Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Kasım 2014

Sanatta şiddet Sanata hıyanettir!

Hayatın içinde yeterince şiddet, kötülükler var. Şiddet sarmalı içende her yanımız örseleniyor; aklımız, ruhumuz, yüreğimiz ve tüm duygularımız. Baş tacımız olması gerek kadın çıplaklaştırılıp, sanat adına istismar ediliyor. Şarkıya, sanata müspet konu olması gereken kadın, özellikle sinema ve dizilerde bir meta gibi görülüp, o şefkat kahramanlarına bir nevi şiddet uygulanmış oluyor. Şimdiki sanat dallarının çirkin bakış açısıyla, aşkta şiddet, ailede şiddet, ortaklıkta şiddet, komşulukta ve kısaca tüm ilişkilerde şiddet. Sanat adına sadece bunları işlemek ve sunmak arızalı bir ruh hali değil midir? Gerçek hayatın içindeki muhtelif şiddetlerden, ancak sanatın güzel bakış açısı, ibret olacak ıslah edici bakış açısı olmaz ise dünyamızda şiddet devam edecek.

Evet, istisnalar hariç; sinema şiddet, resim şiddet, yazı şiddet, adeta tüm sanat dalları vampir gibi, kandan şiddetten besleniyor. Bütün bu olumsuzluklar bizde müspet manada bir iz bırakmaz, sanat sanat olmaktan çıkar; sadece kötülüğün ve şiddetin reklamı olur. Bediüzzaman: "Batılı tasvir safi zihinleri idlal eder." Kötü şeyleri tasvir ederek, sanatsal eser meydana getirmek, hakikatlerden ayırır. Sanatçıya örnek olması gereken İlahi Sanatta kusur yok, şiddet yok. Ne yaratılmışsa hikmetli yaratılmış, kusursuz yaratılmış ve göze hiç çirkin gelmiyor.

Sanatta şiddet, bir sanatçının kötülük taciri olmasıdır! Sanatçı kötülük satamaz; hele hele reklamını hiç yapmaz. Bir pazarlamacının şiddet dili ile başarılı ürün sattığını yüksek pirimler kazandığını duydunuz mu hiç? Bir delikanlı bile kızın gönlünü kazanmak için güzel sözler kullanır, giyimine dikkat eder. İlişkilerde illaki güzel şeyler konuşulması gerekir. O zaman şiddet dolu sanatla bize ne vereceğinizi sanıyorsunuz? Evet, her hususta yeterince dövüldüğümüz için birde sanat bizi dövmesin, ruhumuzu ağlatmasın. Toplumsal ağrılardan sızılardan kurtulmak için, sanatçının rehabilite edici görev için kolları sıvayıp, duygularımıza hoş ve rahatlatan dokunuşlar bırakması lazım.

Duvar ustası diyemez: Şiddeti vurgulasın diye duvarı eğri büğrü yaptım. Cerrah diyemez: şiddetin ne can yakıcı olduğunu anlatabilmek için, sıhhatli olmayan bir dikiş attım. Aşçı diyemez: şiddet unutulmasın diye, zehir zemberek yemek yaptım. Fırıncı diyemez: Sırf şiddet güncelde kalsın diye, böyle şekilsiz ve göze hoş gelmeyen ekmeği yaptım. Bu böyle uzar gider. Hiçbir üretici, sırf şiddet protesto edilsin diye acayiplikler yapmaz, kötü mal sunmaz. Son olarak: Şiddet anlaşılsın diye bir insan evire çevire dövülmez! Evet, sanat adına bizi evire çevire dövüyorsunuz ve bir darbede sanattan yemiş oluyoruz.

Sanatı en güzel şekilde; ruha, göze hoş gelecek şekilde yapanlara da selam olsun, sanatları daim olsun, zira yaraları ancak onlar iyileştirirler.