Sapıklığı oradan geliyor
Geçtiğimiz
haftanın ana gündem maddelerinden biri, şarkıcı Gülşen Çolakoğlu’nun
milyonlarca imam Hatipliye sapık demesiydi.
Nisan ayında
bir konserinde söylemişti bu sözleri.
Aradan dört
ay geçmesine rağmen, yeni gündem oldu.
Gündeme
getirenlerin de mutlaka bir amaçları vardır.
Gülşen
Çolakoğlu, İslami bir hayat yaşamıyor. Bu onun kendi sorunu. Kendisi ile ALLAH
arasında.
Amaİslam
dışı hayatı yaymaya, hatta dayatmaya çalışıyor. Kendi yaşayışını çağdaşlık adı
altında topluma dayatıyor.
LGBT
özendirmesi, laiklik üzerinden kendi hayat tarzınıbaşkalarına dayatmaya
çalışması, konserlerine elbise giymeyerek çıplak çıkması toplumun ezici
çoğunluğunda rahatsızlığa yol açtı.
Bunlar
yetmezmiş gibi, milyonlarca insana da utanmadan sapık dedi.
Çıplak
(zina) halde konser verenler için ayrı, zina (çıplak) konser alanları
belirlenebilir mi?
Her yerde
çıplak şekilde konser verilebilir mi?
Bunun bir
sınırı olmayacak mı?
Aile
yapımız, toplumsal ahlakımız, temel değerlerimiz her şeyden önemlisi de çocuklarımız
nasıl korunacak bu sahnelere çıplak çıkanlardan?
*
CHP
İslam dininin düşmanı mıdır?
Nerede
İslam dinine uymayan bir şey varsa, CHP onu savunuyor.
Yahudiliğe,
Hristiyanlığa başka dinlere, hatta ateizme bile çok hoşgörülüdür bir kısım CHP
yöneticileri ve taraftarları.
İş İslam
dinine gelince, İslam konusunda hassas olmuyorlar.
Gülşen
olayında da aynı durumu yaşadık.
Daha önce
Sezen Aksu olayında da aynı durumu görmüştük.
*
Aleviler,
CHP’liler sapıktır denilebilir mi?
Gülşen, "İmam
hatipte okumuş, sapıklığı
oradan geliyor..." yerine
“Cemevi’nde okumuş,
sapıklığı oradan geliyor..."
“Alevidir, sapıklığı
oradan geliyor..."
“CHP
teşkilatlarında eğitim gördü, sapıklığı oradan geliyor..."
“ODTÜ’de okumuş,
sapıklığı oradan geliyor..."
“Atatürkçü
Düşünce Derneği’nde eğitim gördü, sapıklığı oradan geliyor..."
“Cumhuriyet
Gazetesi’nde çalışmıştı, sapıklığı oradan geliyor..."
“Sözcü
Gazetesi’nde çalışıyor, sapıklığı oradan geliyor..." demiş olsaydı. Ne
olurdu?
Örnekler
böyle çoğaltılabilir.
Böyle
bir hakaret yapılabilir mi?
Elbette
yapılamaz.
Hem
hakarettir hem de suçtur.
*
Hakaret mi şaka mı?
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, Gülşen’in hakaretini "amacını aşmış bir şaka" olarak değerlendiriyor.
“Cemevi’nde
eğitim aldı, Alevidir, sapıklığı oradan geliyor..." diyen birinin
söyledikleri için, "amacını aşmış bir şaka" diyebilir miyiz?
“Cumhuriyet
Gazetesi’nde çalışıyordu, sapıklığı oradan geliyor..." dediğimizde, Cumhuriyet
Gazetesi’ne amacını aşmış bir şaka mı yapmış oluyoruz?
Burada en
fazla söylenecek söz, “tutuksuz yargılanabilirdi” olurdu.
Gülşen büyük
ihtimalle en geç Salı (30 Ağustos) günü
serbest bırakılacak zaten.
Tutuklu
yargılanarak bir mağduriyet de oluşturuldu.
Kemal bey,
CHP’liler daha iktidar olmadan, derhal serbest bırakın diyorlar.
Yargıya
sürekli talimat veriyorlar.
Daha
muhalefetteyken yargıya talimat verenler, ALLAH korusun, yarın iktidar
olurlarsa, yargıya neler yaptırtmazlar.
***
2023’ten sonra Sabetayist Kast Sistemi saltanatı son bulacak
Yahudi Aşiretleri, Cumhur İttifakına karşı birleşiyor mu?
