Şanlı Gazze direnişi ve Siyonizm'in çöküşü!..
Terörist İsrail kaybetti!.. Bundan sonra ne olursa olsun, Siyonizm’in çöküşü durmaz…
Bu teröristler dünyayı “tefecilikle” ve “algı
operasyonları”yla yönettiler.
Tefecilik...
Zor durumdaki insanları faizle borçlandırıyor, borç
ödeyemeyecek duruma düştüklerinde boğazlarına çöküyorsun.
Hıristiyan dünyasını ele geçirmek için kullandıkları en
güçlü silah “tefecilik” Siyonistlerin.
Baktılar ki, bazı etkili Hıristiyan “din otoriteleri” tefeciliğe karşı…
Bir mezhep uyduruverdiler.
“Hıristiyanlığın”
yeni yorumuyla “Faiz, ticaret gibidir!”
dediler.
Tefeciliğe cevaz verdiler.
Protestanlık-Konservatizm-Muhafaza-KÂR’lık, Siyonizm’in
faizci kapitalizmine “hizmet” etti…
Tefecilikle borçlandırdıkları Hıristiyanların mallarına,
mülklerine, ticarethanelerine çöktüler…
Dünyanın beynine de “Faizsiz ekonomi olmaz, olamaz!”
algısını yerleştirdiler…
Bizi çökertmek için
de bunu kullandılar…
Osmanlı’daki “Galata Bankerleri”ne bakın; İstanbul’un Galata
semtinde bulunan Komisyon Hanı ve Havyar Hanı isimli iki mekânda faiz karşılığı
borç para veren azınlıklar…
Borç yiyen kesesinden yermiş, faiz borcu hiç bitmezmiş..
Osmanlı, açıklarını kapatmak için “azınlık sınıfından”
tefecilere müracaat ettikçe, istediğinden de fazlasını buldu…
Buldukça israfı arttırdı.
Sonuçta, devlet battı!..
Küçüklüğümüzde isminden ve ara sıra bize “bedavadan” kumbara
vermesinden dolayı çok sevdiğimiz bir banka vardı:
Osmanlı Bankası…
İsmi ne kadar yerli ve milli değil mi?
Fesli öyle de, aslı başka…
İngiliz Sermayeli Bank-ı Osmani (Ottoman Bank) ile Fransız
Banque de Paris et des Pays-Bas bir araya gelip, Bank-ı Osmanî-İ Şahâne’yi
kuruyorlar…
Adı Osmanlı Bankası.
Açılışı da, Kuran-ı Kerim okunarak, dualar edilerek
yapılıyor!..
“Kâr”ın muhafazaKÂRlığı.
Görüntüdeki amaç?
Osmanlı sanayisinin gelişmesine katkıda bulunmakmış!..
Asıl amaç?
Osmanlı’yı batırmak!...
Siyonizm’i “devlet”ine ulaştırmak…
Din ile çatışmaya ne gerek var, dini kendine uydurursun olur
biter!..
Bunu Türkiye’de de
çok yaptılar; “Kıl beşini bil işini!” Müslümanlığı oradan çıktı.
Hadis karşıtlığı da oradan çıktı; Hayat pratiğini devre
dışına itersen, İslâm boşlukta kalır…
O boşluğu da, Siyonizm doldurur!
Süleyman Demirel, “Memlekette 70 bin cami var. İsteyen
istediği gibi namaz kılabiliyor, oruç tutabiliyor, daha ne istiyorsunuz!”
dediğinde…
Rahmetli Erbakan Hoca, “Siz bize içi samanla doldurulmuş
kuştan bahsediyorsunuz! Biz bu kuşun
canlısını istiyoruz!” karşılığını vermişti.
İslam Âlemi yüzyıllar boyunca “saman dolu kuşlarla”
oyalandı…
Kur’an-ı Kerim duvar süsü, mezar ziyaretçisi olarak kaldı.
Lâkin, bugün…
Şanlı Gazze Direnişi’ni yürüten Kahraman Müslümanların
vesile olmasıyla, karşımızda duran tablo, bambaşka…
İnsanlığın kurtuluşunun ancak Siyonizm’den kurtulmakla
mümkün olabileceğini herkes gördü.
Bizler uzun yıllar boyunca, Siyonizm Belâsı’nı anlatmak için
uğraştık durduk.
“Antisemitist” dediler, “radikal” dediler, “marjinal”
dediler, “gerici” dediler…
Neler neler dediler!..
Bugün, bir vakitler söylediklerimizden dolayı bizle dalga
geçenler, şimdilerde bizim noktamıza geldiler.
Elbette hâlâ, hainlik edenler, aptallık edenler var ama…
Uyananlar çok daha fazla…
İsrail, bebek katlettikçe dibe
gitti!..
Zulüm batağında boğulmaya doğru hızla yol aldı.
O zulmettikçe Gazze’deki Müslümanların direniş gücü, direniş
azmi arttı…
Halkı Müslüman ülkelerin başlarına atanan krallar, devlet
başkanları filan “yan çizdikçe” Gazze’deki Müslümanların isyanı büyüdü…
Bu mücadelenin sadece Siyonistlere karşı değil, aynı zamanda
ve çok daha fazla “içerideki işbirlikçilere” karşı da verilmesi gerektiği fikri
iyice yerleşti.
Batının adi
politikacıları, Siyonizm’in Soykırımı’na destek verdikçe, halkların karşı
tepkisi yükseldi.
Meydanlardaki binler on binlere, on binler yüzbinlere,
yüzbinler milyonlara ulaştı…
Panikleyen adi politikacılar
ufak ufak söylem ayarı yapmaya
başladı…
İsrail Terör Örgütü, panikle ucuz yalanlara başvurdu.
Her yalanları, yarım saat içinde yüzlerine çarpıldı.
Genç ve dinamik Müslüman toplulukları, sosyal medyayı
aslanlar gibi kullanan milyonlar, algı operasyonlarında pek mahir olan
Siyonistleri bu alanda da yendi.
Gerçekler yalanlara galip geldi.
“Mağdur Siyonist” edebiyatı
çöktü!.. Bugün artık…
Dünyanın neresine giderseniz gidin “Soykırımcı Devlet”
dediğinizde, karşınızdakinden büyük ihtimalle “İsrail” cevabını alırsınız!..
Algı gerçektir.
Yalanı etkili bir şekilde söyler ve çok tekrarlarsanız
gerçek zannedilir.
Gerçeği söylüyorsanız ve etkili bir şekilde söylüyorsanız,
mutlaka kazanırsınız…
Filistin’de gerçekler kazanıyor!..
Gazze’nin büyük direnişi ve Anadolu’nun “Osmanlı’nın en
güzel dönemlerinden” esintiler taşıyan büyük desteği!..
Bir güneş doğuyor, Filistin’den!..
Bir güneş doğuyor, Anadolu’dan!..
Ve bir güneş doğuyor…
Batı’dan!..