Savcı Sayan Ne Yaptı Öyle?..
Bir zat, AK Partili Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan hakkında bir laf etti…
Etti ve…
Ettiğine edeceğine pişman olma noktasına geldi.
O zat, canlı yayında “Ağrı Seçimi Taşıma Oylarla Alındı!” deyince…
Küplere bindi Sayın Savcı Sayan.
Hem de ne binmek!..
Bir başladı yağdırmaya:
“İspatlasın belediye başkanlığını aynı gün bırakırım, ispatlayamazsa anırsın başka bir şey istemiyorum!”
Fena, çok fena!..
Baktık, bir fırtına.
Devamı şöyle:
“ Ağrı’da seçimi kaybeden HDP hiçbir itirazda bulunmuyor. 20 Puan fark var. Ama bunlar ‘taşıma oy’ diyor. Yalanla algı oluşturmaya çalışıyorlar. İstanbul’da da aynı şeyleri yapıyorlar. Bunlar kudurmuş. Haydi ispatlayın, yoksa anırın. Anırın ki FETÖ sırtınıza bir semer daha vursun.”
Savcı Sayan, “Ağrı seçimi taşıma oylarla alındı!” diyen o zatın konuştuğu kanalı da protesto etti çok sert ifadelerle…
“Cevap hakkı kullandırılmadığı için” çok fena yüklendi.
Bir fırtına, Savcı Sayan sözünü esirgemiyor…
Tepki üzerine tepki, bir dolu mecrada haber oluyor.
Savcı Sayan gündeme geliyor…
Kendisini gündeme getiriyor.
Gündeme yerleşiyor ve yerleştiriyor!
Bunları izlerken aklıma şu geldi:
“Savcı Sayan’ın yerinde klasik bir muhafazakâr olsaydı…
Ve bu sözler onun hakkında söylenseydi…
O muhafazakâr böyle (veya kendi ifadeleriyle aynı etkinlikte) bir tepki mi verirdi?..
Yoksa…
“Amaaaan, boş ver, kem söz sahibine aittir!’ modunda, söylenenleri duymazdan mı gelirdi?..
Ya da…
En fazla…
“Bu sözlerin kendisini üzdüğünü ve asla gerçeği yansıtmadığını” filan mı söylerdi?..
Savcı Sayan, klasik muhafazakârlardan değil…
Biri iftira atmaya yeltendi mi, biri hakkını yemeye kalktı mı, biri emeğine el uzattı mı, dil uzattı mı…
Haddini bildirmek için ne gerekiyorsa, kendi yöntemleriyle yapıyor…
Klasik muhafazakâr ise…
İzleyin göreceksiniz:
Televizyonlarda, açık oturumlarda filan…
“Vur ağzına al lokmayı” duruşu sergiliyor…
Bir gerdan kırışlar, bir “abartılı nezaket gösterileri” filan…
Karşı taraf çatır çatır vuruyor…
Karşı taraf çatır çatır yükleniyor,,,
Bu klasik muhafazakâr takımı….
Gayet ezik bir halde, gayet “çekingen”, gayet “edilgen” bir halde…
Belki de…
“Bir daha çağırmazlar” endişesiyle…
Söyler gibi yapıyor, söylemiyor…
Tavır koyar gibi yapıyor, koymuyor…
Cevap verir gibi yapıyor, vermiyor…
Savunur gibi yapıyor, savunmuyor!..
Savcı Sayan ise…
“Sus konuşma, otur kalkma, büyükler konuşurken lafa karışma” tarzı “eğitimden” geçmediği için midir, niçindir…
Hakkını çatır çatır savunuyor!..
“Klâsik muhafazakâr” ne olduğunu değil de ne olmadığını anlatmanın derdinde…
“Klâsik muhafazakâr”, her durumda “meşruiyet arayışı” derdinde…
Gayet ezik, gayet çekingen, gayet ürkek…
Diğeri ise…
Gördünüz işte.
Arada böyle bir fark var; hangi tarz hoşunuza gidiyorsa o tarzı edinin…
Ya da kendi tarzınızı bulun…
“Klâsik muhafazakar”lardan biri olup olmamak size kalmış!
Hayırlı Sahurlar ve Hayırlı İftarlar Efendim.
