Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2970.44
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Şubat 2022

Savaş değil Barış

Ukrayna’da savaş senaryolarına her gün bir yenisi ekleniyor. Rus Duma milletvekili Victor Vodolatsky, 21 Şubat’ı düşmanlıkların başlangıç tarihi olarak vererek savaşın kaçınılmaz olduğunu ilan etti. Propaganda savaşında Ruslar bir adım öne geçti. Malum olduğu üzere 20 Şubat Kırım’ın işgal yıldönümüydü.

ABD’nin propaganda aygıtı ise Ukrayna’da savaşın Rusların Afganistan’dan çekilme yıldönümü olan 15 Şubat’ta başlayacağı kehanetinde bulunmuştu. . ABD propagandasına inanan Zelenskiy 16 Şubat’ı birlik günü ilan etmişti.

Senaryo gereği her iki tarafta saldıran tarafın karşı taraf olacağı propagandasını yürütüyor.

Bantı geriye saracak olursak, Varşova Paktı’nın çökmesinin ardından Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Hırvatistan, Arnavutluk ve Karadağ NATO'ya üye oldular. Gürcistan ve Ukrayna’nın üyelikleri ise Rusya’yı haddinden fazla rahatsız ediyor.

Ukrayna’nın askeri alanda (NATO) batı ile içli dışlı olmasını Rusya tehdit olarak algılarken ABD, Rusya’nın etrafındaki ülkeleri kanatları altına almak istiyor. Askeri yığınak bakımından Rusya ile baş edemeyeceğini çok iyi bilen Batı, Ukraynalıları Ruslar ile savaştırarak menfaatlerini korumaya çalışıyor. Ruslar ise, Mevcut yönetimi kendisine bağlayamayacağını bildiği için Donetsk ve Luhansk bölgelerindeki taraftarlarının can güvenliğini bahane ederek Kırım gibi bu bölgeleri de Ukrayna’dan koparmak istiyor.

Enerjiyi kontrol eden devletleri, gıdayı kontrol eden ise milletleri idare eder söylemi gereği Avrupa’ya enerji arzı sorunuyla başlayan mücadelenin bütün dünya ekonomilerini vurması kaçınılmaz görünüyor. Bölgede bir çatışma olduğu takdirde dünya sadece Ukrayna’dan insanların göçmen haline gelmesi gerçeği ile karşılaşmayacak. Savaş ve yaptırımlar enerji arzı kadar gıda (tahıl) arzını da vuracak. Bilindiği gibi Çin, ABD, Rusya, Ukrayna ve Hindistan dünyanın en büyük beş tahıl üreticisi durumunda. Muhtemel bir savaşta gıdaya ulaşamayan birçok ülkede açlık yüzünden yeni göç dalgaları oluşacak. Türkiye’nin enerji güvenliği tehlikeye gireceği gibi gıda güvenliğinde de sıkıntılar oluşacak. Tarım ithalat-ihracatının en az etkilenmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti,Senegal ve Gine Bissau’ya adeta çıkarma yaptı. ABD ve Ruya’nın sert güçle savaşla yapmak istediğini Türkiye yumuşak güç barış ile rahatlıkla dünyanın her tarafında gerçekleştirebiliyor.

Ermenistan ile normalleşme görüşmelerinin ikincisi 24 Şubat’ta Viyana’da olacak. Erdoğan’ın BAE ziyareti bölgede siyasi denklemleri değiştirecek mahiyette. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Türkiye ziyareti öncesinde Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın Filistin ve İsrail ziyaretleri de Türkiye’nin Ortadoğu’da da, Kafkaslar ve Balkanlar’da da barış ve istikrarın güvencesi olmaya devam edeceğini gösteriyor. Düne kadar Türkiye karşıtı politikalar uygulayanların haklı duruş karşısında hatalarından dönmelerinin iç siyasetimize de ekonomimize de yansımaları olacaktır. Yeter ki ‘geççek’ nakaratları ile kendi ayağımıza sıkmayalım. 2023’e kadar çalışmaya, üretmeye, devam edelim. Yıkıcı politika yerine yapıcı politikalar uygulayarak dünyaya umut olmaya devam edelim… Savaşı değil barışı savunalım... Vessellam….