer vermiştir:

“Biz, her zaman teşkilâtlarımıza kibri, büyüklenmeyi, ayrımcılığı, hizipçiliği ve nobranlığı sokmamış olmakla övünen bir partiyiz.

Genel başkanından mahalle sorumlusuna kadar AK Parti'yi temsil eden hiç kimsenin davamızın bu vasfına zarar vermeye hakkı yoktur. İşimiz çok olabilir, mesuliyetimiz ağır olabilir, vaktimiz sınırlı olabilir ve kişisel sıkıntılarımız olabilir, her ne olursa olsun önceliğimizi vatandaşlarımızın gönlünü kazanmaya vereceğiz. Bunu başaramıyorsak o görev yerlerini boşuna işgal etmeyeceğiz!”

*

Evet…

Okudunuz…

Sayın Cumhurbaşkanı, bir kez daha “Vatandaşın dertleriyle ilgilenmeye vakit bulamayan o makamları meşgul etmesin!” dedi.

Saymaktan yoruldum, bunları kaçıncı kez söyledi.

Söyledi de…

Bugüne kadar “Evet, yapamıyorum, öyleyse bırakmalıyım!” diyen ve gereğini yapan kaç teşkilât yöneticisi gördük?..

*

Hatırlarsınız;

Yakın zaman önce, Ak Partili belediye başkanlarından “her türlü şaibeden uzak durmalarını”, “imar plânlarından bindikleri araca, ihalelerden özel hayatlarına kadar her konuda kendilerine dikkat etmelerini”, “lüks, şatafat, israf, kibir görüntüsü vermemelerini” istemişti Sayın Cumhurbaşkanı…

Kaç belediye başkanı, bu uyarıların tesiriyle hal ve hareketlerini, ilişkilerini gözden geçirmiştir…

Bilemem!..

*

Geçtiğimiz günlerde, Ak Parti Genel Başkanvekili Sayın Numan Kurtulmuş’un katıldığı canlı yayına denk gelmiştim.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Ak Partili belediye başkanlarına uyarılarına dair bir soruya cevap veren Sayın Kurtulmuş, “bir takım şikâyetlerin ulaştığına” vurgu yapmıştı.

Külliye’ye ulaşan çok sayıda şikâyet olmasa, Sayın Cumhurbaşkanı sık sık “uyarma” ihtiyacını hisseder mi?

Ak Parti tabanından genellikle “Allah kolaylık versin, Sayın Cumhurbaşkanımızın işi çok çok zor!” muhtevalı cümleler işitiyorum.

Dediğim gibi…

Sayın Cumhurbaşkanı, Ak Parti’nin “temsil pozisyonunda” olan mensuplarını sık sık uyarma ihtiyacını hissediyor.

Biz de bu uyarılara imkân buldukça dikkat çekiyoruz.

Niçin dikkat çekiyoruz?

Yazının başlarında ifade ettik ya, “sokaktaki vatandaş” olarak “sokağın sesine” kulak tıkamıyoruz.

İletişim hatlarımız herkese açık.

“Yetkililere ulaşmakta güçlük çeken” Ak Parti seçmeni bizi arıyor…

Yaşadıklarını anlatıyor, düşünce ve şikâyetlerini dile getiriyor, bunlara yazılarımızla, konuşmalarımızda, sosyal medya paylaşımlarımızda yer vermemizi istiyor.

*

Hemen hepsinin söylediği de şu:

“Sayın Cumhurbaşkanı ve partideki az sayıdaki isim çok büyük gayret gösteriyor ama diğerleri maalesef işin ciddiyetinin farkında değilmiş gibi davranıyor!

*

Malûm, Sayın Cumhurbaşkanı, Ak Partili milletvekilleriyle gruplar halinde görüşüyor.

Vekillerin değerlendirmelerini alan Sayın Cumhurbaşkanı, onlara durumun ciddiyetini anlatmaya çalışıyor!

Ben de, vatandaşlarımızın, illerindeki milletvekillerinin kaçını ne kadar tanıdıklarını, milletvekilleriyle aralarındaki iletişim bağının ne kadar güçlü, ne kadar zayıf olduğunu “rahatlıkla” öğrenebilen bir gazeteci olarak izlemedeyim!

Milletvekillerinin sosyal medyada ne kadar etkin olduklarını, ne tür paylaşımlar yaptıklarını, hangi anlarda topa girdiklerini girmediklerini de yakından tâkip etmeye çalışıyorum…

*

Bakalım…

Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu seferki uyarılarının tesiri ne kadar olacak?

*

Alandaki yansımalarını izleyip görmek gerek!..