Sarı gâvurdan bidon kafaya
Amerika rüyası gören ahmaklar bir uyansa artık diyorum. Dünyaya özgürlük(!) hak(!) hukuk(!) ve adalet(!) satan sahtekârların iç yüzünü görmek için daha başka ne gerek bilemiyorum. Kovboylardan bugüne mazlum milletlerin ve özellikle İslam ümmetinin başına bela olmanın bedeli ödenmeye başladı şükür.
Şükür
diyorum. Çünkü tünelin ucundaki karartı görülen ışıkla aydınlandı. Elbette
yaptıkları ve ettikleri yanlarına kar kalmayacak, kalmadı da zaten. Bundan
sonra gerçekten hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ve eski tas eski hamam devam
etmeyecek.
Covid-19
ile birlikte başlayan yeni süreç dünya milletlerini uyandırmaya devam edecek.
Uyanmayanların bir kısmı rüyalarında bol bol darı görmeye devam ededursunlar. Elbette
bir günde her şey tozpembe olmayacak. Ancak perşembenin geleceğini çarşamba
haber veriyor.
Geçenlerde
muayenehaneme Suudi anne oğul geldi. Annesinin sağlık sorunları ile ilgili
tedavisini düzenledikten sonra oğlu ile çat pat Türkçe, İngilizce konuşmaya
çalıştım. Ülkemizde yazlığı olan ve yılın bir kısmını Sapanca’da geçiren kırklı
yaşlarda olan Suudi vatandaşın korkarak konuştuğuna şahit oldum.
Ülkelerinin
başındaki bedevilerin yedikleri herzelerden ve Amerika’nın peyki olduklarından
bahsetmem pek hoşuna gitmedi gitmesine de, korku içerisinde olduğunu beden dili
ile göstermesini engelleyemedi.
Kem küm
Amerika ile ilişkilerin iyiliğinden, maslahattan vs... kısaca bizler kadar
özgür olmadığını ima ederek susmayı tercih etti. Diktatöryal korku böyle bir şey
olsa gerek. Bizim ülkemizde bile konuşamıyor.
Bize
gelince; Durum böyle mi Allah aşkına.
Yakın
tarihlerde üst üste yaşadığımız olayları unutmayalım ne olur. Çok geçmişe
gitmeden sadece gezi olaylarında 15 Temmuzda neler yaşadık neler yaşatıldık. Üç
beş ağacı bahane ederek günlerce film stüdyosu gibi kullanılan taksim meydanını
bir düşünelim. !5 Temmuzunun müsebbibi yerli itlerin nasıl havlatıldıklarını ve
ülkemiz insanını nelere layık gördüklerini de unutmayalım.
Amerika
rüyasında olanlar bu yazdıklarımı elbette okumayacaklar ancak özellikle
gençlerden uyanık olanlar lütfen hiç olmazsa yakın tarihlerde yaşadığımız
travmaları hiç ama hiç unutmayın ve eften püften üfürmelerle hemen uçup fırsatçıların
piyonu olmayın.
Fırsatçılar
av peşinde iz sürüyor. Hafta başında Boğaziçi üniversitemizde yapmaya
çalıştıkları gibi kalkışmaları bundan sonrada buldukları her fırsatta
tekrarlayacaklar. Malum zihniyetin satılmış trollerinin desteği sürdükçe iç ve
dış mihraklardan benzer kalkışmaların fitili ateşlenecek. Körpe beyinleri
kullanmaktan zerre kadar sakınmaz bu alçakların büyük bir kısmının Amerika
rüyası ile hayal içinde yaşadıklarını unutmayalım. Aklımızla duygularımızı
kontrol altında tutmaya çalışarak kurda kuşa leş olmamak gerek.
Leş
olanların hali ortada.
Amerika
bundan böyle eskisi kadar bizim iç işlerimize müdahale edemez. Kendi derdi ile
uğraşmaktan fırsat bulamaz ancak ‘su uyur düşman uyumaz’ sözünü kulaklarımızda
küpe yapmamız menfaatimiz icabı.
Bidon
kafaya umut bağlayıp onun ipi ile kuyuya inenlerin pişman olacağı yeni bir
dönemde ve yeni Türkiye’de yaşadığımızı unutmazsak hem malum zihniyetin, hem
onun yandaşı FETÖ köpeklerinin hem de bebek katili timsah gözyaşlı
satılmışların dolduruşundan zarar görmeden cennet vatanımızı daha da cennet
yaparak içinde yaşar gideriz.
Yeni
Türkiye Covid sarmalından kurtulur kurtulmaz hem mazlum dünyanın hamisi olmaya
hem de destanlar yazarak ümmete umut olmaya kaldığı yerden devam edecek. Bidon
kafalıların tüm engelleme ve takoz olma gayretlerine rağmen kervan yürümeye
devam edecek inşallah.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.