Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Mart 2021

Saygı Yolu

Hatadan dönmek fazilettir. Şükürler olsun ki Türkiye, vahim bir yanlıştan döndü. İsmiyle müsemma olmayan “İstanbul Sözleşmesi”, Cumhurbaşkanımız tarafından çöpe atıldı. Millî ve manevi değerlere bağlı olan herkes bu gelişmeyi sevinçle karşıladı. Malum çevreler her zamanki gibi huzursuz. Bu da onların görevi. İyi, güzel, faydalı, hayırlı bütün icraata hep karşı çıktılar, çıkmaya devam edecekler. Umursamıyoruz. Geçen sene Ayasofya Camii ibadete açılarak büyük bir hayır işlenmişti. Bu yıl da bu sözleşmeden çıkmakla yeni iyiliğe imza atıldı. Yerli ve millî basınla birlikte Milat gazetemizde de, başta Sefa Saygılı ve Ali Akben olmak üzere birçok yazarımız sözleşmeyi eleştiren yazılar yazdı. Bir başka anlamlı hizmeti Müstakil İşadamları Derneği gerçekleştirdi. Bütün kurumlara örnek olacak bir yayıncılık faaliyetine imza attı. “Saygı Kitaplığı” adı altında vefat etmiş beş ilim/fikir adamı, sanayici, müteşebbis ve gönül insanı hakkında kitaplar neşretti. Sabahattin Zaim’i İbrahim Yarış, Nevzat Yalçıntaş’ı Şefik Memiş, Sabri Ülker’i Şamil Kucur, Abdullah Tivnikli’yi Yusuf Temizcan, Adnan Büyükdeniz’i Fatih Türkyılmaz kaleme aldı. Dünyadaki fani ama kutlu ömrünü hayırla tamamlamış beş âbide şahsiyet, beş vakıf adam…

Sabahattin Zaim ve Nevzat Yalçıntaş unutulamaz. Nerede hayırlı bir hizmet varsa oraya koşan, makam mevki beklemeden gayret gösteren, gençlere yol gösteren velhâsıl bu güzel ülkemiz, aziz milletimiz, yüce devletimiz ve mübarek ümmetimiz için her mihnete katlanan iki rehberdi. Kürsüde fikirlerini anlatan, topluma faydalı olmaya çalışan iki münevverdi. Merhum bestekâr udî Rüştü Eriç için düzenlediğim bir toplantıya Sabahattin Zaim Hoca da gelmiş ve konuşmuştu. İç dünyası dışarıya yansımış, yüzü bir derviş gibi nurlanmıştı.

“Üniversite hocalarının emeklisi olmaz, ölüsü olur.” diyen Nevzat Hocanın ise meşhur 3T ilkesi vardı: Temkin, Tedbir ve Teenni. “Okuldan arta kalan vakitlerinde abisinin yanından çalışan, bazen de Kadırga’da karpuz satan” Sabri Ülker, azmin sembolü, zaferin timsaliydi. Hepimiz bisküvileriyle büyüdük. Radyodaki “Akşama babacığım / Unutma Ülker getir” cıngılını unutabilir miyiz? “Ülker’siz çay saati düşünülemez” sloganının imzası da meğer merhum edibimiz Nuri Pakdil’e aitmiş. “Fabrikayı kapatırım yine de ürünlerime domuz yağı koymam” diyen Sabri Ülker’in asıl mühim yönü “hayırseverliği”ydi. 28 Şubat’ın ceberutları, “yeşil sermaye” diyerek Ülker’e ambargo uygulamıştı. Şimdi “dünya markası” şirketimize bakıp utanıyorlar mı?

“Varlığını, malını, mülkünü, imkânlarını Allah’ın bir emaneti olarak gören” Abdullah Tivnikli insana yatırım yapan bir vakıf adamdı. Emaneti sahibine teslim edinceye kadar hizmeti tatlı bir yarışa dönüştüren bir aşk ve şevk insanı yiğitti. Basireti ve ferasetiyle FETÖ tehlikesini ilk gören ve bu ihanet güruhuyla mücadele eden, bunun için hedefe konulan bir mücahit. Amansız hastalıkla mücadele ederken öte dünya için azık hazırlanmanın en büyük ticaret olduğunu söyleyen mümin. Yakınlarına Mahir İz’den Fethi Gemuhluoğlu’ndan bahsedip bu zatlar gibi aşkla çalışmayı öğütleyip şöyle diyormuş: “Hiçbirimizin yarını olmayabilir, ölmeyecek olan gelsin söylesin, Allah bize zaman, sağlık ve başka nimetler verdi, bir an evvel sonuna kadar mücadelesini yapalım, her ne işle uğraşıyorsak en iyisi olmak için engelimiz ne? Allah’ı görüyormuş gibi yaşamalıyız, her işi noksansız tamamlamaya çalışmalıyız. Yarın olmaz, şimdi yapacaksın. Ben sizi dertli olduğunuz için seviyorum, dertli insanlar azaldı. Neticesinden sorumlu değiliz, gayretten sorumluyuz.”

Çok yönlü kişiliğe sahip olan Adnan Büyükdeniz ise ekonomiden şiire, siyasetten fotoğrafa birçok konuda derin bilgilere sahip, mütevazı bir işadamı. Gençliğinde Necip Fazıl’ın konferanslarını kaçırmamış. Prof. Uğur Derman’a göre “O, dünyanın neresine gitse, çevresine farklı bir gözle, hikmetle bakmasını bilir, kâinatın ibret alınacak inceliklerini objektifiyle tespit etmeye çalışırdı.”

Beş kitaba takdim yazıları yazan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan’a, Proje Yönetmenin İbrahim Çukur’a, Proje Yöneticisi Muhammet Furkan Gümüş’e, editörlere, koordinatörlere ve eserlerin yazarlarına teşekkürler. Bu hayırlı hizmet inşallah devam eder, dizi yeni isimlerle zenginleştirilir. Bir vefa ve kadirbilirlik numunesi olan Saygı Kitaplığı, her türlü övgüyü, duayı ve ödülü hak ediyor. Düşünenlere ve emek verenlere saygı…