Sayılı günler başladı

YIKICI depremin yaraları sarılırken rahmeti ve bereketi ile gelen Ramazan ayına girdik Elhamdülillah.

Her türlü pislikten arınmak için fırsat günlerinin daha başındayız ve bu günleri iyi değerlendirenlerden olalım temennisi ile makaleme başlamak istiyorum.

Önce içimizdeki nefret, kin, garaz, haset, adamsendecilik ve bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın gibi insan kalitesini bozanlardan başlayarak kirlerden arınalım.

Daha sonra da çevremizdeki insanlara yönelerek bu örnekliğin bereketi ile günlerimizi taçlandıralım diyorum.

Seçim yaklaştıkça ortalığın tadını kaçıranlar var.

Vakarlı duruşlarla bu müptezellere fırsat vermeyelim.

Özellikle devletimizi idare edenlerin bu günlerde çok ama çok daha dikkatli olmaları gerekiyor.

Yapılan her haksızlık ve hukuksuzluk hesabın hasbi olduğu günde dönüp dolaşıp sahibini bulacak.

Boynuzlu koyunun boynuzsuzdan hakkını alacağı günde ah vah etmemek için bu duruş çok önemli.

Mesleğim gereği bu dünyanın aldatmacalarının ağına düşenlerin sonlarını oldukça sık görenlerdenim.

Büyüklerin altın değerinde bir sözü var ”Ne oldum deme ne olacağım de”. Mahşer günü görülecek hesapta şanın şerefin mevki ve makamın hiçbir önemi yok.

En büyük kurtuluş vesilemiz, karşılığını Allah’tan beklememiz gereken iyi niyetlerle yaptığımız amellerimiz olacak.

Ramazan iklimine rahmeti ile giren insanlar olarak, mağfiretine ve cehennemden azâd edilme şerefine nail olabilen yolculardan olalım.

Sütten çıkmış ak kaşık

Bu kadarına da pes doğrusu.

Daha ne günler görecek ve geçireceğiz doğrusu merak edenlerdenim.

Seçime günler kala nerede ise her saat yeni bir ucube ile karşılaşıyoruz.

40 yılda 40 bin insanımızın canını alan PKK terör örgütü bu seçimlerde anahtar konumuna geldi veya getirildi.

Birlik ve bütünlüğümüz bu yıkıcı örgütün iki dudağının arasında.

Kandil ve avanesi ağababalarının verdiği bu hediye ile şaşkın ördek olmuş, Pensilvanya ile birlikte bayram ediyor.

Şimdiden başladılar zırvalamaya ve seçim gününe kadar da zırva üstüne zırvalara hazırlıklı olalım.

İllegal parti ve ağababaların çimentosu ile yapıştırılan particikler ve cemaatçiklerle oluşturulan proje, bu seçimlerde kimi tercih edecekse o cumhurbaşkanı olacak gibi bir algı ile bu sakat sahte ve yapmacık duruş adeta ülkemizin gündemine oturdu veya oturtuldu.

Evet yanlış yazmadım .

Yazdıklarım malum zihniyete göre de aynen doğru olmasına rağmen, Erdoğan düşmanlığı ile aklını kaybetmişlerin düştüğü gayya kuyusu gözleri kör, kulakları sağır ve dilleri de lâl eylemiş.

Para ile satın alınmış kalemşörler ve piyonların azıp çizdiklerine bakılırsa yazdıklarım tamı tamına doğru.

Aklını kaybetmiş piyon ordusu vatandaşa bu safsatayı satmakla meşgul. Alıcı kerizler ise sıraya girmiş.

Körler sağırlar biri birini ağırlar kabili bir ucube.

Bu satılmış kökü kömeci dışarda gerici güruha göre HÜDAPAR teröre ve teröristlere hamilik yapıyor, HADEP ise masum sütten çıkmış ak kaşık.

Utanma duyusu kalkınca böyle oluyor zahir.

Akıl sağlığı ne büyük bir nimet.

Hüdapar dendiğinde hizbullah diyen akıl daneler, Hadep der demez sus pus.

Sapla samanın karışık satıldığı eski Türkiye’deki kafa karışıklığı ile mi yoksa yeni Türkiye’deki netlikle mi cevap vermek gerekir.

Çünkü her iki duruma göre verilecek cevabın doğruluk açısı tamı tamına 180 derece.

Kısaca cevabın biri ak, diğeri zifir kara.

Eskiler yaşa ki, gör derler.

Daha ne günler yaşayacağız yaşayanlarımız görecek.

Ne mutlu her hal ve şarttan ders alarak sırat-ı müstakimde yaşayanlara.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.