Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Nisan 2019

Sandıkta FETÖ Operasyonu

HDP’nin başındaki herif, “Bugün Türkiye’nin en bereketli toprakları burası. Buralar vaad edilmiş topraklar. Musa ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi. Geldiler (Erdoğan ve ona destek veren milleti kastediyor) bu toprakları da kuruttular” diyor.

Edy Kohen adındaki bir Siyonist ise geçenlerde paylaştığı bir haritada, Anadolu topraklarını işgal edip İsrail’e katmakla tehdit ediyordu.

Likud Partisi'nin önde gelen isimlerinden Ariel Polstein, Kürtlerin, Siyonist devletin kendilerine verdiği desteği asla unutmayacağını, "bağımsız bir Kürt devleti, İsrail bayrağını dalgalandırdığında" iki ülkenin kelimenin tam anlamıyla müttefik olacağını ifade etmemiş miydi?

31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları Batı’da “Ayosofya’nın intikamı alındı” şeklinde verilmedi mi?

Bu köşede, 28.04.2017 tarihli yazımda; “Türkiye'de Erdoğan düşmanı, büyük İsrail projesine uygun yeni ittifaklar kuruluyor. Çünkü onlara göre Erdoğan, yeni bin yılın Selahaddin Eyyubi'si ve ikinci Fatih konumunda. Öncelikle bu engelin ortadan kaldırılması ve Türkiye'nin teslim alınması için büyük planlar tezgâhlanıyor.

CHP ile HDP birleşme kararı alacak. Malumunuz HDP demek aynı zamanda ABD'nin Kuzey Suriye'de İsrail bayrağını dalgalandırsınlar diye silah yardımı yaptığı PYD/YPG demek” demiştim.

Buna İP ve SP’yi de ilave ederek gözlerimizin önünde dörtlü bir mekanizma inşa ettiler.

Beyaz-Anglo-Sakson-Protestanlar’a göre Anadolu, "Tanrının yürüdüğü topraklar" olarak görülür. Kabala'ya göre de Tanrı imparatorluğunun kuruluşunda en son seferde fethedilecek yer "Edom" ülkesidir. Edom, yani Anadolu.

Erdoğan, bu projeyi boşa çıkardığı için Türkiye şeytanlaştırılmaya ve yok edilmeye çalışılıyor. Bugün Türkiye'nin başarılı olması demek tüm dünya halklarının da bu yapıların tehdidinden kurtulması anlamına geliyor.

Şimdi Erdoğan’ın 31 Mart seçimlerini neden “bekâ” sorunu olarak gördüğünü anlayabildiniz mi?

Erdoğan, dünya siyaset arenasında öngörüleriyle bilinen, geleceği okuyabilen bir lider olarak tanınır. Dostu da düşmanı da bunu kabul etmiştir. Ne var ki burada medyası, yazarı, siyasetçisi ve aydını bekâ meselesini bile yerli yerinde kullanamadı.

Bu seçimlerin 2023’ün son virajı olduğunu onlar da biliyor. 2023’e kadar İsrail’in emellerine ulaşması lazım. Bunun için de Türkiye’nin Erdoğan kontrolünden çıkması gerekiyor.

Bu yüzden hemen her operasyonu, sandıkta milletin desteğiyle sonlandıran AK Parti’yi en zayıf yerinden vurdular. Yani sandıktan.

Ayhan Oğan’ın ifadesiyle bugün 2600 sandıkta Binali Yıldırım’a sıfır oy çıkmışsa bunun hatadan da öte ciddi bir operasyon olduğunu artık anlamamız gerekiyor. Peki, anlayabildik mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan tam 53 bin kilometre yol kat ederek il il, ilçe ilçe dolaşarak, gerek sosyal medya ortamlarında gerekse TV programlarında milletine işin ciddiyetini anlatmaya çalışırken biz ne yaptık?

Küresel çetenin fırsat bulduğu anda ülkemizi bir kaşık suda boğmaya çalıştığını hala anlayamadık mı? Neden sandıklarda önlem alınmadı?

Ya da Erdoğan’ın son yıllarda hemen hemen gittiği her yerde teşkilatına; “lüksten ve şatafattan uzak durun, çalmadık kapı, dokunmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak şekilde bu süreci seçim gününe kadar aralıksız devam ettirin” tavsiyesine uyuldu mu?

Kimi arasak “Aslanlar gibi mücadele ediyoruz” diyor ancak bir vakit sonra ardından bir makam elde etmiş olarak karşımıza çıkıyor. Ve bol miktarda hayırlı olsun ziyaretleri, sosyal medya görüntüleri, bayrak, vatan, dava şiirleri, hadisler, ayetler vs. Erdoğan ise 24 saat mesai yapıyor.

Şimdi kalkmış yazarlarımız, “CHP'ye oy veren saftırık vatandaşlar?” “AK Parti teşkilatlarını eleştirme kolaycılığına düşmeden” vs şeklinde hâlâ hatayı, problemi dışarıda bulma kolaycılığına kaçıyor.

Bazıları da bu şaibenin baş aktörünü CHP göstererek, FETÖ’nün adını bile geçirmiyor. Siz FETÖ’yü ne sanıyorsunuz? Onun her partiye her kılığa girebileceği ihtimalini neden hesaba katmıyorsunuz?

Kimse kusura bakmasın, bu kadar kararlı net bit duruşu olan ve her fırsatta halka hizmet diyen Erdoğan’ı anlayamadılar.

Heyecanını yitirmiş, tüm enerjisini torpile, makam, mevkiye harcayan, halka tepeden bakan, fakir fukarayı lügatinden çıkaran, paraya tamah eden, sorumsuz, ahlaksız, kibirli, vicdansız insanlarla yolumuzu tez vakitte ayırmalıyız.