Şans var mı: Gorili fark ettiniz mi?
“Hayatta Başarının Anahtarları” kitabımda “Başarı Formülüne” motivasyon, yetenek, ibda (yaratıcılık) özellikleri yanında “fırsatları” da eklemiştim. Bu kitapta fırsat-şans ilişkisi benim ilgilendiğim bir konuydu.
Şans
(Fr. Chance) mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan
güç olarak açıklanmak. Bazı sonuçlar bir kimsenin bilgi ve emeğinden çok
rastlantı sonucu elde ettiği elverişli durum olarak (şanla) açıklanabilir mi?
Bu
soruyu merak edenlerden biri de Prof. Dr. Richard Wiseman. Bu bilim insanının ŞANS,
kişisel gelişim, yanılgı ve ikna gibi birçok alandaki araştırmaları dünyanın
önde gelen bilimsel dergilerinde yayımlanmış. Bu yazıda Prof. Dr. Richard
Wiseman’ın şans faktörü ile ilgili bazı çalışmalarını sizlerle paylaşacağım:
Goril
Bir
psikolojik deneyde katılımcılara birkaç kişinin basketbol topuyla oynadığı 30
saniyelik bir video gösterilir ve katılımcılardan, beyaz tişörtlülerin
birbirlerine attıkları pasları saymaları istenir. Birkaç saniye sonra goril
kostümü giymiş biri yavaşça kadraja girer, elleriyle göğsünü döver ve sonra
kareden dışarıya doğru hareket eder. İnanılmaz bir şekilde, videoyu izleyen
neredeyse hiç kimse bu goril kostümlü adamı fark etmez.
Günlük
hayatımızda bir şeye odaklandığımızda hayatın sunduklarını kaçırma eğiliminde
oluruz çünkü hepimizin PSİKOLOJİK KÖR NOKTALARI vardır. Bu kör noktalar hem
özel hem de iş Hayattaki gorilleri nasıl fark edeceğimizi ve bu gorilleri
gördüğümüzde nasıl davranmamız gerektiğini bilmemiz başarıyı artırabilir.
Wiseman’ın
şans faktörü ile ilgili bir başka çalışması ise şu şekilde:
Gördün
mü?
“Şansı araştırmaya
başladığımda neden bazı insanların HEP DOĞRU ZAMANDA DOĞRU YERDE olduğunu,
diğerlerininse sürekli olarak şanssızlıklarla boğuştuğunu merak ediyordum.
Ulusal gazetelere ilan vererek kendilerini her zaman şanslı ya da şanssız
hisseden insanların benimle temasa geçmelerini rica ettim. Yüzlerce sıra dışı
erkek ve kadın araştırmam için gönüllü oldu. Yıllar boyunca onlarla söyleşiler yaptım,
yaşamlarını gözlemledim ve deneylere katılmalarını sağladım.
Sonuçlar gösteriyor ki
insanlar neden şanslı ya da şanssız olduklarını tam olarak bilemeseler de DÜŞÜNCELERİ VE DAVRANIŞLARI bu durumu büyük ölçüde
açıklıyor. Bir şans ya da bir fırsat
gibi görünen durumları düşünelim. Şanslı insanların bu tür fırsatlarla sürekli
karşılaşmalarına karşılık şanssız insanlar bunlarla hiç karşılaşmazlar. Bu
durumun insanların söz konusu fırsatları fark etme yetenekleri arasındaki
farklılıklardan mı kaynaklandığını bulmak için basit bir deney yaptım. Hem
şanslı hem de şanssız insanlara birer gazete verdim ve onlardan gazeteyi iyice
inceleyip içinde ne kadar fotoğraf olduğunu bana söylemelerini istedim.
Gazetenin ortalarında bir yere üzerinde şu not yazılı olan büyük bir mesaj
yerleştirdim: 'Deney görevlisine bunu gördüğünüzü
söyleyin 250 dolar kazanın.'
Mesaj sayfanın yarısını
kaplıyordu ve yüksekliği beş santimetrenin üzerinde olan bir fontla yazılmıştı.
Herkesin yüzünü sabit bakışlarla süzüyordum. Şanssız insanlar bunu fark
edemezlerken şanslı insanlar hemen FARK ETTİLER.”
Kişilikleri
“Şanssız insanlar genel
olarak şanslı insanlardan daha GERGİNDİRLER. Bu endişeli ruh hali, beklenmeyeni fark etme
yeteneklerine zarar verir. Sonuç olarak fırsatları kaçırırlar çünkü başka bir
şeyi aramaya aşırı odaklanmışlardır. Belli iş ilanlarını bulmaya kararlı bir
biçimde gazeteleri incelerler ve diğer iş olanaklarını kaçırırlar. Şanslı
insanlar daha RAHAT VE AÇIKTIRLAR. Dolayısıyla yalnızca aradıklarını değil
orada ne olduğunu da görürler.”
Bu
açıklamalardan sonra, bazı insanların neden çözümü/başarıyı/ödülü daha hızlı bir
şekilde keşfeden kimseler olduğunu anlaşılmıştır sanırım. Aslında şanslı denen
şey insanların farkında olmadan “çözüm becerisi ve fırsatları görme”
özelliğinin gelişmiş olmasıydı. İşi püf noktası, fırsatları görebilmektir!
Bazıları hala buna şans diyebilir.
Ya
bu yazıdan sonra siz ne dersiniz?
Son
söz:
Ödül fırsatları görüp harekete geçenlerindir.