Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2431.74
BIST 100
9813.92
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Savaşı, acıyı, yıkımı, zulmü destekleyenler

Milat Gazetesi’ndeki son yazımızda, ‘Barış Havarileri Nerede’ diye sormuş ve savaşın acı bilançosunun bir kısmını yazarak şöyle demiştik:

Bu vahşete Rusya vatandaşları bile tahammül edemeyecek hale geldiler ki 48 kentte protestoya giriştiler ve Moskova’da binlerce kişi gözaltına alınmış durumda.

Ancak bizdeki barış havarileri bu acı, ölüm, eziyet, zulüm demek olan insanlık dışı savaş konusunda ya cılız itirazlarda bulunuyor veya genelde de seslerini çıkarmıyorlar. Rus barışseverler kadar da olamadılar.

Onlardan barış yanlısı gösteriler, bildiriler görmek istiyoruz. Barışı istemek hususunda samimi olduklarını anlayalım.”

Maalesef bir takım tuhaf solcular savaşı, Rus yanlısı olmayı, insanların yıkım içinde olmasını destekliyorlar. Ancak yürekli bir ses, Bedri Baykam sanatçı duyarlılığı ile ‘Sizin hümanistliğinizi sevsinler!’ başlıklı yazıyla savaşa, zulme karşı çıktı. Kendisini tebrik ediyor, teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Yazının girişi şöyle:

Nerede sokakları inleten “Kahrolsun emperyalizm” sloganlarınız, yok edilen on binlerce insanın hesabını sormanız, sokaklarda sel oluşunuz, imza kampanyalarınız?.. Yoksa hepiniz topluca Covid olup yataklara mı düştünüz? Adeta sığınaklara çocuğu ile birlikte saklanan, Ukraynalı anneler değil de sizlersiniz!

Empati gücünüzü ne zaman kaybettiniz? Ne zamandan beri çocukların, yaşlıların, hastaların acılarını, aynen o haritalara, jeostratejik okumalar ve entel yorumlar yaparken baktığınız gibi duygusuz gözlerle izler hale düştünüz? Kim yaptı bunu, insanlığınızı kimler gömdü? Yoksa Ukrayna’da olup bitenleri bir Hollywood filmi mi sandınız? Uyanmanız için, Kyiv veya Kharkiv’de yaşananların -maazallah- illa İstanbul’un başına da mı gelmesi lazım? O zaman yine çokbilmiş tavırlarınızla bu savaşı da strateji uzmanı edalarıyla analiz edip suçu sağa-sola, Güney’e Kuzey’e mi atacaksınız?”

Bu soylu tavrı başta insan hakları savunucularından olmak üzere insanları seven herkesten beklemek hakkımız olsa gerektir.