SAPKIN AKIMLAR

Muayene için getirdiler. Sıkıntıları vardı ve bunalıma girmişti. Daha 16 yaşındaydı.

Liseye giden bu genç evladımız okuldaki az sayıdaki inançlı ve dinine bağlı öğrencilerdendi. Öğretmenlerinden biri onun durumunu keşfediyor ve ilgilenmeye başlıyor. Öğretmen de görünüşte dindar biri.

Peki bu ilgilenme niçin? Herhalde yardımcı olmak istiyor diyeceksiniz. Sınıfta hatta okulda o kadar çok çocuk var ki bizim delikanlıyı seçmesinin sebebini iyi niyet olarak düşünüyorsunuz.

Ancak araştırınca işin böyle olmadığını anlıyorsunuz. Öğretmen hadisleri reddeden "sadece Kur'an" diyen sapkın akıma mensup biridir ve amacı çocuğu kendi görüşlerine uydurmaktır.

Gerisini şöyle anlatıyor delikanlımız:

"Bana hadislerin uydurma olduğunu söylüyordu. Bize yalnızca Kur'an yeter diyordu. İmamı Azam, İmam Buhari, Mevlana, Şahı Nakşibend, Abdulkadir Geylani, İmam Gazali gibi büyüklerimizin şirke düştüklerini söylüyordu. Ona göre kader diye bir şey yoktu. Hz. Adem peygamber değildi. Kafam karıştı."

Evet, bu genç rahatsızlanmıştı. Derslerindeki başarısı düşmüş, ibadetlerini eskisi gibi yapamaz olmuştu.

Neyse ki tedaviyle ve tavsiyelerle toparlaması uzun sürmedi. Kesinlikle o öğretmeniyle görüşmesini yasakladım. Çocuğu dinine bağlamadığı bir yana soğutuyordu da.

Şimdilerde ilahiyatçılar arasında bu akımı savunanların sesi daha yüksek çıkmaya başladı. Ülkeyi imansızlık ve İslam düşmanlığı ateşi sardı, bu kişilerin derdi başka. Saçmalıklarla dolu kendi dar ve indi görüşlerine adam devşirmeye çalışıyorlar. İşin ilginci dinden uzak kesim yerine, bu anlattığımız öğretmenin yaptığı gibi dindar kesimi kendilerine hedef seçiyorlar.

Üstelik bu sapkın ilahiyatçılar arasında bir düşünce birliği, bir görüş benzerliği de yok. Her biri "yalnız Kur'an yeter" derken birbirine zıt fikirler savunuyorlar. Birinin ak dediğine diğeri kara diyor.

Sözgelimi bunlardan biri, "Kadınlar da Cuma namazına gitmek zorunda. Cuma namazı onlara da farz." derken diğeri "Kur'an'da Cuma namazı diye bir şey yok. Kast edilen öğle namazı" diyebiliyor.

Neye inanacağınıza şaşırıyorsunuz. 15 asırlık yolu, oturmuş inançlarımızı sorguluyorlar. Bir dedikleri diğerini tutmadığı gibi dün dediklerini bugün reddedip zıt şeyler ileri sürebiliyorlar. Sadece kafa karıştırıyor, inançlı insanımıza zararları oluyor. Bir de gençlerimizi bunalıma sokuyorlar.