Savaşa değil, seçime gidiyoruz...
7
Mayıs Pazar günü İstanbul “Büyük
İstanbul Mitingi” ile tarihi bir gün yaşadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a
sahip çıkmak için 7’den 70’e herkes Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ne koştu.
İstanbul İstanbul olalı belki de böyle bir coşku yaşamadı.
Baharın
gelişini müjdeleyen, birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunu muştulayan Hıdırellez’i
böyle bir mitingle taçlandıran İstanbullular, huzur ve mutluluklarını
Türkiye’nin her yerine yayarken, akşam üstü Erzurum’dan bu mutluluğu gölgeleyen
bir haber geldi.
Erzurumlular,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu’nu taşladı!..
Hayda!..
Sosyal
medya sallanıyor, tezviratlar havada uçuşuyor!..
Eyvah
korktuğumuz başımıza geldi!..
*
Olayı
baştan anlatalım...
“Bir koltukta iki karpuz taşıyan” İBB
Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu dün
ilk etapta Çorum’da “Halk Buluşması”
gerçekleştirmiş. Ardından da bu kapsamda, Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı
Sivas’ta, “Türkiye'nin yeniden güvenli,
mutlu, huzurlu bir ülke olmasını sağlayacağız...” iddiasıyla halkın
huzuruna çıktıktan sonra Erzurum’a hareket etmiş. Burada “Halk Buluşması-Esnaf Ziyareti” değil de, “İzinsiz Miting” yapmaya yeltenince Erzurum’un en işlek bölgesi Havuzbaşı Kent Meydanı karışmış, taşlar
havada uçuşmuş. 150-200 kişilik grup taşlarla sopalarla terör estirmiş, bu
esnada 7 kişi yaralanmış.
Olayın
özeti bu.
Şunun
altını hemen çizelim; bu atılan taşlar Ekrem İmamoğlu’na değil, milletin birlik
ve beraberliğine atılmıştır. Şiddetle kınıyoruz.
Yaşanan
bu çirkin olaydan sonra Ekrem İmamoğlu’ndan ne beklenirdi; itidâl çağrısı. Fakat o ne yaptı?.. Hızını alamayarak, Sabiha
Gökçen Havalimanı’nda kendini karşılamaya gelenlere verdi coşkuyu.
Başta
Erzurum Emniyet Müdürü Levent Tuncer’i,
Vali Okay Memiş’i, Büyükşehir
Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’i
hedefe koyup, “yer misin, yemez misin?..”
vurdukça vurdu, vurdukça vurdu...
El
insaf!..
Bu
kadar da olmaz ki!..
Kendisi
sütten çıkmış ak kaşık; vali, emniyet müdürü, belediye başkanı suça
azmettirici!..
Akla
ziyan!..
*
Bir
hikâye yazılmaya çalışılıyor, amma velâkin daha önce “ahmak” kararında da ifade ettiğimiz gibi, bu şarkının “hikâyesi” eksik. Tutmaz!..
Bu
azîz millet, mağdur ve mazlum kim olursa olsun asla sahipsiz bırakmaz. Bu Recep
Tayyip Erdoğan da olsa böyledir, Ekrem İmamoğlu da olsa böyledir.
Bu
millet, Erdoğan’ı bir şiir yüzünden görevinden el çektirerek hapse mahkûm eden muktedirlere
inat, onu ülkenin en yüce makamlarına taşıyıp baş tacı yaptı. Pazar günü “Büyük İstanbul Mitingi”ne katılan 1
milyon 700 bin kişilik gönülden gönüle köprü kuran hemşehrisi, “Türkiye Sana Emanet” mesajını en güçlü
şekilde verdi.
*
“31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır”
açıklamasının ardından “mağduriyet”
ve “her şey güzel olacak”
edebiyatıyla ikinci kez 23 Haziran 2019’da halkın karşısına tekrar çıkan
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu, oyların
yüzde 54,22’sini alarak 806 bin oy farkla seçimi ezici bir şekilde seçimi
kazandı.
İmamoğlu,
“mağdurum” mottosu üzerinden elde
ettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ardından hizmet üretmediği
gibi, binlerce çalışanı mağdur etti. İstanbul’un kendine en çok ihtiyacı olduğu
zor günlerde hep tatil keyfi yaptı.
Şimdi
de kendisine emanet edilen şehirden uzakta, ikbal peşine düşüp gittiği
Erzurum’da bir “provokasyon”a imza
atarak hem kendine hem de Kılıçdaroğlu’na zarar verdi!..
Devletin
valisini, emniyet müdürünü suçlayarak yeni bir “mağduriyet” oluşturup, oy devşirme çabasına girdi. Atılan taşlar ne
kadar vandallıksa; bu girişime çanak tutanlar da o kadar suçludur. Nihayetinde
savaşa değil, seçime gidiyoruz.
Lütfen
itidâl...
*
Dün
Erzurum’daki provokasyon, akıllara 2
Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan menfur olayları getirdi. Sivas neresi?.. Sünnî ile Alevilerin
asırlardır birlikte kardeşçe yaşadığı, Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları
tarafından 4 Eylül 1919’da gerçekleştirilen Sivas Kongresi’nde Cumhuriyet’in temellerini attığı, “manda ve himaye kabul olunamaz” denilerek
yeniden özgürlük meşalesinin yakıldığı yer. Peki Erzurum?.. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının emperyalist
güçlerin Osmanlı topraklarını paylaşmaya çalıştığı dönemde; Millî Mücadele’nin
kilit taşı Erzurum Kongresi’yle (23
Temmuz-7 Ağustos 1919) Cumhuriyet’in ilk
kararlarının alındığı, ulusal egemenliğin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine
karar verildiği belde.
Bereket
versin yaşanan menfur olay taşla ve sopalarla kaldı!.. Ya silahlar çekilseydi,
o zaman olay tıpkı “Taksim Gazi Olayları”nda
olduğu gibi Türkiye’nin her tarafını yangın yerine çevirirdi.
Allah
korusun!..
Erzurum
büyük bir tehlikeyi ucuz atlattı.
*
Toplumu
kışkırtarak, galeyana getirerek politik rant elde etmek; cinayettir!.. Ve
hiçbir makam bir insanın canından daha kıymetli değildir.
Demokrasi
şölenini kaosa evirmek isteyenlere bir kez daha itidal çağrısında bulunuyoruz. Lütfen,
aklınızı başınıza devşirin; zaten küresel egemenler Türkiye’ye nüfuz etmek için
ellerinden geleni yapıyor, bir de siz destek çıkmayın!.. Aksi takdirde
yönetecek bir ülke bulamazsınız!..