Bilindiği gibi Sabetay Sevi ölünce, Sabataycılar
3'e bölünmüştü: Kapaniler, Karakaşiler ve Yakubiler.
Her bir aşiret farklı kollarda güçlendi.
Karakaşiler ticarette, Kapanilerhem ticarette
hemsiyasette, Yakubiler ise daha çok devlette görev aldılar.
Hatta Yakubiler Beşiktaş, Kapaniler Fenerbahçe
ve Karakaşlar da Galatasaray’da güçlüdürler ve bu büyük takımlarımızın yönetimindeler.
***
2023 seçimleri aynı zamanda Osmanlılar ile
Sabetayların mücadelesidir.
6’lı masayı PKK ile bir araya getiren güç, Sabetay
aşiretlerinin gücü müdür?
Bu kadar benzemezi bir araya getiren güç ve
motivasyon nedir?
Sabetay aşiretlerinin her partide kolları
vardır.
Onlar da
FETÖ gibi bütün partilere, AK Parti ve MHP’ye bile sızmışlardır.
FETÖ
zaten Sabetayistleri örnek almıştı. Hatta Sabetayistlerin devamı bile
denebilir.
2023
seçimleri her açıdan önemli.
Kapani,
Yakubi ve Karakaşi aşiretlerinin, kast sisteminin sonuna geliyoruz.
Kapani,
Karakaşi, Yakubi Kast sistemi Atatürk ve Laiklik üzerinden hareket ederek,
Atatürk’ü kullanarak amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar.
Gazi
Mustafa Kemal Atatürk de bu istismardan kurtarılacaktır.
Osmanlının
son dönemlerinde de etkili olan Yahudi aşiretleri, Cumhuriyet döneminden bugün
etkinliklerini devam ettirmektedir.
Türkiye’deki
Yahudi aşiretleri kast sistemi, 2023 seçimleriyle birlikte tamamen çökecektir.
Sabetayist
Kast Sistemi (SKS) çökmesin diye, Sabetayist saltanatı devam etsin diye, zaman
zaman kendi aralarında kavgalı olan, iktidar mücadelesi veren Kapani, Yakubi ve
Karakaşi aşiretleri, 2023 seçimlerinde Millet İttifakı çatısı altında birlikte
mücadele edecekler.
Cumhur
ittifakı buna göre hareket etmelidir.
Pakraduniler,
Sabetayistler, FETÖ, DEAŞ/IŞİD, PKK (HDP), CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi,
Gelecek Partisi, DP, SP, … 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakına karşı bütün
güçlerini kullanacaklar.
Pakraduni
FETÖ ileakrabası Ermeni kökenli Abdullah
Öcalan, … gibilerin ortaya çıkışı, iki koldan güçlenmesi, FETÖ ve PKK, … doğal
olarak ortaya çıkan hareketler değildir.
Derinlemesine
araştırılması gereken konulardır.
Öcalan
içeri alınıp, Gülen dışarı gönderilmiştir.
FETÖ ve
PKK bileşiminden yeni bir hareket, örgüt de ortaya çıkarabilirler.
Yurtdışına
kaçan FETÖ subaylarından oluşan bir örgüt de kurabilirler.
Bir de
bakmışsın, Uygurlar için ÇİN ile savaşacak İslam konseptli bir örgüt kurulmuş
ve içinde FETÖ subayları var.
Çık işin
içinden çıkabilirsen.
CIA boş
durmaz. Her boşluğu da doldurur.
Türkiye
Suriye ve Mısır ile iyi ilişkiler geliştirmeye doğru giderken, bir de bakmışsın
Mısır cehenneme dönmüş, Esed de ortadan kaldırılmış.
*
Yaşar
Tunagör-Fethullah Gülen-Abdullah Öcalan ve Tapu Kadastro
Öcalan,
Gülen ve Tunagör arasındaki ilişkinin merkezi tapu kadastro.
Yaşar
Tunagör, Fethullah Gülen ve Abdullah Öcalan üçgeninde tapu kadastro çok merkezi
bir role sahip.
FETÖ
kurucusu Yaşar Tunagör de PKK kurucusu Abdullah Öcalan da tapu kadastro memurudur.
Yani
PKK’yı da FETÖ’yü de kuran aynı merkezdir.
Ankara
tapu ve Kadastro Meslek Lisesi; Yaşar Tunagör, Fethullah Gülen, Abdullah Öcalan
ve Fuat Doğu arasında nasıl bir ilişki var?
