Savaş
Kötüler kötülüğünü yapacak, iyiler de iyiliğini. İyiler daha çok iyi olacak. İyiliğin yayılmasını sağlamak kötülerle mücadelenin temelidir.
Bize sunulan hayatı güzelleştirmek varken, yaşanabilir durumdaki
dünyayı yaşanmaz hâle getirmek daha zor. Ancak insan bu zor tercihi başarıyor.
Tüm insanlık bir sınavdan geçiyor. Dünyayı aldığımız gibi teslim edemeyeceğiz,
bu belli oldu. Bize bahşedilen bedeni de aldığımız gibi teslim edemeyeceğiz, bu
da belli.
Ziyandayız, kaybediyoruz. İyiliği yayan ile kötülüğü yayan varlık
aynı. Savaşımız kendimizle. İnsanoğlu kendi cehennemini hazırlıyor. Dünyamızı
kasıp kavuran tehlikelerin aktörü yine insan. Son yüzyılda insanın yaptığı,
ürettiği robotların insana karşı savaşında korkardık. “Robotlar dünyayı ele
geçirecek.” Bu korku birçok fantastik filmin de senaryosunu oluşturdu. Şimdi
geldiğimiz noktada başka bir şeyi tartışıyoruz. İnsan yine insan için en büyük
tehlike. İnsanın haddini aşması kadar tehlikeli bir şey yok. İyiliğin kesildiği
yerde zalimin sesi çıkar. Kendi içimizdeki savaştan galip çıkarsak kurtuluruz.
Aksi hâlde önce kendimizi yok edeceğiz ardından da çevremizi.
Şimdi kendi ıslahımızla başlayacağız savaşa. Nasihati önce
kendimize yapacağız. İçinde iyilik olmayandan iyilik beklenmez. Sadece toprağa
tohum atılmaz. İnsanlığın içine, kalbine de iyilik ve merhamet tohumunu
atacağız.
Eğitim en çok önemsediğimiz alan ama merhamet konusunda ne
yapıyoruz? Bugünün çocukları, yarının büyükleri diyoruz da ne yapabiliyoruz?
Madde ile örülen kalpler çoğalıyor. Beğenisi yüksek, sürekli harcayan, tüketen
ama buna rağmen mutlu olamayan bir nesil var şimdi. Savaşta cepheler artıyor.
Biz zayıflıyoruz. Geleceğimizi tehdit eden tehlikeler artıyor. Şimdi savaş var
gündemde ama artık toprak savaşanından sanal savaşa geçiyoruz. Hatta sanal
âlemler kurgulayıp satışa çıkarıyorlar. Sanırım insan türü başka bir evreye
geçiyor. Bu türde iyilik ve merhamete yer yok gibi. Çünkü robotlaşan insanlar
çoğalıyor. Robot üretmeye gerek kalmayacak. Duygusuz ve bencil bir nesil
kendisi dışındaki her şeyi yok sayabiliyor. Asıl savaşılacak cephe burası ama
biz şimdi bu cepheyi görmek istemiyoruz.
Savaşa hayır demek nasıl olmalıdır? Sanırım insan kalabilirsek
savaş olmaz. Savaşa sürükleyen liderleri seçenler de biziz. Bizi temsil
ediyorlar. Suç sadece onların değil. Dünyayı yok eden gözü dönmüş her birey
savaşıyor demektir. Tabiî olanı bozan, başta kendinden başlayarak bozulan,
toprağı, havayı, suyu bozan herkes savaşı destekliyor demektir. Yüksek katlı
bina yapılmaması gereken yere gökdelen diken, kalbimize batırmıyor mu o binayı?
Tarihî dokuyu yok eden neyi yok ettiğinin farkında mı?
İnsanı tamirle başlamalı. İnsan olduğumuzu hatırlamalı. Başkaca bir şeye gerek yok. Dünyada öncelikle bize teslim edileni korumakla sorumluyuz. En başta da kalbimizi. Kalbimize dönelim, o bizi doğru yere götürür. Orada savaş yoktur. Ancak cennet vardır.