*
NOT: Kastımız, Müslüman olmadığı
halde Müslüman görünen münafıklardır. Geçmişi; Kapani, Yakubi ve Karakaşi, Pakraduni,
Sabetayistolup da Müslüman olanlar da vardır. Mesele, kedisini gizleyip
ikiyüzlü hatta çok yüzlü davranmaktır. Yoksa herkesin inancı kendisinedir.
***
Şaban
Dişli kardeşi Mehmet Dişli’yi hapishanede ziyarete gitti
Mehmet Dişli, FETÖ darbe girişiminde bulunan generallerden
biri.
Şaban Dişli de Hollanda büyükelçimiz.
Tabi ki böyle bir ziyaret hiç olmadı.
Olmasını da beklemiyorum.
Ama CHP milletvekilleri, gazeteciler, çok sayıda kişi
PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı Edirne Cezaevi’nde ziyaret etti.
2023 seçimlerine gidilirken, bu ziyaretlerin artacağı da
görülmektedir.
PKK’lı Selahattin Demirtaş, abisi PKK’lı Nurettin
Demirtaş’ı da PKK’yı da desteklemeye devam ediyor.
Şaban Dişli sırf Mehmet Dişli’nin kardeşi olduğu için, büyükelçi
olmasını eleştirenler, PKK’lı abisini ve PKK’yı destekleyen PKK’lı Selahattin
Demirtaş’ı ziyarete gidenlere hiçbir ses çıkarmıyorlar.
Tam bir çifte standart var.
Şaban Dişli, darbe girişiminde bulunan
kardeşini ziyarete bile gitmezken,
Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere,
neredeyse bütün CHP’liler PKK’lı Selahattin Demirtaş suçsuzdur, serbest
bırakılmalıdır diyor.
Acaba, Şaban Dişli, kardeşimi serbest bırakın
derse, ne olur?
Ha Mehmet Dişli serbest kalsın demişsin, ha
PKK’lı Selahattin Demirtaş serbest kalsın demişsin.
Ha Osman Kavala serbest kalsın demişsin, ha
PKK’lı Abdullah Öcalan serbest kalsın demişsin.
Hiçbir farkı yok.
FETÖ’cü Şaban Dişli yüzünden 250 şehidimiz
var.
PKK’lı Öcalan ve Demirtaş gibiler yüzünden
onbinlerce şehidimiz var.
Suçlular arasında ayrım yapılamaz.
Suçlu suçludur.
Kim olursa olsun, suç işleyen cezasını
çekmelidir.
Ha FETÖ’den hapiste olan generalleri ziyaret
etmişsin, ha PKK’lı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmişsin
ikiside aynıdır.
***
Erdoğan’ın çevresinde durmayın
bari
AK Parti
sıradan bir parti, Erdoğan da sıradan bir lider değildir. AK Parti bir dava
(İSLAMİ) hareketidir.
AK Parti, İ'la'yiKelimetullah(Kızıl
Elma) davası için mücadele etmektedir.
Erdoğan bir
dava adamı ve bir dünya lideridir.
Bu AK
(İSLAM) davayı ve dünya (ümmetin) liderini mahcup etmeye, hiçbir partilinin
hakkı yoktur.
Her partide rüşvet,
yolsuzluk, adam kayırma (torpil) maalesef oluyor.
AK Parti’de
de oluyor.
2023
seçimlerine giderken AK Parti’de; önemli mevkilerde bulunanlardan ve özellikle
de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çevresinde bulunanlardan, bu tür
işlere bulaşanlar varsa; öncelikle İSLAM dinine, daha sonra da AK Parti’ye de
Erdoğan’a da zarar vermemek için, derhal bulundukları yerlerden ayrılmalıdır.
Madem kire,
pisliğe, rüşvete, kadına, uçkura bulaşmışsınız en azından Erdoğan’ın çevresinde durmayın.
Sadece
Erdoğan ve AK Parti’ye zarar vermiyorsunuz.
İSLAM dinine
de zarar veriyorsunuz.
FETÖ
yöntemleriyle AK Parti’ye sızıp, akçeli işlere girişenler tespit edilmeli ve AK
sayfaya bir nokta kadar bile leke süren herkes, partiden atılmalıdır.
Yargılanması
gerekenler de yargılanmalıdır.
Bunun için,
Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yolsuzlukla, rüşvetle, torpille mücadele
etmek için bir birim kurulabilir.